ARAP-TÜRK-KÜRT

Halep’liydi. 2021'e kadar Suriye Cumhuriyet Müftüsü’ydü Dr. Hassun. “Bir dedem Arap bir Atam Kürt bir ecdadım Türk, ben ve hepimiz Suriyeliyiz.” diyerek kimliğini tanımlardı. Başmüftü Hassun bir Batılı gazetecinin, “Suriye’de ne kadar Sünni, ne kadar Alevi, ne kadar Dürzi ve ne kadar Hristiyan, Arap, Kürt, Türkmen, Süryani ve Ermeni var?” sorusuna, “Şu anki Suriye’nin nüfusu 23 milyon. Ülkemizde 23 milyon Sünni, 23 milyon Alevi, 23 milyon Dürzi, 23 milyon Hristiyan, 23 milyon Arap, 23 milyon Türkmen, 23 milyon Kürt, 23 milyon Süryani, 23 milyon Ermeni var.” demişti.

Suriye'nin işgali, taksimi ve talanı için savaş start aldığında Katar Emiri’nin hediyesi 100 milyon dolar karşılığında Suriye’den ayrılması için bir teklif aldığını anlattı. İstediği kadar zenginlik, kendisi ve aile efradı için koruma ve Esad sonrası Suriye'de arzu ettiği makam için, “Suriye’de Aleviler Halep’in tarihi yapısını değiştiriyor, Sünnileri katleden bir Alevi rejimi var.” demesi yeterli olacaktı.

OĞLUNUN KATİLLERİNİ AFFETTİ

Bu talepleri reddetmiş, çek ve öneri ile gelen şahısları evinden kovmuştu. Bu teklifi getirenler, “Çok pișman olacaksın. Sana ağır bir bedel ödetecekler!” tehdidinde bulunmuştu. Birkaç hafta sonra oğlu ve yanındaki hocası üniversite çıkışında katledildi. Oğlunu katleden silahın tetiğini çekenler yakalandı. Onlarla görüştü. Oğlunu toprağa verdiği gün yaptığı konuşmada onları affettiğini söyledi. Kendisi birçok suikasta girişimine maruz kaldı. “Esad’ın memuru, Sünni faşist, İslam dışı ve hain” ilan edildi. Anadolu Ajansı, 13 Nisan 2015'te, “Suriye Başmüftüsü Ahmet Bedrettin Hassun, rejime Halep'i bombalaması için fetva verdi.” yönünde gerçek dışı haberler yaptı.

GÖRÜŞ AYRILIKLARI

2016'dan itibaren Halep yeniden Esad'ın kontrolüne geçince Esad'dan ekonomik, siyasi reformlar yapmasını, rüşvet ve iltimas ile mücadele edilmesini istedi. Bu konularda yetersiz ve pasif kalan, askeri zaferi hatalı yorumlatan Beşar Esad ile Suriye'nin geleceği konusunda görüş ayrılıkları yaşamaya başladı. 2021'de görevden alındı.

8 Aralık 2024'te ülkeyi terk eden Esad sonrasında Eski Suriye Cumhuriyet Müftüsü Dr. Ahmed Bedreddin Hassun, Esad'ın yerine Şam'da başkanlık koltuğuna oturtulan HTŞ lideri Colani lakaplı Ahmed Şara ve mahalli-yabancı radikal dinci silahlı örgütlerin militanları tarafından önce Halep'teki evinde silahlı çetelerin taciz ve tehditlerine maruz kaldı. Ardından yurt dışına çıkmak üzere geldiği Şam Havalimanı’nda geçici rejimin polisi tarafından şeriat savcısı emriyle VIP salonunda gözaltına alındı. 76 yaşındaki hasta müftünün güvenle yurt dışına çıkması için bir engel olmadığı güvencesi verilmişti.

GÖZALTINDA İŞKENCE

Gözaltındayken maruz kaldığı işkenceler sonucunda tüm vücudunda derin yaralar ve yüzü tanınmaz halde hastaneye atıldı. Doktorlar Hassun'un ölü bırakıldığını ancak bunun saklanması için baskı gördüklerini açıkladı. Müftü Dr. Hassun Türkiye ve Türk milletinin sadık bir dostuydu ve anne tarafından Türk asıllıydı. Sayın Erdoğan'a çağrılarda bulunmuş ve Suriye'ye karşı "ABD, İsrail ve Haçlılara yarayan habis projelerinin yanında değil, karşısında olması" gerektiğini söylemişti.

Ulusal Kanal 2014'te Dr. Hassun ile özel bir röportaj yapmış ve Hassun bu röportajında Suriye ve Türkiye için tarihi önemde tespitlerde ve uyarılarda bulunmuştu. Bu tarihi röportaja “Suriye Müftüsü Şeyh Bedrettin Hassun ile Özel Röportaj-2014 Ulusal Kanal” yazarak ulaşabilirsiniz. Ulusal Kanal bu röportajı yeniden yayımlarsa faydalı olacaktır.

LİDERLERİN KABRİ

Geldiğimiz duruma bakın! Beşar'ın babası Eski Devlet Başkanı Hafız Esad'ın kabrini deştiler ve yaktılar. Ülkemizde bir "gazeteci" televizyonda alenen "Çok iyi yaptılar şimdi kalbim soğudu." diyebiliyor. Her iktidar değişikliğinde gelen gidenlerin kabirlerini deşip, yakıp kalbini soğutacak olursa hiçbir siyasi veya askeri liderin kabri olmazdı. Bunu yapanlar da "Hayatta yaptıklarının hesabını artık Allah'a verecek." diyen bir dinin mensubu olduklarını da iddia ederler. Ama cahiliye dönemi barbarlığın itikadını yaşarlar. Güven içinde çıkış yapması için pasaport verdiler. VIP salonunda ağırladılar. Suriye eski Müftüsünü maftavari bir üslupla alıkoydular. İşkence altında öldürdüler. Esad'ı eleştiren ama muhalefeti Esad'tan daha tehlikeli ve zararlı gördüğü için onlara da karşıt olan bir Sünni alimin vahşice katledilmesine medya sessiz kaldı. Allahualem belki de kalpleri dahi soğumuş olabilir. Zira onlar için adalet, hukuk ve rahmet sadece kendinden olan içindir. Gerisine işkence, zulüm, yoksulluk, mahrumiyet, ölüm mubahtır.

BU RESMİ ÇİZEBİLİR MİSİN ABİDİN?

Hayatlarını insan ve vatan muhabbeti uğruna feda edenler İslam düşmanı, süslümanlar, ekranlardan Masonluğunu ilan edenler, makara bakaracılar, ABD’yi dünya gemisinin kaptanı addedenler, Trump bizi övdü, Avrupa güvenliğini Türkiye'ye teslim edecek diye övünenler, kafayı deve çişi ile harap etmiş çöl züppeleri ve bilumum garip mahlûklar İslam’ın ve demokrasinin dostları oluyorlar. Kelimeler bu tabloyu anlatmaya kifayetsiz kalır. Sen bu yaman çelişkinin resmini çizebilir misin Abidin?

Not: Dr. Hassun'un ölümü henüz resmi olarak ilan edilmedi. Ağır yaralı ve tedavi altında olma ihtimali var.

aydınlık