İngiltere’deki yatılı liselerde yıllık ücretler konaklama, eğitim ve yemek masraflarıyla birlikte 42 bin ile 58 bin Sterlin arasında değişiyor. Bu da yaklaşık olarak 2,1 milyon TL ile 3 milyon TL arasında bir maliyet anlamına geliyor. Kanada ise fiyat-performans açısından öne çıkıyor. Devlet liselerinde uluslararası öğrenciler için tüm masraflar 21 bin ile 27 bin Kanada Doları arasında değişiyor; bu da yaklaşık 586 bin TL ile 754 bin TL arasında bir rakama denk geliyor. Kanada’daki özel liselerde ise maliyet yıllık 920 bin TL ile 1,5 milyon TL arasında değişiyor. ABD’de de yıllık ücretler tüm masraflarla 29 bin ile 55 bin Amerikan Doları arasında. Bu da 1,1 milyon TL ile 2,1 milyon TL arasında bir maliyeti ifade ediyor. Avrupa’da fiyatlar barınma, eğitim ve yemek dahil olarak yıllık Malta ve Hırvatistan’da 1 milyon, İspanya’da 1.5 milyon civarında seyrediyor. Hollanda’da ise 2 milyona yaklaşıyor. Eğitim kalitesi ve üniversiteye hazırlık altyapısıyla tercih edilen bu okullarda yıllık maliyetinin, Türkiye’deki bazı özel IB liseleriyle benzer fiyatlara sahip olduğu gözleniyor.

İsviçre’de lise eğitimi almak isteyen bir öğrencinin yıllık maliyeti ise sağlık sigortası gibi detaylar da dahil 104 bin ile 110 bin İsviçre Frangı arasında değişiyor. Yani İsviçre’de lise okumak yaklaşık 5 milyon TL’ye denk gelen yıllık ücretiyle hem Türkiye’deki yüksek ücretli okullar hem de dünyanın diğer ülkeleri arasında öne çıkıyor. Yurtdışındaki liselerin uluslararası öğrencileri genelde mülakatla kabul ettiğini söyleyen Aslıhan Özenç, “Çoğu öğrencimiz için belirli oranda burs fırsatları da bulunabiliyor” dedi.

“Ebeveynler özellikle üniversiteye giriş sınavının yaklaştığı dönemde okul masraflarına eklenen YKS hazırlık maliyetlerine de katlanmak zorunda kalıyor. Özenç, bu durumun da yurtdışı eğitime talebi artırdığını belirterek şunları söyledi:

“Üniversite sınav stresinden uzaklaşmak hem öğrenciler hem de aileler için öncelik haline geldi. Yurtdışında lise eğitimi gören öğrenciler, Türkiye’deki gibi merkezi sınavlara girmeden üniversite başvurusu yapabiliyor. Özellikle İngiltere ve ABD gibi ülkelerde A-Level, IB, AP ve SAT gibi uluslararası sınavlarla üniversiteye giriş mümkün oluyor. Türkiye’de eğitimine devam eden öğrenciler için bu sınavlara hazırlık ek yük oluştururken, yurtdışında lise eğitimi alan öğrenciler bu programları doğrudan müfredat içinde alabiliyor.

Özellikle İngiltere’de üç yıllık üniversite sistemine geçmeden önce Türkiye’den giden öğrenciler genellikle bir yıl “foundation” eğitimi almak zorunda kalıyor. Bu bir hazırlık yılı değil, üniversitenin temel senesi olarak düşünülmeli. Devlet lisesi müfredatıyla giden öğrenciler bu eğitim olmadan çoğu üniversiteye kabul alamıyor. Ancak IB diplomasına sahip öğrenciler bu temel eğitimi tamamlamış sayılıyor.

Diğer yandan yurtdışında lise okuyan öğrenciler, meslek seçimlerini çok daha erken ve bilinçli yapabiliyor. Bu okullarda çocuklar STEM, sanat, sosyal bilimler gibi alanlarda farklı dersler alabiliyor, staj ve üniversite ziyaretleri yapabiliyorlar. Bu da hem yeteneklerini keşfetmelerini sağlıyor hem de özgüven kazandırıyor.”