Suriye’de ABD ve İsrail’in Ayrılıkçı Fitnesi; Arap Yöneticiler İçin Tehlike Alarmı

GİRİŞ: 18.07.2025 14:06      GÜNCELLEME: 18.07.2025 14:06

Rasthaber -  Suriye’deki gelişmeler, Siyonist rejimin birçok Arap ülkesi için tasarladığı kapsamlı planın küçük bir parçasıdır.

Suriye’deki hızlı gelişmeler uluslararası gözlemcilerin nazarında hem iç hem de uluslararası boyutlarda analiz edilebilir ve incelenebilir. Bu olaylar yalnızca iç boyutlara sahip değildir ve nihai hedefi Suriye’nin en az üç küçük devlete bölünmesidir, aynı zamanda gölgedeki analizcilere göre bölgesel ilişkiler bağlamında başka Arap ülkelerini de içine çekebilir.

El-Kuds el-Arabi gazetesi, yayınladığı bir makalede Siyonist rejimin Suriye’yi bölme çabasına değinerek şöyle yazdı: Bu ülkede bedevi kabileleri ile Dürziler arasındaki çatışmaların ardından ve Ebu Muhammed el-Colani’nin yönetiminin müdahalesiyle sonuçlanan olaylardan sonra, Siyonist rejim mevcut ortamı Suriye’nin iç işlerine müdahalesini artırmak için elverişli gördü.

Siyonistler, geçen yılın başından bu yana ve Beşşar Esed hükümetinin devrilmesinden sonra iki hedefi takip ettiler. İlk hedefleri; Suriye, Lübnan ve işgal altındaki Golan’daki tüm Dürzileri, kendilerinin en iyi koruyucuları olduklarına ikna etmekti. Tel Aviv’in ikinci hedefi ise, Suriye’nin derinliklerine daha fazla nüfuz ederek stratejik ve taktiksel öneme sahip olan Cebel eş-Şeyh bölgesinin tamamını kontrol altına almaktı.

Fransız Le Monde gazetesi bu bağlamda, Siyonist rejimin Suriye’ye saldırmadaki hedefleri konusunda şüphelerini dile getirerek şunları yazdı: Bu saldırı, Suriye’nin Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirme yolunda adımlar attığı bir süreçte gerçekleşti. Bu süreçte ABD’nin Suriye’ye yönelik uluslararası yaptırımları kaldırılmıştı ve Ebu Muhammed el-Colani’nin liderliğindeki Tahrir-i Şam örgütü de ABD’nin terörist gruplar listesinden çıkarılmıştı. Hatta Colani, son 9 ayda Güney Suriye’deki işgalci Siyonistlere karşı hiçbir girişimde bulunmamıştı.

Görünüşe göre Binyamin Netanyahu, bölgede istikrarın ve yeniden imarın sağlanmasını engellemeye çalışıyor. O, Suriye toplumunun zayıf noktalarına yatırım yapmanın peşindedir ve bu rejim için çevre ülkelerde mezhebi çatışmalar ve bölünmelerden daha faydalı bir şey yoktur.

Tel Aviv açısından bu gelişmeler, bir yandan bu ülkelerde devlet yapılanmasının gelişimini engellemekte, diğer yandan da ulusal devletlerin varlığını tehdit edecek akımlar yaratmaktadır. Siyonist rejim bu süreçte her zaman ABD ve Avrupalı ülkelerin önemli bir kısmını yanında görmektedir.

Suriye Fitnesi Diğer Arap Ülkelerini de Saracak

Öte yandan, bölgesel ve stratejik meseleler uzmanı ve Rey el Yevm Gazetesinin başeditörü Abdelbari Atvan da Suriye konusuna ilişkin yazdığı makalede şu ifadelerde bulundu: ‘Suriye’deki mezhebi fitne ve Siyonist rejimin müdahalesi Amerika ve İsrail’in bölgede uyguladığı yıkıcı senaryonun küçük bir örneğidir ve bu olaylar kesinlikle diğer Arap ülkelerine de taşınacak, kaosla başlayıp mezhebi ve etnik savaşlara ve nihayetinde bu ülkelerin bölünmesine kadar ilerleyecektir.

Bu olaylar, Colani’nin Siyonistlerin normalleşme yönündeki tüm hayallerini gerçekleştirdiği, Suriye’yi direniş ekseninden uzaklaştırmak ve Siyonistlere güvenlik ve istikrar sağlamak için verdiği taahhütleri yerine getirdiği bir ortamda meydana gelmektedir. Ancak bu çabalar bile onun aşağılanmasını ve İsrail’in Suriye’ye saldırmasını engelleyememiştir. Çünkü İsrail’in stratejik hedefi Suriye rejimini değiştirmek değil, bizzat Suriye’yi değiştirmektir.

Siyonist rejim Beşşar Esad hükümetinin düşüşünün açıklanmasından sadece birkaç saat sonra, Suriye ordusuna ait askeri üsler, havalimanları, limanlar ve mühimmat depolarını hedef alan 500’den fazla saldırı gerçekleştirdi ve bu eylem yalnızca Suriye devletini değil, aynı zamanda Suriye halkını ve tarihini de yok etmeyi amaçlamaktadır. Bugün bu yaklaşım Güney Suriye’de ve başkent Şam’da açıkça görülmektedir.

Siyonistlerin etnik ve mezhebi araçları kullanarak Güney Suriye’de uyguladıkları senaryoyu Kuzey ve Doğu Suriye’de tekrarlanması uzak bir ihtimal değil. Amerika ve İsrail, ayrılıkçı fitnesi, mezhebi ve etnik yaklaşımları kendi hedefleri doğrultusunda kullanarak, Siyonist rejimin hakimiyetinde yeni bir Ortadoğu haritası oluşturmayı amaçlıyor ve bu plan mutlaka Mısır, Suudi Arabistan, Cezayir, Türkiye, Lübnan ve Irak gibi diğer Arap ülkelerine de sirayet edecektir.

Bu olayların sonucu şudur; ABD ile yapılan hükümetler arası ittifaklar, İsrail’le normalleşme ve Washington ile Tel Aviv’e trilyonlarca dolar para sunmak bile Arap rejimi liderlerinin iktidarda kalması için bir garanti sayılmamaktadır.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM