Atvan: Filistin Devleti Hakkındaki Batı-Arap Gürültüsü Büyük Bir Aldatmacadır

GİRİŞ: 31.07.2025 22:54      GÜNCELLEME: 31.07.2025 22:54
Rasthaber -  Rai al-Youm Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni ve tanınmış Filistinli analist Abdulbari Atvan, son yazısında Fransa ve Suudi Arabistan öncülüğünde BM Genel Kurulu’nda düzenlenen ve Filistin devletinin tanınmasının ele alındığı sözde "iki devletli çözüm" konferansına değindi.

Atvan yazısında, Filistin devletinin tanınmasına ilişkin artan tartışmaların Gazze Şeridi’ne karşı yürütülen soykırım ve açlık savaşını gölgelediğini, bu sürecin, direnişin silahsızlandırılmasına yönelik Siyonist rejimin taleplerine meşruiyet kazandırdığını ve Filistin devletinin kurulmasının önündeki engelin işgalci rejim değil, direniş olduğunu savunanların söylemlerine hizmet ettiğini ifade etti.

Gazze’yi açık hava mezarlığına çeviren, 60 binden fazla masum sivili katleden, 150 binden fazla kişiyi yaralayan ve tüm altyapıyı yerle bir eden işgalci rejimin değil, direnişin hedef alınması trajik bir çelişkidir.

Yeni plan, eski aldatmacaların yeniden ısıtılmasıdır

Atvan, bu gelişmenin ardındaki gerçek niyetleri ortaya koyan dört temel noktaya işaret etti:

  1. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ülkesinin Eylül ayında Filistin devletini resmen tanıyacağını açıkladı – ancak Tel Aviv’in Gazze’de bazı adımlar atması şartıyla. Bu, tanımanın bir pazarlık unsuru haline geldiğini gösteriyor.
  2. Tanımanın Eylül’e ertelenmesi, Siyonist rejime Gazze’de iki milyon insanı açlık, bomba, kurşun veya zorunlu göçle Sina Çölü'ne ya da Libya, Endonezya, Etiyopya gibi uzak ülkelere sürme planını tamamlaması için zaman kazandırıyor.
  3. New York’taki konferansta Filistin devletinin tanınmasını tartışan ülkeler, bu planın uygulanmasını direnişin silahsızlandırılmasına (Hamas ve İslami Cihad) ve silahların Filistin Yönetimi’ne teslimine bağladılar. Bu adıma Mısır, Suudi Arabistan ve Katar dahil altı Arap ülkesi de destek verdi.
  4. ABD Başkanı Donald Trump, Filistin devletine tamamen karşı olduğunu açıklamıştı ve bunu Hamas’a ödül olarak görüyordu. Bu da demektir ki ABD vetosu her an bu tür kararları engellemek için hazır bekliyor. Bu süreçte ABD’nin Arap müttefikleri, ilk geri adım atan taraflar olacak.

Batılı ve Arap destekçiler, Gazze’deki soykırımda Siyonistlere yardım ediyor

Atvan, konferansa katılan hiçbir ülkenin Siyonist rejimi suçlu ilan etmeye ya da ona yaptırım uygulamaya cesaret edemediğine dikkat çekti. Hatta İngiltere gibi bazı ülkeler, Gazze’deki soykırımda kullanılan mühimmat ve gelişmiş silahları sağlamaktan da geri durmuyor.

Ateşkes görüşmeleri üzerine de şu yorumu yaptı:

22 aydır Kahire ve Doha’da, ABD gözetiminde süren görüşmeler hiçbir sonuca varmadı; ne savaş durduruldu ne de Gazze’ye gıda ve ilaç gönderilebildi. Bu durumda, bu ülkeler gerçekten Filistin devleti kurabilir mi? Bu devlet nerede kurulacak? Yıkılmış Gazze’de mi, yoksa fiilen İsrail’e ilhak edilmiş Batı Şeria’da mı?

Uluslararası vaatlerin geçmişi aldatmaca dolu

Atvan, tarihi örneklerle bu vaatlerin ne kadar boş olduğunu şöyle sıraladı:

  • Balfour Deklarasyonu (1917): Yahudilere Filistin topraklarında bir varlık kurma hakkı verirken Filistin halkının haklarının ihlal edilmeyeceğini iddia ediyordu.
  • BM’nin 181 sayılı Kararı (1947): Filistin devletiyle İsrail’in yan yana varlığını öngörüyordu.
  • BM Güvenlik Konseyi 242 sayılı Karar (1967): 6 Gün Savaşı sonrası Filistin devletinin kurulması gerektiğini belirtti.
  • Oslo Anlaşmaları (1993): Beyaz Saray’da imzalanan metinde Filistin devletinin kurulması öngörülmüştü.
  • Dörtlü Komite (2002): BM, ABD, AB ve Rusya tarafından hazırlanan yol haritası, Filistin devletini öngörüyordu – ama şimdi nerede bu harita?
  • 142 ülke daha önce BM Genel Kurulu’nda Filistin devletini tanımıştı; peki şimdi neden tekrar tartışılıyor?
  • Barack Obama yönetimi, Tony Blair’in desteğiyle Salam Fayyad’ı başbakan yapmıştı ki Filistin devletinin altyapısını kursun; ne oldu?

Filistin halkı aynı tuzağa tekrar düşmez

Atvan, bu gösterişli uluslararası kampanyanın amacının, Siyonist rejimi dünya çapındaki nefret kampanyasından kurtarmak olduğunu vurguluyor. Ramallah’taki Filistin Yönetimi, Siyonist işgale hizmet eden bir araç haline gelerek Filistin halkına en büyük ihaneti yapmıştır ve bu sahte devleti tanımada en hevesli taraflardan biridir.

Oslo Anlaşması'nın üzerinden 32 yıl geçti ama İsrail Batı Şeria’yı yutmaya devam ediyor ve 850 bin yerleşimciyi oraya yerleştirmiş durumda.

Sonuç

Atvan yazısını şu ifadeyle noktalıyor:

Kâğıt üstündeki tanıma bir aldatmacadır. Bu tanımayı destekleyenler, Filistin halkını katletmek için İsrail’e para ve silah sağlayanlardır. Biz hayallere inanmıyoruz ve halkımızın aynı tuzağa onuncu kez düşmesini istemiyoruz. Biz, Gazzeli büyük şair ve düşünür Mu'in Bessiso’nun yolundayız:
“Konuşursan ölürsün, susarsan da ölürsün; o zaman konuş ve öl!

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM