Alimler siyasi konularda analiz yapmadan önce velayet
siyaset ilkelerini ve ilkeli strateji belirlemeyi öğrenmelidir.
Politikacıların geçici, çıkarcı konuşmalarına atfen,
medyanın magazin haberleriyle, avamın sokak ağzıyla siyaset ve analiz yapılmaz.
Gazze ve Filistin gibi insanlığı, İslam alemini ilgilendiren
önemli bir konuda belirlenecek strateji, menfaatçi, maslahatçı, durumu
kurtarma, kendi dünyevi çıkarlarını tehlikeye atmama gibi amaçlar için olursa
bu Velayet ekseni değildir, bu dünyaperest zihniyetin stratejisidir.
Tarih böyle örneklerle doludur. Bazıları Kadı Şüreyh
derecesine ulaşmasa da Musa Eş’ari’den geri kalmıyorlar. Musa Eş’ari‘nin de arkasında bir kitle vardı,
geldiği makam onun basiret gözünü kör etmişti, işlerini İslam‘ın ve ümmetin
maslahatı için yaptığını söyledi söylüyordu. Bu gibiler hem cehalette avamdan
daha alt seviyeye düşüyorlar, hem de basiretsizliklerinin bedelini çok çabuk
ödüyorlar.
Bunun sebebi kendi görüşlerini Velayet siyasetine tercih
etmeleri, velayet çizgisinden uzaklaşmaktır.
Böylelerinin Velayet siyasetinden uzaklaştıkça iktidarın
çekim alanına girmekten başka çaresi yoktur. Velayet siyaset ekseninden
ayrılanlar ya iktidarın kucağına oturur veya cehaletinin bedelini öder.
Unutulmaması gereken bir nokta var; bu mektebe kimse zarar veremez,
diliyle, kalemiyle, yazısıyla, hutbesiyle, medyasıyla, parasıyla, silahıyla kim
zarar vermek isterse kendisi helak olur.
Siz bu mektebi sahipsiz mi sanıyorsunuz, bunların
ağababaları onlarca defa denedi yapamadı, başaramadı, başarmayacaklar.
Burada üzücü olan asıl nokta halkın aldatılması, halkın sürü
yerine koyulup güdülmek istenmesidir. Halkın Velayet siyasetinden
uzaklaştırılmasıdır.
Bu halk alimleri bu derecelere yüceltti, alimin değerini
bildi, alimine değer verdi, bütün sorunlarda yanında yer aldı, peygamber varisi
olarak gördü, saygıda kusur etmedi, sıkıntıları olduğunda yardımına koştu,
alimin izzet ve onurunu korumak için elinden geleni yaptı.
Alimler Allah’ın inayet ve lütfunun gölgesinde halkın eliyle
sahip oldukları konuma gelmişlerdir. Şii alimlerinin en büyük iftiharı mektebe mensup
insanların alimlerinin yanında yer alması ve onları namertlere muhtaç
etmemeleridir.
Şimdi bu halkın değerini bilmeyip sürü yerine koymak bu
halka haksızlıktır, zulümdür. Bu gibi
açıklamalar halkın kadrini bilmemektir, halkı fikri olarak sömürmektir. Halkın
sırtına basıp yükselmektir.
Allah, bizleri cehaletten kurtulup basiret sahibi olan
Velayet siyaset ekseninden ayrılmayanlardan karar kılsın.
Vesselamu aleykum ve Rahmetullah