Enver Paşa Üzerine

GİRİŞ: 11.08.2024 12:23      GÜNCELLEME: 11.08.2024 12:23
Rasthaber -  Enver Paşa, yakın tarihimizin en çok adı geçen kişi olarak anılan komutan desek abartmış olmayız. Saraya da damat olan bu kişinin kimi çevrelerce vatan kahramanı kimi çevrelerce ise vatan haini olarak değerlendirilmektedir. Biz bu değerlendirmeyi okuyucuya bırakıyoruz ve kimseyi yargılamadan araştırma içine gireceğiz.

Bildiğiniz gibi Enver ülkeyi savaşa sokan ve Osmanlımın bitişini ülkenin paylaşımını sağlayan bir asker idi. Çok atik, maceraperest, komitacı cesur olarak bilinir. Ancak bu cesurluğu ülkeyi savaşa sokup ve bitirmesine binlerce askerimizin ölmesine sebep olmuştur.

Bir dönem Edirne kahramanı, hürriyet kahramanı olarak ta anılan ittihat ve terakki partisinin lider kadrosunda olan üç paşadan biridir. Büyük Alman hayranıdır kendisi bu hayranlığını Almanya’da Osmanlı ataşeliği yaptığı sırada kapmış ve bu hayranlık ölene kadar devam etmiştir.

Asıl adı İsmail Enver’dir. İstanbul Divanyolu’nda doğmuş, Manastırlı Sürre emini Ahmet Bey ile Ayşe hanımın oğludur. Doğum tarihi 1299 hicri yılı Muharrem ayında saat 12’00 de doğduğunu, miladi 6 Aralık 1882 yılına denk geldiğini kendi anı kitabında beyan etmiştir.

Mektebi Harbiye okurken Abdulhamit aleyhtarlığı görüşlere kapıldı ve bir kez gözaltına alındı ancak hüküm giymedi.1908 Meşrutiyet mücadelesinde dağa çıkarak 2. Abdülhamit’e isyan eden en kıdemli subay oldu.

5 Mart 1909 ‘da Berlin Askeri Ataşesi oldu. İki yılı aşkın bu görevde kaldı. Bu sırada Alman hayranlığı arttı ve ülkeye dönünce birtakım reformlar yaptı. İtalyanlara karşı bir gerilla savaşı başlattı.10 Ekim 1911’ de Mısır ,Bingazi ,Tobruk’ta Arap liderleri ile görüşerek askeri bir karargah kurdu  ve İtalyanlara karşı başarı elde etti.

23 Ocak 1913 yılında Babıali baskını ile hükümete karşı darbe yaptı ve Kamil paşayı düşürdü. Mahmut Şevket paşayı sadarete getirdi.

Enver Paşa, Osmanlı devletini biran savaşa sokabilmek için Almanya’nın iki savaş gemisinin (Breslau, Goeben) boğazlardan geçişine izin verdi ve Rus limanlarını bombalamasını emretti. Sadrazam Sait Halim Paşa ve kabinede bazı kişilerin karşı çıkması üzerine emri geri aldı. Fakat Almanya’nın borç para vereceği  vaadine aldanıp tekrar savaş emri verildi.

4 Ekim 1914’teAmiral Souchun’a Rus donanmasına saldırması için emir verdi. Amiral bu emre uyarak 29 Ekim ‘de Rus limanlarından Sivastopol, Odesa, Feodosia, Novorossisk’i bombardımana tuttu. Petrol, tahıl depolarını yaktı ve birçok Rus gemisini batırdı. Böylece Osmanlı fiilen savaşa girmiş oldu.

11 Eylül 1916 yılında Alman Kayzeri 2.Wilhelm tarafından en yüksek Alman madalyası ile taltif edildi.2 Ağustos 1914 Almanya ile ittifaktan sonra batı cephesinde Almanya’nın rahat savaş vermesini sağladı. Kendisi de bizzat doğu cephesine geçerek Sarıkamış harekâtını yönetti. Kurmay başkanı Alman subay Felix Guse idi. 3. ordu komutanı Hasan İzzet Paşa’nın karşı çıkmasına rağmen bu ordunun komutanlığını alarak felakete sürüklemiş ve 1917 başlarında Trabzon’a kadar Rusların işgaline sebep olmuştur.

Birinci Dünya savaşında Ekim 1918 ‘de Bulgar cephesi ve Güney cephesi çökmüş, Batı cephesi de zor duruma düşmesi üzerine Talat Paşa kabinesi istifa etmek zorunda kalmıştır. Bu durumda Enver Paşada 5 yıldır üstlenmiş olduğu Harbiye nazırlığını bırakmak zorunda kalmıştı.

İttihat ve Terakki yöneticileri Alman imparatorluğunun desteği ile Osmanlıyı kurtarayım derken sonunu getirmişlerdi. Hepsini yargılanma korkusu sarmıştı bu yüzden Almanya’ya kaçmaya karar verdiler. Almanya da bunlara kucak açtı doğrusu.

Bunun üzerine Enver, Talat, Cemal paşalar ve Beyrut valisi Azmi, eski polis müdürü Bedri, Dr. Nazım, Dr. Bahaettin Şakir, Cemal Azmi, İsmail Hakkı Paşa dan oluşan bir grup 1 Kasım 1918 Cumartesi gecesi Alman bayrağı taşıyan bir torpido botu ile Sivastopol’e doğru hareket ettiler. Daha sonra bunlar takma isim ile Berlin’e geçtiler ama Enver Paşa Kafkasya ya kardeşinin yanına geçti.

Burada Türkçülük ve Turancılık kavramlarında değinmekte fayda var. Turan sözcüğünün kökeni bir İran efsanesi olan Avesta ya dayandırmak mümkündür. Orada geçen Tura kelimesi ile İran halkının düşmanı olan göçebe bir kavim kastedilmiştir. Şehnameye göre ise; Turan, Ceyhun’dan Tur sınırlarına ve buradan da Çin ve Hoten’e kadar uzanan coğrafya olarak geçmektedir. Turancılık ilk defa 1839’lu yıllarda Macaristan’ da kullanılan muğlak bir kavram idi. 1910 yıllarında Macar Şarkiyatçılar tarafından Turan Cemiyeti kurulmuş, Macar çıkarlarını savunuyorlardı. 1913’lerde Turan adı ile bir dergi çıkmış, bu dergide de etnik anlamda kullanılmış. Derginin kurucusu olan Alois von Paikert tarafından ise Türk halkları anlamında kullanılmıştır. Buna göre Türk halkları deyince; Finliler, Bulgarlar, Türkler, Kafkas halkları, Tatarlar, Tibetliler, Himalaya halkları, Tamular, Mançuryalılar, Çinliler, Koreliler, Japonlar olmak üzere 600 milyonluk bir nüfus anlaşılmaktadır. Aynı şekilde Ziya Gökalp’te turan kavramından Türk halklarını anlatmaktadır. Fakat o bu tanımı daraltarak Türkçe konuşan milletleri kastetmiştir.

Sonuç olarak Turancılık kavramı ile Türk halklarını bir araya getirmek ve bir birlik oluşturmak anlaşılmalıdır. Bu kavrama bağlı olarak Türkçülük ise 19 yy. sonlarında çıkmış ilk olarak Macar Şarkiyatçı Hermann Vambery tarafından kullanılmıştır.

Enver Paşa’nın ölümü üzerine bir yorum yapmadan burada yazımızı bitiriyoruz. Daha fazla bilgi almak isteyen araştırmacılar Ziya Nur Aksın ve Mustafa COLAK’IN Enver Paşa adlı kitaplarına bakabilirler.

Enver bir kahraman mı yoksa İmparatorluğu bitiren bir alman sevdalısı veya ajanı mı? Bu soruya tarih ve tarihçiler cevap verecektir.

Selam ve dua ile

Nadir CANPOLAT

10/08/2024 SAAT:15.58

 

 

                                                   

YORUMLAR

Haci Bayazit 1 ay önce
Alemleri dua/din ahlak maneviyat ve doğruluk/adalet üzerine bina eden Allah(c.c) alemi Ehl-i Beyt evlatları üzerinden nimetlendirir ama nimet sıra dışı insanlara isabet eder. Osmanlı devleti Seyyid Şeyh Edebali’nin manevi ikliminde filizlenip kurulur; askeri düzeni Seyyid Hacı Bektaşinin ruhani himayesi ile cihat ruhu gelişir. İstanbul’un fethi sonrası patişan 2’inci Mehmet (Fatih) devletin üzerinde manevi iklimin dağılmasına kanunnasi ile sebep olur; patişah/devletin yanında konumlanan Ulama ehlinin devlet/patişahdan uzaklaşmasına devletin üzerindeki mana ilimin dağılmasına sebep olur. Sultan Selim saltanatı güvencesi için Babasını zehirletir, devlete sızmış olan islam/Ehl-ş Beyt düşmanı Nakşi Halidiyenin hazırladığı müsübet ikliminde Sultan Süleyman ile devletin hiyarşik düzeni bozulur duraklama ve çökme süreci başlar; patişah ikinci Mahmut gelişen olayların uhrevi ve zahiri boyutunu anlar düzelmek ister Nakşi Halife’yi berteraf etmek için gerekli düzenlemeyi yapar ama iş işten geçmiştir artık Osmanlı’nın çöküşü durdurulamaz; İlahi Kural Hükkünü icraat eder… din adamları maneviyatı boşaltır halkı şeytanın hesabına hazırlar ise devlet çöker. Devletin batılılaşma seriveni ile hükümete gelen ihtilaf ve hürriyet fırkası girdiği savaşta Edirne’ye kadar toprak kaybedilir; hükümete gelen ittihat ve terakki (Enver) ferkası kısmen Edirne’ye kadar gelen düşmanı geri püskürtür; birinci dünya savaşı öncesi Enver Paşannın yaptırmış olduğu istihbarat neticesinde devleti savaşın dışında tutmanın mümkün olmadığına karar verilir askerin Rusya hüsübeti dikkate alınıp Alman cephesin’de savaşa girmenin iyi olacağı hesaplanır; ama İlahi irade ötelenmez Rusya cephesinde yüzbinlerce asker soğuktan donar. Enver Paşa Cepheden karışı Naciye Sultana mektup yazar; hanım sakın devletin verdiği kışlık odun kömür yardımını alma aylığımız ile idare et der; devlet Erkan’ı manevi iklimden mahrum ise en fedakar en cesur siyasi erk ile asker gaflet perdesini yırtsmaz… Allah(c.c)ın aleme koyduğu kanundur. Enver Paşanın hayalperest Atatürkün gerçekçi olduğunu tarihçiler kıyaslar. Atatürkün şansı Emeviler Abbasi ve Osmanlı islam devleti değildi; islamı saltanatların bekası için kabul ediyorlardı; Atatürk islam olmayan bu düzenin yıkılış sürecinde İlahi İradeye Uygun vaziyet aldı; işgal güçlerinide koğarak yeni devletin kurulmasına meşruiyet sağladı… ama halkı Alllah’ın hesabına hazırlayan maneviyat ehli din adamı dayanağından noksan olduğu için; çok geçmeden devlet bağımsızlığını yitirdi yapmalandı.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM