Amerika ve Siyonist rejimin komploları ve Lübnan’daki bazı
iç tarafların direnişin silahına karşı iş birliği yapmaları sonucu oluşan
tartışmaların gölgesinde, Lübnan devleti ve cumhurbaşkanlığının da
Washington’un diktesine boyun eğdiği bir ortamda, Lübnan Meclis Başkanı Nabih
Berri dün (Cuma) yaptığı resmi açıklamada şöyle dedi: "Direnişin silahı
bizim kozumuzdur."
Nebih Berri bir basın toplantısında şunları söyledi:
"Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Aoun’un Hizbullah ile diyalog önerisini
memnuniyetle karşılıyorum, ancak öncelikle düşman Siyonist rejimin ateşkes
anlaşmasının maddelerini uygulaması için baskı yapılması önemlidir."
Lübnan Meclis Başkanı şöyle devam etti: "Biz, ateşkes
anlaşmasında istenilenleri yerine getirdik ve bu konuda kimsenin şüphesi yok;
ancak onlar (Siyonistler) taahhütlerine uymadılar. Bu kesinlikle Amerikanların
sorumluluğundadır ve bu durum, elimizdeki tüm kozları teslim edip masaya
koymamamız gerektiği anlamına gelir."
Berri ayrıca şunları kaydetti: "Bizden istenen iki şey
vardı: Lübnan ordusunun güneyde konuşlanması ve Hizbullah'ın bu bölgeden
çekilmesi. Biz bunları uyguladık. Hizbullah o zamandan beri bir tek kurşun dahi
sıkmadı. Biz tüm taahhütlerimize sadık kaldık, ancak İsrail kendisine düşen
hiçbir şeyi yerine getirmedi."
Nebih Berri sözlerini şöyle sürdürdü: "İsrail, ateşkes
anlaşmasını uygulamalı ve Lübnan topraklarından tamamen çekilmeliydi, ancak
bunların hiçbiri gerçekleşmedi; aksine bu rejim Lübnan’a yönelik saldırılarını
iki katına çıkardı."
Lübnan Meclis Başkanı sözlerinin sonunda şu ifadeleri
kullandı: "İsrail rejiminin yerine getirmesi gereken şartlar tam olarak
uygulanmadan asla silahlarımızı teslim etmeyeceğiz. Silahlarımız bizim
kozumuzdur ve ateşkesin tam anlamıyla uygulanması ve bu konudaki müzakereler
gerçekleşmeden bu kozu asla teslim etmeyeceğiz."
Öte yandan Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım da son
konuşmasında şunları söyledi: "Lübnan’da belirli bir kesim ve bazı sesler
sürekli olarak direnişin silahının temel sorun olduğunu tekrarlıyor. Önceden,
direnişin silahı ülkeyi felç etti, devlet kurulumuna engel oluyor diyorlardı.
Onlara soruyoruz: Cumhurbaşkanının, başbakanın seçilmesine ve hükümetin
kurulmasına kim yardımcı oldu?"
Hizbullah Genel Sekreteri şunları vurguladı: "Direnişin
silahı yalnızca Siyonist rejimle mücadele amacıyla kullanılmaktadır. Biz, güçlü
duruş, ulusal birlik, devlet inşası, ordu gücü ve direnişin hazırlığına
dayanarak işgalcilerle mücadele ediyoruz ve asla teslim olmayacağız."
Şeyh Naim Kasım şöyle devam etti: "Asıl sorun direnişin
silahı değil; İsrailli işgalcilerin kovulmasıdır. Siz de işgalcileri kovmak
için tutumlarınızı uygulayın ve bu konuda direniş ve halkla uyum içinde olun.
Direnişin silahsızlandırılmasının zorla yapılması ne anlama gelir biliyor
musunuz? Bu, düşmana dolaylı hizmet etmek demektir ve böyle bir fitne asla
gerçekleşmeyecektir."