Hüseyni (a.s) Direniş, Onlarca Milyonun Erbain Tatbikatında Tecelli Etti

GİRİŞ: 14.08.2025 13:35      GÜNCELLEME: 14.08.2025 13:35

Rasthaber -  Bu günlerde farklı ülkelerden gelen Erbain ziyaretçilerinin Irak’taki görkemli varlığı ve bu ülke halkının eşsiz, cömert ikram manzaraları, bir kez daha Hüseyni direnişin onlarca milyonun tatbikatında tecelli ettiğini dünyanın gözleri önüne sermektedir.

Yine Hüseyni Erbain mevsiminde, her zamankinden daha görkemli şekilde, aşkla dolu ve gönül vermiş ziyaretçilerin farklı ülkelerden Irak’a akın ettiğine şahit oluyoruz.
Mevla’ya ve özgürlük önderine duydukları sevgi, onların kalplerini dilleri, milliyetleri ve görünüşleri ne olursa olsun birbirine öyle bağlamış ve onları bir araya getirmiştir ki, Afrika’dan, Asya’nın doğusundan batısına, Avrupa’dan Amerika’ya kadar en uzak diyarlardan gelen bu muazzam insan selinin, görünürde tek bir ülkeye mensup olmadığına, tek bir bayrağı taşımayan topluluklardan oluştuğuna inanmak veya bunu ayırt etmek kolay değildir.

Ama bu onlarca milyonluk, Şii, Sünni ve hatta gayrimüslim ziyaretçilerin, farklı millet ve bayraklara sahip, birbirine yabancı topluluklar olduğunu nasıl düşünebiliriz ki? Hepsi, ahir zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) ümmeti olarak, Şehitler Serveri ve özgürlerin önderinin tek sancağı altında, ayrı ayrı damlalar gibi birleşerek Hüseyni yolda (a.s) engin bir okyanus misali dalgalanıyorlar.

Irak halkının yüce gönüllü, cömert misafirperverliğine hayran kalmamak mümkün değil. Onlar imkânlarının tamamını seferber ederek, bir bardak su ikramından bereketli ve nimet dolu sofralar kurmaya kadar, Hüseyin (a.s) ziyaretçilerinin hizmetinde kusursuz davranıyorlar. Öyle ki, pek çok kişi bu kadar samimi, karşılıksız sevgi ve ilgiyi yalnızca yakınlarından ve ailesinden görmüştür. Böyle bir samimiyet ve karşılıksız hizmet karşısında, bu ziyaretçileri ve cömert hizmetkârlarını tek bir ümmet ve tek bir bayrak altında görmemek mümkün mü?

İşte bu yüzden Erbain yürüyüşü, görkemi ve benzersiz azametiyle dünyanın en büyük dini toplantısına dönüşmüştür. Ancak şunu da söylemek gerekir ki, bu destansı buluşma sadece dini bir merasim değildir. Çünkü bu görkemli yol boyunca, her köşede bolca görülen şey; özgürlüğün, hak ve hakikat düşmanlarına karşı durmanın, mazlumu savunmanın, şehitler serverini ve özgürlerin efendisini takip etmenin tekrar tekrar tatbik edilmesidir. İşte bu, bu büyük merasimi siyasî bir sahneye ve Hüseyni direnişin tatbikatına dönüştürüyor.Yıllardır mazlum Filistin halkını savunmak, Erbain’de tekrarlanan, yüce ve yaygın bir hedef olmuştur.

Ancak bu yıl, başta ABD ve İsrail olmak üzere İslam dünyasının düşmanlarına karşı direniş vurgusu ve düşmanla uzlaşmadan kaçınma, Erbain yürüyüşünde her zamankinden daha belirgin ve hissedilir olmuştur. Bunun sebebi, İran halkının,  bilge ve hekim rehberinin liderliğinde Siyonist düşmana ve ona destek veren Amerika’ya karşı verdiği 12 günlük mukaddes savunmadır. Bu zafer, İslam ümmetine umut ve onur kaynağı olmuştur.

Son günlerde, Iraklı çadır sahipleri ve diğer ülkelerden gelen ziyaretçiler tarafından, İran’ın devasa füze saldırısının sembolik canlandırılması ve Devrim Muhafızlsrının ölümcül füzelerinin Siyonist düşman üzerine düşüşü, İran’ın İsrail ve Amerika karşısında geri adım atmayan duruşunun onur verici zaferi olarak defalarca sergilenmiştir. Irak halkı ve yabancı ziyaretçiler, bu zaferi kendi zaferleri gibi benimseyip coşkuyla anlatmaktadırlar.

Irak çadırlarında İran İslam İnkılabı Rehberi’nin çok sayıda fotoğrafının asılması ve kendisine, İsrail ve Amerika ile mücadelenin kahramanı olarak gösterilen sevgi ve bağlılık, bu günlerde Erbain yolunda görülen diğer sahnelerden biridir.

Bütün bunlarla birlikte, İslam ümmetinin Hüseyin (a.s) yolunda artan birliğinin genişlemesini görmezden gelmek mümkün mü? Bu birlik, zahirde 1400 yıl önce Kerbela’da şehit edilmiş olan ve düşmanının “Hüseyin ve yolu artık bitti” sandığı bir önder etrafında toplanmıştır. Bu, Allah’ın Müslümanların birliği için yardım ve zafer vaadinin gerçekleşmesinden ve bir mucizeden başka nedir ki?

İşte bu destansı birlik ve Erbain’de tecelli eden Hüseyinî direniş tatbikatı, düşmanı korkuya düşürmüş ve onu, bir yandan dünyanın en büyük dini ve siyasi buluşmasının haberini sansürleyip karartmaya, diğer yandan da bu dalga dalga yayılan birliği bozmak için her türlü hile ve kötülüğe başvurmaya itmiştir. Ancak İslam ümmeti, yıllarca tefrika ve dağınıklığın, görünüşteki farklılıkların ve düşman üretmenin acısını yaşamış olarak, Allah’ın izni ve yardımıyla gayrimüslimleri bile cezbeden Hüseyin’in (a.s) birleştirici sancağı altında toplanmıştır. Onlar, düşmana karşı zafer reçetesinin Hüseyin’in yolu ve zulme karşı direniş olduğunu bilmektedirler.

Allah-u Teâlâ Al-i İmran Suresi 103. ayette Müslümanlara şöyle buyurmuştur: “Ve hepiniz Allah’ın ipine (Kur’ân’a, İslâm’a ve her türlü birlik vesilesine) sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmandınız da O, kalplerinizi kaynaştırdı, O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Yine siz ateş çukurunun tam kenarındaydınız da O, sizi ondan kurtardı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki, hidayete eresiniz.”

Her yıl görkemiyle düşmanın yüreğine korku, Müslümanların kalbine ise umut ve cesaret aşılayan bu nurani Hüseyni direniş tatbikatı, Allah’ın vaadinin gerçekleşmesi ve O’nun son yeryüzü hazinesi, Mevlamız İmam Mehdi’nin (a.f) zuhurunun hazırlığıdır. Şüphesiz Erbain yolunun sonu, İmam Mehdi’nin (a.f) zuhurunun başlangıcı olacaktır.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM