'Zengezur Koridoru’nun ABD’ye Verilmesi Türkiye’nin Zararına'

GİRİŞ: 13.08.2025 19:56      GÜNCELLEME: 13.08.2025 19:56
Rasthaber -  

Prof. Dr. Hasan Ünal, Zengezur Koridoru’nun işletmesinin 99 yıllığına ABD’ye verilmesinin Türkiye’ye yarardan çok zarar getireceğini söyledi. ABD’nin Türkiye’nin doğu sınırlarına Amerikan birliklerini getirme ihtimalinin de dışlanmaması gerektiğini belirten Ünal, “ABD, Azerbaycan ve Ermenistan’ı NATO’ya alma niyetinde mi?” diye sordu.

Güney Kafkasya’da Azerbaycan ile Nahçıvan’ı doğrudan birbirine bağlamayı amaçlayan Zengezur Koridoru, Ermenistan’ın güneyindeki dar bir hat üzerinden geçmesi planlanan bir ulaşım yolu.

Türkiye açısından Nahçıvan üzerinden Orta Asya’ya doğrudan kara bağlantısı kurma fırsatı sunsa da, Koridorun tamamen üçüncü ülkelerin kontrolünde şekillenmesi; Ankara’nın ticaret, güvenlik ve enerji politikalarında bağımsız hareket alanını daraltma riskini taşıyor.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal, Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına konuk oldu. Programda Zengezur Koridoru’nun Türkiye’ye etkilerini yorumlayan Prof. Dr. Ünal, şu mesajları verdi:

‘Zengezur’da 2020 mutabakatı görmezden geliniyor’

“9 Kasım 2020 tarihinde imzalanan üçlü mutabakat metni görmezden geliniyor. Zengezur Koridoru’nun Ermenistan topraklarından geçecek bölümünü Ermenistan Devleti kendi egemen toprakları olarak Amerikalı bir şirkete 99 yıllığına kiralıyor. Ben şunu anlamadım; Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Türkiye ile hiçbir görüşme yapmaksızın bu metni imzalamış olamaz. Ayrıca çerçeve anlaşmaların imzalanması üzerine Türk Dışişleri’nin memnuniyetini dile getiren açıklamaları var. Bundan niye ve nasıl memnunuz? Birincisi; biz Amerika gibi nereye el atarsa orayı etnik, mezhebi, dini vs. bölüp parçalayan, bunları ona-buna ‘demokratikleşme’ diye satan, kan ve göz yaşından başka bir şey getirmeyen bir devletin Suriye’deki, Irak’taki varlığından rahatsız değil miyiz? Peki bu devleti kendi elimizle doğu sınırlarımıza neden getiriyoruz? Bir tek doğumuzda yoktu bu adamlar. Amerikalı şirketin olduğu bir yere müdahale edemezsiniz. Bir de oraya Amerikan birliklerinin getirilmeyeceğinin de bir garantisi yok. Biz bunu destekleyecek miyiz? Eğer biz bunu destekleyeceksek bizim bütün dış politikamız değişti.

Türkiye kuşatılmaya doğru gidiyor ve bunun karşılığında ne aldığımız meçhul. Ermenistan ve hatta Azerbaycan’ı NATO’ya alma çabası mı bu? Dolayısıyla burada çok önemli sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliriz.”

‘Trump Rusya ile sonuna kadar savaşmaktan yana değil’

“Şöyle bir çelişki var; aslında baktığınızda Trump Rusya’yı kuşatmaya çalışıyor gibi görünmüyor, Ukrayna’da Rusya’nın istediklerinin tamamını kabul etmiş durumda. Cuma günü Alaska’da muhtemelen bunun ayrıntıları konuşulacak. Eğer Zelenskiy Amerika ile Rusya arasında varılacak anlaşmayı elinin tersi ile itip, Avrupa ülkeleri de ‘Biz sana para ve silah vermeye devam edeceğiz, savaşı sonuna kadar sürdüreceğiz’ derse Ukrayna Amerika’ya rağmen savaşı sürdürebilir mi? Bu apayrı bir sorun. Trump Rusya ile sonuna kadar savaşmaktan yana değil. Hatta bana sorarsanız aklının arka planında Rusya ile küresel düzeyde iş birliği yapma gibi bir düşüncesi var. Hatta ona ilave şeyler de olabilir. Bir anda Kanada’yı 51. Eyalet olarak isterken, Grönland’ı isterken aslında 15-20 yılda seyr-ü sefere açılacak olan Kuzey Buz Denizinde Rusya ile birtakım avantajları konuşmaya hazırlanıyor. Öyle bir Trump buraya gelip neden burayı karıştırsın? Ukrayna’yı NATO üyesi yapacağız derken büyük bir savaşa sebep olmuş bir Amerika, Zengezur Koridoru işine neden girsin?”

‘Dış politikada savruluyoruz’

“Türkiye kelimenin tam anlamıyla bir dış politika dehası halinde. Kendisine kısa ve orta vadede zarar verebilecek bütün dış politika hamlelerini ideolojik bir bakışla veya o anda ‘yaparız abi ya’ der gibi bir anlayışla yapıyor. Dış politika bir kez daha feci bir şekilde savrulmuş durumda.”

‘Rusya-Çin-İran Türk Devletleri Topluluğu’na gözlemci olmalı’

“Türk Devletleri Teşkilatı’na Türkiye’nin öncülüğünde Rusya, Çin ve hatta İran gözlemci üye olarak davet edilebilir. Böylece onlar Türk Devletleri Teşkilatı içinde ne olup bittiğini görürler. Burası NATO’nun ya da Amerika’nın bir uzantısı değil. Rusya, Çin, İran’a zarar vermek için burada değiliz. Biz Türk devletleri arasında iş birliği ve bölge ülkeleri ile iş birliğini daha da artırabilmek için buradayız. Bu güven artırıcı bir önlem olur. Şimdi mesela Zengezur’a Amerikan şirketi geldiğinde Orta Asya’daki devletlerin Rusya ile, Çin ile ve bizimle ilişkileri üzerine de forumlar yaratıyor olabiliriz. Bunların çok ayrıntılı düşünülmüş olması gerekirdi. Gelinen sonuç şunu gösteriyor; Türkiye Ukrayna savaşının başında dengeli ve dikkatli politika belirlemişti, oradaki eksik ve yanlış olan şey Suriye’deki yönetim ile ulaşmayı yapmamakta ısrarcı olmasıydı. Aslında çok enteresan; Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca ‘yapalım, yapmalıyız’ diye birçok açıklama yapmasına rağmen her defasında bakanlıklar araya girerek adeta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını boşa çıkardı. Bu bir iyi polis, kötü polis miydi; yoksa iyi planlanmadığı için böyle sonuç mu vermedi? Sonuçta Suriye işi oldu, bitti. Şu anda pişman olduğumuzu söylemiyoruz ama Suriye’deki istikrarsızlıktan ve Suriye’de işlerin istediğimiz gibi gitmediğimizden şikayetçiyiz.”

‘Barrack’ın ağzına biber sürülmeliydi’

“Tom Barrack ‘abuk subuk’ konuşuyor. Sevr’e, Lozan’a atıfta bulunuyor ve ‘Oralarda Kürtler’e biraz kötü muamele edildi’ diyor. Barrack Dışişleri’ne baştan çağırılıp, benim o zamanki ifademle ‘ağzına biber sürülmesi gereken’ biriydi. ‘Bak kardeşim senin aklın ermiyor herhalde. Bunları bu şekilde konuşamazsın, bu şekilde davranamazsın’ diye uyarılması lazım. Ama ben bakıyorum, bizim Dışişleri Barrack’ın açıklamalarından memnun görünüyor. Galiba Dışişleri Bakanı’nın bir açıklaması vardı, Tom Barrack’ın vizyoner kişiliğinden bahsediyordu.”

 sputnik

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM