ABD siyasetinde son günlerde gündem, teknoloji milyarderi
Elon Musk ile başkan Donald Trump arasındaki artan gerilim.
Teknoloji milyarderi ile ABD Başkanı arasındaki siyasi
balayı kısa sürdü; bir zamanlar Trump’ın medya ve finans cephesindeki en güçlü
müttefiklerinden biri olan Elon Musk, şimdi elektrikli araç karşıtı yasalar
nedeniyle açıkça muhalefet saflarında yer alıyor. Bu çatlak, kişisel bir
anlaşmazlıktan öte; 2028 seçimlerinin siyasi dengelerini kökten
değiştirebilecek bir dönüm noktası olabilir.
Bu çatışmanın arkasında yalnızca kişisel anlaşmazlıklar
değil, siyasi ve ekonomik çıkarların da derin bir çatışması bulunuyor.
İşte bu krizin temelindeki beş neden:
Trump ile Musk arasındaki en temel ve derin görüş ayrılığı,
Amerika’nın ekonomik geleceğine dair ideolojik yaklaşımlardan kaynaklanıyor.
Trump, bir ekonomik milliyetçi olarak fosil yakıtlar ve geleneksel enerji
kaynaklarını ABD ekonomisinin bel kemiği olarak savunurken; Musk, elektrikli
araçlar, temiz enerji ve inovatif teknolojilerin en önde gelen savunucularından
biri. Trump’ın, “One Big Beautiful Bill”
kapsamında elektrikli araç teşviklerini kaldırmayı önermesi bu
çatışmanın simgesiydi. Musk ise bu yasayı “anti-Amerikan” ve “ekonomik
kaybedenlerin lehine” olarak nitelendirdi.
Son seçimlerde kamuoyunun aksine Musk, Trump’a maddi destek
sağladı ve geleneksel siyaset düzeninden uzak, teknoloji odaklı, bağımsız
seçmenleri Cumhuriyetçilere kazandırmak için arabuluculuk yaptı. Ancak seçim
sonrası Trump, muhafazakâr söylem üzerindeki tekeli yeniden ele geçirmek istedi
ve Musk’ın yükselen etkisini bir tehdit olarak gördü. Trump, sağ kanatta kendi
dışında güçlü bir liderin varlığını istemiyor; oysa Musk, kendi siyasi
markasını oluşturmaya kararlı görünüyor.
Musk, yapay zeka konusunda en yüksek sesle uyarılarda
bulunan isimlerden biri. Trump ise bu konuda ya sessiz kalmakta ya da fırsatçı
bir tavır sergilemekte. Veri güvenliği, siber güvenlik, sosyal medya sansürü ve
algoritmalar konusundaki politikalarında da büyük farklar var. Trump son
konuşmasında Musk’ı “halkın bilgilerini kontrol eden adam” olarak
nitelendirirken, Musk da Trump’ı “dijital cehaleti desteklemekle” suçladı.
Musk, X platformunda yaptığı bazı paylaşımlarda Trump’ı
açıkça “Epstein dosyasındaki gerçekleri gizlemekle” suçladı ve “hiçbir
siyasetçi halk denetiminin üstünde değildir, Trump bile” dedi. Bu doğrudan
saldırı Trump’ı öfkelendirdi ve 6 Haziran’da kendi sosyal ağı Truth Social’da
şu ifadeleri kullandı: “Musk aklını kaybetmiş… Halk, ülkeyi kurtarmaya
çalıştığını iddia eden ama siyasetten hiçbir şey anlamayanlara kulak
vermemeli.”
Tüm bu çatışmaların temelinde, Musk’ın giderek artan siyasi
hırsı yatıyor. Artık yalnızca bir teknoloji milyarderi değil, aynı zamanda
Amerika’daki iki partili yapıyı dönüştürmek isteyen bir aktör konumunda. X’te
yaptığı bir ankette, katılımcıların yüzde 80’inden fazlası yeni bir siyasi
partiyi destekledi. Bu sonuç, Amerika’nın iki partili düzenine doğrudan bir
meydan okuma anlamına geliyordu. Trump, bunu geçmiş seçim yatırımlarına
yapılmış bir ihanet olarak değerlendirdi/mehr