Barrack, Perşembe sabahı yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Eminim ki Colani’nin samimi niyetleri var ve Suriye’deki
hedefleri bizimle örtüşüyor.”
Ayrıca şu ifadeleri kullandı:
“Suriye Cumhurbaşkanı’nın hedefleri ABD’nin
müttefiklerinin çıkarlarıyla da örtüşmektedir ve İran, bizim için ortak bir
tehdittir.”
Trump yönetiminin temsilcisi, ABD Başkanı Trump’ın
Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırma kararının doğru olduğunu savundu ve
şöyle devam etti:
“Suriye’de güvenlik ve istikrar, yalnızca tüm toplumsal
kesimlerin ve siyasi akımların ulusal hükümet projesine katılımıyla
sağlanabilir.”
Barrack konuşmasının devamında Muhammed Colani’nin
İsrail’e yönelik tutumuna da değinerek şu açıklamayı yaptı:
“Colani açıkça belirtti ki İsrail’e düşman gözüyle bakmıyor,
onu Güney Suriye’de askersiz bir bölge kurulmasını güvenliği açısından gerekli
gören bir ülke olarak görüyor.”
Bu, ABD’li yetkililerin Muhammed Colani’nin Amerika ve
İsrail’e yönelik tutumunu övdükleri ilk sefer değil. Donald Trump, 14
Mayıs 2025’te Riyad’da Colani ile yaptığı görüşmenin ardından ABD’ye dönüşte
gazetecilere Colani’yi “genç, karizmatik, kararlı ve savaşçı” olarak tanımlamış
ve onun “ülkenin birliğini koruma şansı olan gerçek bir lider” olduğunu
söylemişti.
Ayrıca Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Verry Mills,
2025 Nisan’ında Şam’a yaptığı ziyarette Colani’yi İsrail’le ilişkileri
normalleştirme konusundaki tutumu nedeniyle övmüştü. Mills, Colani’nin
kendisiyle yaptığı 90 dakikalık görüşmede, “uygun koşullar oluşursa”
İsrail’le normalleşmeye hazır olduğunu söylediğini aktardı.
ABD’li yetkililerin bu övgüleri, şu şartlar altında
gerçekleşiyor:
Ayrıca Batı medyasının haberlerine göre, Muhammed Colani,
Batılı yetkililerle resmi ve gayriresmi birçok görüşmesinde defalarca, İran
ve direniş güçlerinin Suriye’de yeniden nüfuz kazanmasını engellemek için
elinden geleni yapacağına dair söz verdi.