Siyonist Rejimin Hesap Hatası

GİRİŞ: 15.06.2025 10:14      GÜNCELLEME: 15.06.2025 10:14
Rasthaber -  Siyonist rejim, istihbarat, lojistik ve operasyonel desteklerle, İran İslam Cumhuriyeti’nin kırmızı çizgisini aşarak topraklarımıza saldırdı. İlk aşamada askeri komutanlar ve nükleer bilim insanlarının suikastıyla kendini başarılı zannetti. Ancak bu saldırılar, aslında ABD’nin diplomatik oyunlarının bir ürünü olarak ortaya çıktı ve Siyonistlerin karşı tarafı yanlış değerlendirdiğini gösterdi.

İsrail, Lübnan teorisini İran’da tekrarlayarak, saldırının hemen ardından İran’da askeri ve güvenlik boşluğu oluşturmayı, böylece İran’ın karşılık vermesini imkânsız ya da gecikmeli hale getirmeyi umuyordu. Ancak komutanların hızla yerine yenilerinin atanması ve İran hava savunma sisteminin aktif hale gelmesi, Siyonist rejimi çok zor durumda bıraktı.

Savaşın Gökyüzündeki Dengesi Değişti

Siyonist rejimin saldırgan doğası ve hava gücüne dayalı stratejisi doğrultusunda, F-35 savaş uçakları, bölge ülkelerinde istikrarsızlık yaratmak için en önemli araçlardan biri olarak görülüyordu. Bu uçaklar, "dokunulmaz ve izlenemez" bir güç simgesi haline gelmişti.

Ancak, İran ordusunun yerli hava savunma sistemleriyle bir F-35'i düşürmesi, sadece bölgesel değil, küresel askeri dengeleri de sarstı. Artık "görünmez" F-35’in takip edilemezliği bir efsane olmaktan çıktı ve bu durum, ABD ve İsrail hava kuvvetlerinde ciddi bir boşluk oluştuğunun göstergesidir.

Russia Today de bu gelişmeyi doğruladı: İran Silahlı Kuvvetleri, İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait en yeni nesil F-35 savaş uçağını başarıyla düşürdü. Bu uçak daha önce "yakalanamaz" olarak tanımlanıyordu ve muhtemelen bu olay, bu savaş uçağının tarihteki ilk muharebe kaybı olarak kayıtlara geçti.

F-35, Amerikan Lockheed Martin şirketinin ürünü olup, A, B ve C olmak üzere üç modeli bulunuyor:

  • A modeli: standart kalkış ve iniş,
  • B modeli: kısa kalkış ve dikey iniş yeteneğine sahip,
  • C modeli: uçak gemilerine uyumlu.

İsrail, Ekim 2010’da 2,75 milyar dolarlık anlaşmayla 19 adet F-35 siparişi verdi, ardından 2015’te yaklaşık 2 milyar dolarlık ek 14 adetlik alım yaptı. Toplamda 75 F-35’e kadar alım imkânı bulunan bir anlaşmaya sahiptir.

İran’ın İlk Yanıtı: Siyonistleri Şaşkına Çevirdi

İran’ın balistik füzelerle verdiği hızlı karşılık, İsrail tarafında büyük bir şaşkınlık ve panik yarattı. Mevcut raporlara göre, işgal altındaki topraklardaki önceden belirlenmiş hedeflere karşı birçok füze dalgası düzenlendi.

Her ne kadar İsrail yönetimi bu durumu sansürlemeye çalışsa da, bölgede bulunan uluslararası medya kuruluşlarının yayınladığı görüntüler, ağır hasar gören merkezlerin sayısının fazla olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Bu, İsrail’in moral gücünün kırıldığını ve İran ile bir savaşa hazır olmadığını gösteriyor. Aylarca ABD ile birlikte saldırı planları yapan İsrail, İran’ın ani ve etkili karşılığıyla yüzleşince, İsrail yetkilileri arasında İran’ın askeri kapasitesi konusunda derin bir korku oluştu.

İran’ın önümüzdeki saatler ve günlerde devam ettireceği misillemelerin, Tel Aviv için çok ağır sonuçları olacağı vurgulanıyor.

Caydırıcılığın Artırılması: Vazgeçilmez Bir Zorunluluk

Batılı-İsrail ittifakı, uzun süredir:

  • İran’ı Libya gibi içten çökertmeyi (müzakereyle zayıflatma),
  • Veya Suriye gibi doğrudan askeri müdahaleyle bölmeye çalışıyor.

Bu stratejiler, İran’ı güç unsurlarından yoksun bırakmayı hedefliyor. Ancak İran’ın bu tehditler karşısında caydırıcılık kapasitesini artırması artık hayati bir gereklilik.

Basit bir ifadeyle: İran’ın askeri gücü hem saldırı (ofansif) hem de savunma (defansif) yönünden öyle bir seviyeye ulaşmalı ki, İsrail bir daha İran’a saldırmayı aklından bile geçiremesin.

  • İran’ın F-35’i düşürmesi, bu hedefe çok yaklaşıldığını gösteriyor.
  • Geriye kalan birkaç adımla tam caydırıcılık sağlanabilir.

Öte yandan, şehit Komutan Hacızade’nin gece gündüz çalışmaları sayesinde, İran ofansif kapasitede bölgesel güç dengesini lehine çevirdi. Bu yolun sürdürülmesi, İran’ın güvenliği için stratejik önemdedir.

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM