Barnea, Netanyahu’nun ne Gazze savaşı, ne Haredi (aşırı
dindar Yahudiler) krizinden çıkış, ne de İran’la savaş konusunda bir stratejisi
olduğunu ifade etti.
Ayrıca Donald Trump’ın İsrail’e İran’a saldırması için yeşil
ışık yaktığını ancak bu saldırıda Amerika’nın ortak veya sorumlu gösterilmemesi
şartını koyduğunu söyledi. Bu saldırının amacı İran’ı yıpratmak ve tekrar
müzakere masasına döndürmek. Bu bağlamda İsrail, saldırgan bir araç olarak
kullanılıyor.
Barnea, Netanyahu’nun “İran’ın nükleer bomba tehdidini
ortadan kaldırdık” iddiasına da değinerek, bu konuda hiçbir kanıt
bulunmadığını, aksine İran’ın bu saldırıyı kendi lehine kullanarak stratejik
belirsizlikleri ortadan kaldırmaya çalıştığını belirtti.
İran’ın silahlı bir grup olmadığını, güçlü bir devlet
olduğunu vurgulayan Barnea, öldürülen komutanların yerine yenilerinin
geleceğini ve tahrip edilen altyapıların yeniden inşa edileceğini söyledi.
Son olarak, önleyici savaşların genellikle coşku ve
sarhoşlukla başladığını ancak ilk heyecan geçtikten sonra savaşın uzadığını ve
büyük maliyetler getirdiğini ifade etti.