Eski İsrail devlet televizyonu Genel Müdürü Yoni
Ben-Menachem, Netanyahu'nun savaşı sona erdirirse hükümetinin çökeceğini
düşündüğünü, bu nedenle süreci uzattığını ifade etti.
Ben-Menachem, "İstihbarat bilgilerine göre Gazze
Şeridi'nde hala 500 kilometre uzunluğunda tünel ağı bulunuyor ve yaklaşık 20
bin silahlı Hamas mensubu var. Bu veriler, Netanyahu için bir fiyaskodur. Bu da
19 aydır süren savaşta kayda değer bir başarı elde edilemediği anlamına
geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Tel Aviv'deki bazı askeri ve siyasi çevrelerin
"Hamas’ın artık gücünü kaybettiği veya Gazze’yi yönetemez hale
geldiği" yönündeki analizlerini reddettiğini açıklayan İsrailli siyasi
analist Ben-Menachem, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının, Netanyahu
hükümetinin düşmesini engelleyecek başarılar elde etme umuduyla uzun süre daha
sürmesini beklediğini vurguladı.
Ben-Menachem, Netanyahu'nun Gazze'deki başarılarının,
gelecek yıl sonunda yapılacak seçimleri kazanabilmesi için tek şansı olduğunu
dile getirdi.
İsrail’deki mevcut hükümetin görev süresinin bir yılı
kaldığına işaret eden İsrailli analist, "Bu sürede Hamas tamamen devrilmezse
Netanyahu’nun hükümeti seçimde kesinlikle kaybeder." görüşünü dile
getirdi.
"Netanyahu’nun siyasi geleceği bu savaşın sonuçlarına
bağlı" diyen Ben-Menachem, Başbakan'ın "savaşı" sona erdirirse
hükümetinin çökeceğini düşündüğünü, bu nedenle süreci uzattığını kaydetti.
Ben-Menachem, Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump'a,
"savaşı durdurmanın siyasi olarak mümkün olmadığını çünkü bunun
hükümetinin düşmesine yol açacağını söyleyeceğini" savundu.
İsrailli analist ayrıca, Trump'ın bir politikacı olarak bu
durumu çok iyi anlayacağı yorumunu yaptı.
Bu bağlamda, eski Başbakan Ariel Şaron'a uzun yıllar yakın
olan Ben-Menachem, Netanyahu'nun "sadece kendini, seçimleri ve sonrasında
olacakları, bunların kendisi üzerinde kişisel olarak yaratacağı etkiyi
düşündüğünü" kaydetti.
İsrailli siyasi analist, Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ne
yönelik saldırılar sırasında aldığı sert tutumları meşrulaştırmak için
"aşırı sağın baskısını kullandığı" değerlendirmesini yaptı.
Ben-Menachem, "Netanyahu, hükümetteki mevcut
ortaklarını (aşırı sağ) düşünüyor ve yaklaşan seçimlerden sonra onların yanında
olmasını istiyor. Bu nedenle, beklenmedik bir şey olmadığı sürece savaşın uzun
süreceğine inanıyorum." diye konuştu.
Netanyahu'nun, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir
ile Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in "savaşı sürdürme, Gazze'yi işgal
etme ve orada askeri yönetim kurma" şeklinde özetlenebilecek taleplerine
boyun eğdiğini dile getiren Ben-Menachem şunları kaydetti:
"Hükümetin büyük bölümü Gazze'de askeri bir yönetim
kurulmasını istiyor. Bunun gerçekleşmesi için İsrail'in Gazze'yi işgal etmesi
gerekecek.
Ancak Gazze'nin işgal edilmesi, hem günlük yaşamın
yönetilmesi hem saldırılardan kaynaklanan askeri kayıplar göze alındığında
maddi açıdan maliyetli olacak."
Gazze'nin işgalinin maliyetli olsa da Hamas'ın orada
kontrolü elinde tutmasının kabul edilebilecek bir durum olmadığını aktaran
Ben-Menachem, Ben-Gvir ile Smotrich'in de Gazze'nin işgal edilmemesi ve orada
askeri yönetim kurulmaması durumunda hükümeti düşürme tehdidinde bulunduğuna
işaret etti.
Siyonist İsrail içinde Gazze'ye yönelik insani yardımlar
konusunda yaşanan tartışmalara dair ise Ben-Menachem, şu ifadeleri kullandı:
"Bu yardımların girmesine karşı çıkanlar ve Hamas'ın
ateşkes konusunda İsrail'in şartlarını kabul etmeye ancak bu şekilde
zorlanabileceğini düşünenler var.
İsrail güvenlik kabinesindeki bazı bakanlar, insani
yardımların girişine izin verilmesi durumunda bunun dağıtımının ordu tarafından
yapılması gerektiğini söylüyor. Ama görünen o ki ordu bu görevi yapmaya
yanaşmıyor."
Ben-Menachem, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'den,
ordunun yardımları dağıtmasıyla ilgili bir plan sunmasının istendiğini söyledi
ancak ayrıntı vermedi.
İsrail'de uzun zamandır düzenlenen gösteriler ile savaşın
durması ve İsrailli esirlerin serbest bırakılması talebiyle imzalanan
bildirilere ilişkin Ben-Menachem, bu gösterilerin Netanyahu üzerinde pek etki
etmediğini söyledi.
Ben-Menachem bu görüşünü ise şu sözlerle ifade etti:
"8 milyon nüfusu olan İsrail'de gösterilere katılım
oranı 200 bini bile aşmadı. Bu gösterilerin medyada karşılığı var lakin
toplumsal karşılığı yok.
Bunların çoğu, Tel Aviv'de ya da Kudüs'teki Meclis binası
ile Netanyahu'nun evinin önünde gerçekleşiyor ama diğer şehirlerde herhangi bir
gösteri olmuyor."