Siyaset bilimci Doç. Dr. Berk Esen, “Trump başkan
seçildiğinden beri Erdoğan adeta ABD ile İsrail’i ayrıştırmaya, zaman zaman
Gazze’de devam eden katliamlar nedeniyle İsrail ve Netanyahu’yu eleştirirken
Trump’ı ve ABD’yi bu eleştirilerin dışında tutmaya özen gösteriyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın 20 Ocak
2025’te ikinci başkanlık görevine başlamasıyla birlikte daha öncesinde terör
örgütü olarak görmediğini belirttiği Hamas’a karşı söylemlerini bazı açılardan
yumuşattı. Arap medyasında yer alan analizlere göre bunun arkasında ‘ABD ile
stratejik anlaşma’ yapma arzusu yatarken Türk yetkililer Ankara’nın Hamas’a
İsrail lehine tavizler vermesi için ‘baskı uyguladığı’ yönündeki haberleri
yalanladı. Hamas’ın siyasi bürosunun Katar’dan Türkiye’ye taşınacağı yönündeki
iddiaları kesin bir dille reddeden Ankara, ABD ve İsrail ile ilişkilerini ‘o
derecede’ riske atacak bir adım atmayacağının sinyalini verdi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Hamas ile gerçekleştirdiği
görüşmelerde, Ankara’nın Hamas’ı İsrail ile anlaşmaya yönelik bir çözümün
parçası haline getirmeye çalıştığı izlenimi verildi. Fidan, görüşmelerde
Hamas’ın yalnızca bir ateşkese değil, kalıcı bir çözüme de açık olduğunu ifade
ederek, Türkiye’nin bu süreçte Hamas’a ‘diplomatik ve güvenlik temelli bir
koruma’ sunduğuna işaret etti. Erdoğan, Trump’ın Gazze savaşındaki Siyonist
tutumunu direkt eleştirmektense, ‘ABD’nin sahip olduğu İsrail lobisi’ sebebiyle
bu tür açıklamalar yaptığını savundu. Trump’ın ‘Erdoğan iyi anlaştığım biri’
demecini ise olumlu bir açıklama olarak değerlendiren Erdoğan, kendisine
yapılan rahip Brunson anımsatmalarını görmezden gelmeye ve ‘ilişkilerimiz iyi’
sinyali vermeye devam etti. Trump’ın ilk başkanlık döneminde yaşanan sorunlara
verilen referansları görmezden geldi.
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan siyaset
bilimci Doç. Dr. Berk Esen, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’e dönük
eleştirilerinin son dönemde, özellikle de Trump seçildikten sonra tonu düştü.
Normal şartlarda Erdoğan’ın ideolojisine sahip olan bir siyasetçinin Gazze’de
böylesine büyük bir facia yaşanırken çok daha sert bir söyleme sahip olması ve
İsrail ile onu destekleyen ABD’yi doğrudan eleştirmesi beklenirdi. Halbuki
Trump başkan seçildiğinden beri Erdoğan adeta ABD ile İsrail’i ayrıştırmaya,
zaman zaman Gazze’de devam eden katliamlar nedeniyle İsrail ve Netanyahu’yu
eleştirirken Trump’ı ve ABD’yi bu eleştirilerin dışında tutmaya özen
gösteriyor” dedi.
Net bir ayrışma olduğuna dikkat çeken Esen, “Ancak bence
İsrail’e dönük açıklamalarının da tonu, şiddeti ciddi anlamda düştü. Bu açıdan
Türkiye, Hamas’a açıktan destek veren bir devlet görüntüsü paylaşmamaya
çalışıyor. Tabiki Türkiye ve Hamas arasındaki ilişkilerin tamamen koptuğunu
söylemek mümkün değil ama en azından orada da biraz daha bir seviye düşüklüğü
gözüküyor” ifadelerini kullandı. Türk ekonomisi zor günlerden geçerken
Erdoğan’ın ABD’yi ve Trump’ı karşısına almak istemediğini belirten Esen,
“Trump’ın kendisine karşı çıkan, kendisini eleştiren, istediği pozisyonu takip
etmeyen liderlere karşı çok sert olabildiğini ve ülkelerine de zarar
verebilecek şekilde fevri açıklamalar yapabildiğini zaten biliyoruz. Rahip
Brunson krizi esnasında Trump’ın attığı birkaç tweet bile Türk ekonomisine
ciddi anlamda zarar vermişti. O anlamda Trump, Erdoğan’dan ne zaman bahsetse
rahip Brunson meselesinin gündeme getiriyor. Büyük olasılıkla hem o Trump’ın
Erdoğan karşısında kazandığı büyük bir zafer olduğu için hem de Erdoğan’a aba
altından sopa göstermiş oluyor dolayısıyla Erdoğan’ın kesinlikle Trump’ı
karşına almak isteyeceğini sanmıyorum. Bu korkunun yarattığı bir pozisyon
değişikliğini görüyoruz” diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde söz konusu tartışmaları TBMM gündemine
taşıyan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise, iktidarın Filistin
politikasını ‘iki yüzlü’ olarak niteledi. Türkiye’nin İsrail ile ticari ve
lojistik ilişkileri ile ilgili verilen Genel Görüşme Önergesi üzerine konuşan
Çakırözer, önergenin AKP ve MHP oylarıyla reddedildiğine dikkat çekti.
Çakırözer, Türkiye’nin İsrail ile ticaretinin sürdüğünü iddia ederek, “‘Bu
kanlı ticareti durdurun’ diyen gençlere gözaltı getirdiniz. İstanbul'un
göbeğinde İstanbul örgütümüzle on binlerce yurttaşımız ‘Filistin'e özgürlük
için yürüyelim’ dedik; insanlar ulaşamasın diye metroları kapattınız.
Vatandaşlar akın akın Taksim'e gitti bu sefer polis diktiniz, yürütmediniz.
Dünyanın hiçbir yerinde hatta İsrail'de bile Netanyahu'yu protesto etmeyi AKP
kadar engelleyeni çıkmadı bugüne kadar. Derdiniz Gazze değil. Derdiniz
iktidarınız, ballı çıkarlarınızı korumak” ifadelerini kullandı.
ABD’de Filistin’e verdiği destek nedeniyle gözaltına alınan
Türk doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk’ü de anımsatan Çakırözer, “Amerika'daki
evladımız Rümeysa Öztürk bir aydır hukuksuzca tutuklu, Trump'ın bir telefonuyla
Amerikalı rahibi çıkaran sizler Rümeysa'nın adını bile anmıyorsunuz” dedi.
Trump’ın ‘Gazze’den Filistinlileri çıkaracağız’ söylemini de yeniden gündeme
getiren Çakırözer, “Neymiş? Gazzeliler için hicret vaktiymiş. Bizim cihatçılar
doların yeşilini görünce hicretçi oluvermişler. Yazıklar olsun. Filistinlilerin
vatanından sürülmesini ‘hicret’ diye meşrulaştırmak, bu zulme ortak olmaktan
başka bir şey değildir” değerlendirmesinde bulundu.
Saadet Partisi’nin Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya ise konu hakkında gazetemize
verdiği demeçte, “Ekonomik anlamda yeteri kadar güçlü değilseniz siyasi
kararları olması gerektiği özgürlükte alamazsınız. Türkiye’nin şu anda içinde
bulunduğu zorlu koşullar, ekonomik koşullar, Trump’ın ilk döneminde ekonomiye
yönelik tehditleriyle birlikte oluşturduğu havadan şu anda tedirgin olan bir
iktidar var. Trump, sanki İsrail konusunda çok masum, İsrail’i destekleyen
kararlar almadı düşüncesiyle hareket eden bir dış politik yaklaşım var. Kabul
edilebilmesi mümkün değil. Çünkü hiçbir ABD başkanının cesaret edemediği
elçiliğin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınmasını Trump yaptı. İbrahim Onun da
ötesinde Gazze’de soykırım yaşanırken, bütün dünyada vicdan sahibi ülkeler
fiili olarak adım atarken, Gazze’nin insansızlaştırılması projesini dile
getiren, ateşkesin İsrail tarafından bozulmasına destek veren de Trump oldu.
Durum buyken Türkiye’nin, Trump’ın bu yaptıklarına karşı herhangi bir
değerlendirme yapmaması anlaşılabilir bir durum değil. Buradan Türkiye’nin dış
politikası açısından nasıl bir fayda bekleniyor bilmek mümkün değil”
dedi/cumhuriyet