Yahudiler Şam'dan Sürgün mü Edilmiş?

GİRİŞ: 23.02.2025 18:23      GÜNCELLEME: 23.02.2025 18:23
Rasthaber -  “Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.” Dünya medeniyetlerine ilham kaynağı olmuş Suriye’nin, ‘yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutlulukları’ en çok içimi acıtan vakıadır. Yalan öyle nüfuz etmiş ki insanların diline, 'doğruyu söylemek gerekirse...' diye bir kalıp var. Yalan öyle nüfuz etmiş ki kalplerine, kanlarına, kalemlerine, mürekkeplerine, klavyelerine, doğruyu söylemek de fayda etmiyor. Kalpleri günahla katılaşmış. Bunlar için hükmü Bakara Suresi 18. Ayeti vermiş: “Sağır, dilsiz ve kördürler; dönmezler.”

Doğruyu söylemek gerekirse: Suriye’nin devrik lideri Esad dönemi hakkında söylenen birçok şey doğrudur. Ama ve lakin birçok şey de yalandır ve propaganda amaçlıdır. Tedavüle sokulan yalanlardan birisi de Suriyeli Yahudiler ile ilgilidir.

HEDEF İSRAİL'İN GÖZÜNE GİRMEK

Şam’daki geçici Şara rejimine meşruiyet kazandırmak için Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerin lobi çalışmalarının yeterli olmayacağını İsrail, İngiltere ve Fransa’nın bu çalışmaların başını çekmesi gerektiğini telkin etmişler. Bu hedef uğruna Şam’daki Şara rejimi İsrail’i devlet olarak tanımaya hazır. Eski işgallerine razı. Suriye’nin güney bölgesinde, Golan’ın tümünde, Hermon (Cebel El-Şeyh) Dağı'nda yeni işgallerini kabul etmeye veya çok düşük bir ihtimal ama İsrail’in çekilmesi karşılığında bu bölgeleri İsrail’in iktisadi ve güvenlik çıkarlarına uygun olarak tanzim etmeye hazır ve nazır. Ama nafile zira İsrail, İngiltere ve Fransa’nın Siyonist, neo-Nazi komedyeni Zelenskiy’i bile kurtaracak takatleri yokken Şara ve Savaş Kabinesi’ne hami olmaları mümkün değil.

Zelenskiy’i küçük diktatör, harami, bir ABD gazetecisini öldüren katil, meşruiyetini yitirmiş olarak tanımlayan ABD şirketi CEO’su Trump rejiminde Şara ve Savaş Kabinesi’nin işi zor hem de çok zor. Bunu bilen Şara rejiminin ustaları ABD’nin nüfuzlu Siyonist Kongre üyelerine, İsrail-Yahudi lobi kuruluşlarına ve Mecdel köyünün muhtarı misali olan münafık hahamına yatırım yapıyorlar.

HAHAMIN YALANLARINA MUHTAÇLAR

Şara rejiminin tayin ettiği Dışişleri Bakanı Esad El-Şaybani (galiba Esad ismi Şam’ı terk etmek niyetinde değil. Şaka bir yana aslında ismi ne Esad ne de Esed’tir ismi Saadet anlamına gelen Es’aad) ABD Kongresinin en şahin Siyonistlerinden olan, Netanyahu’nun konuşan aklı, Gazze haritadan silinmeli, sakinleri sürülmeli ve orası ilelebet Netanyahu’nun olmalı diyen Joe Willson ile zafer pozları verdi.

Meşruiyet ve iktidarda kalma hırsıyla freni patlak kamyon misali giden Şara rejimi, ABD ve İsrail’de yaşayan Suriye asıllı Haham veya Rabbi Joseph (Yusuf) Hamra, oğlu Henry Hamra ve Haham Aşer Lopatin’in yalanlarına muhtaç kaldı. Reuters, Kürt medyası-Rudaw, Türk medyası-Anadolu Ajansı, ABD Siyonist medyası, İsrail medyası, İngiltere ve Fransa medyası ve hatta Esad, Hizbullah, İran dostu ve HTŞ, İsrail karşıtı yazılarıyla maruf Yakın Doğu Haber sitesi bu Hahamların “1992’de sürgün edilen Yahudiler” olduğu yalanlarını araştırmadan olduğu gibi paylaştı.

“Bir buçuk yıldır Şam’a dönmeye çalışıyordum ancak Suriye’nin devrilen rejimi buna izin vermedi.” diyen Haham Hamra, Şam’da Yahudi İbn Maymun Okulunu, Sinagogları ziyaret etmiş. Okul ismini Yahudi filozof, Hahambaşı Musa bin Meymun’dan alır. Arabi Müslümanların idaresindeki İspanya, Cordoba şehrinde 1135’te doğdu.

ESAD VE KUVEYT İŞGALİ

Bakın, 1991’de, Irak’ın idam edilen eski lideri Saddam Hüseyin’in ordusu sekiz küsur sene İran ile savaştırıldıktan sonra bu savaşta kendisini teşvik eden ve her türlü desteği vereceğiz diyen zengin Körfez Hanedanlıkları tarafından yüz üstü bırakıldığına inanır. Saddam yüklü bir tazminat ister. Kuveyt’in savaş boyunca Irak’a ait olan petrolü çaldığını söyler. Saddam’ın talep ettiği meblağın onda biri Körfez Ülkeleri Ligi tarafından teklif edilince Saddam, ‘Kuveyt, Irak toprağıdır’ iddiasıyla Kuveyt’i Ağustos 1990’da işgal eder.

Şubat 1991’de ABD ve müttefiklerinin müdahalesiyle Irak ordusu Kuveyt’ten çıkartılır. Savaştan önce düşman olan Esad-Saddam arasında bir yakınlık oluşur. Esad, Saddam’a bir mektup yazar; Kuveyt işgalinin tüm bölge için felaket olacağını, Arap devletlerinin birliğine zarar vereceğini, dış müdahaleye ortam hazırlayacağını, çökmeye başlayan Sovyet Rusya blokunun yardım edemeyeceğini söyler. Kuveyt’ten çıkması halinde Irak’a karşı herhangi bir müdahale olursa Suriye ordusunun Irak’ın yanında savaşacağını paylaşır.

Saddam işgalde ısrar eder. BM kararları, Arap Ligi üyesi sıfatıyla ve Kuveyt-Suriye iyi ilişkilerine binaen Suriye, Körfez'e göstermelik bir askeri birlik gönderir.

BABA BUSH DOKTRİNİ

Baba Bush ve Dışişleri Bakanı Baker 1991’den sonra ABD öncülüğünde bölgemiz için yeni bir doktrin kabul eder. Baba Bush Doktrini olarak bilinen bu stratejiye istinaden İsrail ile başta Filistin, Suriye ve Lübnan olmak üzere komşularıyla barış olacaktı. ‘İsrail’in işgal ettiği topraklara karşılık İsrail ile Barış’ anlaşması için 30 Ekim 1991’de Madrid’te ilk kez Suriye ve İsrail Dışişleri Bakanları ABD ve BM inisiyatifinde aynı masa etrafında toplanır. ABD’nin talebine olumlu yanıt veren Baba Esad ile ABD arasındaki ilşkilerde iyileşme başlar. Baba Bush isteyen Suriyeli Yahudilerin ABD, Kanada veya Avrupa’ya göç etmesine izin vermesini ister. Esad onay verir.

Baba Esad, Şam’da Suriye Hahambaşı ve hahamlarıyla görüşür. Şam, Halep, Haseke Kamışlı, Lazkiye, Humus bölgelerinden takriben dört bin Suriyeli Yahudi 1992’de ‘İsrail’e gitmemek ve İsrail ile irtibat kurmamak’ kaydıyla Suriye’den göç eder. Ekseriyeti ABD’ye yerleşir. Suriye’de az sayıda Yahudi kalır. Peki, 1992’de Suriye’den giden Suriyeli Yahudiler Suriye’ye gelemediler mi? 2005-2008 arasında ABD’de yaşayan Suriyeli Yahudiler ve orada doğan yeni nesil Suriyeli Yahudi gençler Şam ve diğer şehirleri gezdi. Oğul Esad’la buluştular. Kendisine ABD’de Suriye için lobi çalışmaları yapmak istediklerini söylediler. 2021’de, yani henüz savaş varken ve Esad Şam’dayken bir grup Yahudi genç ABD’den Suriye’ye geldi.

JAJATİ'NİN SÖZLERİ

Suriye asıllı ABD’li Yahudi Joe Jajati (Tavukçu demek, halen Hama’da Jaja ve Jajati adıyla tüccar aileler var) ziyareti İsrail ve ABD medyasında büyük yankı buldu. Bakın Joe Jajati Times of İsrael gazetesine ne demiş:

“Suriye’de görülecek çok güzel yerler var. Yemekleri çok lezzetli. Kendimi çok rahat hissediyorum. Bize çok iyi davrandılar. Yahudi mahalleleri olduğu gibi korunuyor. Güven içinde dolaşabiliyorsunuz. Korkacak bir şey yok. Siz de gelin ve anavatanınız Suriye’yi ziyaret edin.”

Şam ve Kamışlı’da Halep’te Sinagoglar açıktı. Şam’da yaşarken Kamışlı Hahamı Yakup beyle tanışmamızı daha önceki yazılarımda anlatmıştım. Evleri, işyerleri, arsaları, okulları, sinagogları 33 yıl boyunca Esad’ların idaresindeki Suriye’de korunma altındaydı.

KIRMIZI HALI BEKLİYORDU?

“Sürgün edildik” yalanını ortaya atan Mecdel Muhtarı karakterli Haham Yusuf Hamra da Yahudilerin mal mülk ve kutsallarının, kendi evi dâhil korunduğunu itiraf etmiştir. Ama evinin eskimiş olduğunu, sinagog ve okulların restore edilmesi gerektiğini de söylemiş. 14 sene ve halen süren savaş, ekonomik abluka ve ambargonun yarattığı tahribat ile şükranlarını sunduğu Şara ve mütetfikleri silahlı örgütlerin İslam’ın en muteber alimleri ve sahabeleri Abuzer El-Gaffari, Veysel Karani ve hatta Bilal Habeşi kabir ve makamlarını, alevi türbelerini, kiliseleri, mezarlıkları buldozerlerle tahrip ettiklerini ve dinamitle uçurduklarını da bilmek istemez zira kendisini sadece sinagogu ve Yahudi okulları alakadar ediyor. Ayrıca “sürgün” edilen Yahudilerin Şam’ı ziyaret edemedikleri hususuna gelince...

ABD’de İsrail propagandası yapan, İsrail’in Filistin ve Gazze katliamlarına sessiz bile kalmayıp aksine İsrail’in yanında yer alan, İsrail’in ABD’deki lobileriyle ilişkiler tesis eden, İsrail’i ziyaret eden, ABD ve İsrail’de ellerinde Suriye bayrağı yerine İsrail bayrakları taşıyan, Suriye vatandaşlığından çıkmış “Suriyeli” Haham Yusuf Hamra, oğlu Henry ve Haham Aşer’in İsrail ile savaş halinde olan Suriye’ye giriş yapması zaten kanunlara istinaden yasak.

İsrail eski Savunma Bakanı, meşhur Moşe (Musa) Dayan Suriyeli bir Yahudi idi. Doğduğu ülke, ailesinin vatanı Suriye’ye karşı düşman İsrail ordusunda bir asker ve subay olarak savaştı. Suriye’ye giriş izni alabilir miydi? İngiliz ve Fransızlarla işbirliği yaparak Osmanlı'ya karşı savaşan Osmanlı vatandaşı birisine ne yapılırdı? Türkiye’ye karşı Almanya, Fransa, ABD, İsrail veya yabancı bir devletle işbirliği yapan, onların ordusunda Türkiye’ye karşı savaşan bir T.C vatandaşını ne yapardık? Vize verip, kırmızı halıda ağırlayıp boğaza nazır lokantada balık mı yedirirdik?

aydınlık

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM