İsrail’in İran’la Savaştaki Kayıpları 35 Değil 893 Kişi

GİRİŞ: 22.07.2025 13:42      GÜNCELLEME: 22.07.2025 13:42
Rasthaber -  Bir Siyonist yönetici, İsrail’in İran’la savaştaki kayıplarının 35 değil, 800’ün üzerinde olduğunu söylüyor. Aynı zamanda Amerikalı bir analist, ateşkes anlaşması sırasında İsrail ve Amerika’nın hava savunma kapasitesinin neredeyse tükenmiş durumda olduğunu, İran’ın ise daha gelişmiş füzeleri kullanmaya başladığını belirtti.

İsrail’in Redline şirketi müdürü Rabi Salman, İsrail'in Kanal 14 televizyonuna bir röportaj verdi. Bu röportaj, sunucu ile onun arasında sert ve sözlü tartışmayla sonuçlandı. Tartışmanın zirveye ulaştığı sırada Rabi Salman şöyle dedi: “Yeter artık bu yalanları bırakın! İran’la savaşta İsrail’in ölü sayısı 893’tü, 35 değil! Sizin gibi değersiz bir kanala da lanet olsun!”

Öte yandan, İbranice yayın yapan Walla News sitesi de bir haberinde şunları yazdı: “İran’la savaş sırasında İran füzeleriyle vurulan ve sayıları azımsanmayacak kadar çok olan ticaret merkezleri ile çeşitli binalar hâlâ birbiri ardına hırsızların yağmalamalarına maruz kalıyor.”

Bu arada, Amerikalı askeri, jeopolitik ve tarih analisti William Shriver, İran’la süren 12 günlük savaşta İsrail’e yapılan füze saldırısına dair analizinde şunları yazdı: “İran’ın İsrail’e yönelik ilk füze saldırısı (14 Haziran), birkaç yüz adet eski nesil seyir füzesi ve yavaş insansız hava aracıyla (İHA) başladı. Bu saldırıların asıl amacı, İsrail’in hava savunma stoklarını ve Demir Kubbe sistemini yıpratmaktı. Aynı zamanda İsrail ordusu da, İran’ın 14 Haziran’da 200’den fazla balistik füze fırlattığını iddia etti. Bana göre bu sayı muhtemelen abartılı. Ancak her halükârda, bu füzelerin büyük çoğunluğu İran’ın eski stoklarındandı ve düşmanı yanıltmak için planlanan ve atılan lokmalardı.

Tahminim şu ki, 14 Haziran’daki saldırıda İran yeni nesil balistik füzelerinden en fazla üç düzine kadar kullandı. Bu füzelerin çoğu, hatta belki de tamamı hedeflerine başarılı bir şekilde isabet etti, herhangi bir sapma ya da başarısızlık yaşanmadı.

İsrail ordusunun verilerine göre, savaşın ertesi haftasında (15–21 Haziran), İHA saldırıları devam ederken İran günde ortalama yaklaşık 25 balistik füze fırlattı.

Bu esnada, İsrail ve Batılı analiz çevrelerinde yayımlanan raporlar, Amerika ve İsrail’in hava savunma sistemlerinin büyük ölçüde tükenmiş durumda olduğunu ve bu sistemlerin, tanıtıldığı kadar etkili olmadığını gösteriyordu.

Amerika’nın THAAD kara sistemleri, Akdeniz’in doğusundaki Amerikan gemilerinden fırlatılan SM-3 ve SM-6 füzeleri ve İsrail’in Arrow adlı balistik füze önleyici sistemleri hızla tükeniyordu. Ancak İran’ın üst düzey birkaç balistik füzesine karşı bu sistemlerin başarı oranı ya çok düşüktü ya da hiç başarı elde edilemedi.

22 Haziran’da İran, yaklaşık 100 balistik füzenin kullanıldığı büyük çaplı bir füze saldırısı gerçekleştirdi.

Savaşın bu aşamasında, İsrail’in Demir Kubbe sistemi ciddi şekilde zayıflamıştı. Hatta İran’ın yavaş uçan İHA’ları bile çoğu durumda bu sistemi geçmeyi başardı.

THAAD sistemi fiilen sahada yoktu ve İsrail’in Arrow sistemleri hakkında çok sayıda teknik arıza rapor edildi.

Açık kaynak istihbaratı OSINT’in videolu kanıtları, İran’ın sayıca az fakat son derece hızlı hipersonik füzelerine karşı İsrail’in ateşleme düzeninin karmaşık olduğunu gösteriyor. İsrail tarafı, İran’dan gelen bir hipersonik füzeye karşı yarım düzine veya daha fazla önleyici füze fırlatıyordu ancak bu girişimler başarısız oluyordu. İran füzeleri, gece gökyüzünde parlayan plazma kaplamalarıyla hedeflerine doğru ilerliyordu.

24 Haziran’da ateşkes sağlandığında, Amerika ve İsrail’in savaş sahasındaki hava savunma kapasitesi neredeyse tükenmişti. İran ise az sayıda fakat giderek artan sayıda gelişmiş füze kullanmaya başlamıştı.

İsrailliler, tarihlerinde hiç olmadığı kadar fazla zarar gördü. Aynı zamanda yıllar içinde İran içinde geliştirdikleri istihbarat ve sabotaj hücrelerini de harekete geçirdiler ve bu ifşa edilen unsurların tasfiyesi halen devam ediyor.

İran, büyük savaş başlıklarına ve 10 metreden düşük hata payına (CEP) sahip hipersonik füzelerle saldırı gerçekleştirme kapasitesine kesin olarak sahip olduğunu ispatladı.

Her ne kadar İran’ın bu gelişmiş füzelerden gerçekte kaç adet elinde bulunduğu ve üretim hızı henüz bilinmiyor olsa da, sonuç olarak İran büyük bir stratejik zafer elde etti ve bu zafer ciddi bir caydırıcılık etkisi yarattı.

Aylar ilerledikçe, İran daha da güçlenecek ve İsrailliler bu konuda adım atma konusunda daha da umutsuz hale gelecektir. Barışın onların kitabında bir yeri olduğunu zannetmiyorum.

Keyhan gazetesinden tercüme edilmiştir

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM