Güney Kafkasya’da Azerbaycan ile Nahçıvan’ı doğrudan
birbirine bağlamayı amaçlayan Zengezur Koridoru, Ermenistan’ın
güneyindeki dar bir hat üzerinden geçmesi planlanan bir ulaşım yolu.
Türkiye açısından Nahçıvan üzerinden Orta Asya’ya doğrudan
kara bağlantısı kurma fırsatı sunsa da, Koridorun tamamen üçüncü ülkelerin
kontrolünde şekillenmesi; Ankara’nın ticaret, güvenlik ve enerji
politikalarında bağımsız hareket alanını daraltma riskini taşıyor.
Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkan Vekili Prof. Dr.
Doğan Aydal, Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet
Özçelik’le Ankara Farkı programına konuk oldu. Programda Zengezur
Koridoru’nun Türkiye’ye etkilerini ve bu bağlamda riskleri yorumlayan Prof. Dr.
Aydal, şunları söyledi:
‘Zengezur anlaşması BOP'un parçası’
“Bu sadece Ermenistan ya da Ermenistan arasında gerçekleşen,
ticareti artırmaya yönelik bir olay değil. Bu, Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin
geleceğini doğrudan etkileyen, birçok savaşa sebep olacak unsurlardan biridir.
Burada yol yapmak sanki ticari bir gaye varmış gibi yapılıyor, ancak bana
inanın bu Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir sonraki basamaklarından sadece bir
tanesi. Hangi ülkenin buradan ne kazanç elde ettiğini ortaya koyamazsak Zengezur
Koridoru’nun önemini anlatamayabiliriz. Türkiye’nin ne Ermenistan ne
Azerbaycan ne de devamı olan Özbekistan ya da Türkistan ile çok büyük rakamlara
varan bir ticareti yok. Türkiye’nin bu kadar temel problemleri varken bu yolun
yapılmasının bir aciliyeti de yok.”
‘Bu yol işleyecek diye Türkiye neden 2.4 milyar euro
yatırım yapıyor?'
“Bu problemi sanki bugün olmuş gibi algılarsak yanılgıya
düşeriz. 2023 yılında Türkiye ile Azerbaycan bir iyi niyet mektubu imzalıyor,
Nahçıvan’a giren Dilucu bölgemiz ile Kars arasında bir demiryolu projesi.
Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’nin gerçekten çok büyük problemleri varken
buraya 2.4 milyar Euro bir yatırım temini gerekti. Bu anlaşma 2023’te
imzalandı, demek ki bunun planları 2023’ten de önce atıldı. Sonra garip bir
şekilde Trump’ın bu yol ile ilgili açıklamaları toplantılarından
bir ay önce, Türkiye’ye hiçbir yerde yatırım için para vermeyen başında Japonya
ve Avusturya’nın olduğu bir konsorsiyum 2.4 milyar Euro bu
tren hattı için para verdi. Esasında yapılan bu yolun altında maalesef İsrail
var. Dolayısıyla BOP Projesi tek başına bir Amerika projesi
değil, Amerika-İsrail ortak yapımı bir proje. Bunun sebebi de burada özellikle
petrol ve doğalgaz olan alanlara girmeye çalışıyorlar. Peki burada şu soruları
soruyoruz; bununla Türkiye Cumhuriyeti’nin çok büyük bir ekonomik kazancı
olacak mıdır? Tren taşımacılığından biraz para alırsak alacağız. Ama güzel de
bu yol işleyecek diye 2.4 milyar euroluk yatırımı Türkiye neden yapıyor?”
‘Esas kazanan ABD’
“Ermenistan ile Türkiye arasında bir anlaşma yok; Ermenistan
ile Azerbaycan arasında da yok. Eğer olsaydı bizim de Washington’da olup, bütün
maddeleri duyabilmek için o masada oturuyor olmamız gerekirdi. Biz bütün
anlaşma maddelerini bilmiyoruz, dolayısıyla Türkiye’nin orada olmaması en garip
durumlardan biridir. Biz sadece önümüze verilen vazifeyi yapan ülke konumuna
maalesef düşürüldük. Burada kimin kazançlı çıktığı temel sorun.
Ermenistan’ın İran ile birleştiği yerde ABD 100
yıl süre ile bir toprak kazancı elde etmiştir. Kazanan ABD’dir. Ermenistan
ikinci kazançlı ülkedir. Çünkü Akyaka gümrük kapımız kapalıydı, şimdi
Dilucu’ndan gelen tren hattı ile Türkiye’ye gireceklerdir. Bundan sonraki
aşamada Karadeniz’den bir liman isteyeceklerini duyabiliriz. Bütün bu Ermenistan-Avrupa
bağlantısını deniz yollarıyla yapmak isteyebilirler. Çünkü deniz
hatlarıyla olan taşıma demir ve kara yollarına oranla daha ucuzdur. Etrafımız
zaten ABD üsleriyle çevrili. Orada bir üs olmayacak, bir Amerikan toprağı
olacak. 100 yıl boyunca o topraklarda hükümran olacak, o yol bahanedir. Oranın
Türkiye’ye, Azerbaycan’a büyük faydası yok. Ermenistan’a büyük
ölçüde ekonomik rahatlık sağlayacaktır, orası Avrupa’ya çıkış kapısıdır. Onun
dışında İran o noktadan orta ve kısa menzilli füzeler ile bile vurulabilir
haldedir. Amerika neredeyse bir taşla beş kuş vurmuştur. Rusya ile İran’ın
arasını kitlemiştir.”
‘Kuşak-Yol'u engellenmeye çalışılıyor’
“Adım adım Çin’in ekonomisini nasıl engelleriz derdine
düştüler. Çinlilerin Bir Kuşak Bir Yol Projesi var. Yol
dediklerini denizden, kuşak dediklerini de İran üzerinden şu andaki hatta
paralel olarak geçen, Türkiye’ye gelip Paris’e kadar ulaşacak bir hat. Bunu
engellemenin derdine düştüler. Bir yandan şunu düşünüyorum; Japonlar bile neden
bu kadar sürede, bu kadar milyar euronun taahhütüne girdiler? Japonların da
Çinliler olan problemini biliyoruz. Çok gelişen ve ekonomik olarak güçlenen bir
Çin’in Japonya lehine olmayacağını hepimiz farkındayız. Dolayısıyla çok kısa
sürede Türkiye’ye bu parayı sağlamalarının altında yatan şuur altı gerekçenin
de bu olduğunu düşünüyorum.”