ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Natasha Franceschi, mart
ayında Brüksel’de Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani’ye sekiz maddelik bir
“güven artırıcı” talepler listesi sundu. Belgedeki taleplerde, yaptırımların
hafifletilmesi ve iki yıllık muafiyet lisansı karşılığında Heyet Tahrir Şam
(HTŞ) liderliğindeki Suriye Geçiş Hükûmeti’nin şu adımları atması isteniyor:
- Profesyonel bir ordu kurulması ve yabancı savaşçıların
hassas liderlik pozisyonlarından uzak tutulması;
- Tüm kimyasal silah tesislerine ve programlarına tam erişim
sağlanması;
- Gazeteci Aston Tice’ın da aralarında bulunduğu kayıp
Amerikalılar için bağımsız bir komitenin kurulması;
- Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG/PYD) kontrolündeki Hol
kampında bulunan DEAŞ’lı ailelerin Şam yönetimine devri;
- DEAŞ’la mücadelede uluslararası koalisyonla işbirliği
taahhüdü verilmesi; Washington’un ulusal güvenliğine tehdit olarak gördüğü
kişilere karşı Suriye topraklarında terörle mücadele operasyonlarına izin
tanınması;
- ‘Suriye’de tüm Filistinli milislerin ve siyasi
faaliyetlerinin yasaklandığı resmi bir kamu bildirisi’ yayınlanması ve
‘İsrail’in endişelerini gidermek amacıyla’ üye sınır dışı kararlarının
alınması;
- İran’ın Suriye’ye yerleşiminin engellenmesi ile hem Devrim
Muhafızları’nın hem de Hizbullah’ın terör örgütü olarak tanımlanması;
- ‘Kapsayıcı bir hükümet’ kurulması talebi.
Belge, geçiş adaleti, insan hakları, anayasa reformu ve
siyasi sürece dair somut maddeleri ek önergeler halinde sunuyor. Listenin
sonunda, 6 Ocak’taki muafiyet kararının ardından Temmuz’da altı aylık sürenin
dolmasıyla yaptırımların hafifletileceği ve uzatılacağı, ilerleme olması
halinde Başkan Donald Trump’ın Sezar Yasası’nı geçici olarak askıya alabilecek
bir yürütme emri çıkarabileceği vaadi yer alıyor.
Arap basınına göre, iç işleyişi doğrudan ilgilendiren
maddeler Şam’da endişe yarattı. Dışişleri Bakanlığı, özellikle yabancı
milislerin siyasi faaliyet yasaklarına tepki gösterdi. Geçen hafta sonu
Washington’a gönderilen yazılı yanıtta, bazı taleplere yönelik çekinceler dile
getirildi.
Öte yandan batılı diplomatlar ise Şam’ın kimyasal silah
programına dair adımları olumlu karşılıyor. Şubat ayında Kimyasal Silahların
Yasaklanması Örgütü Genel Direktörü Fernando Arias başkanlığındaki heyet Şam’ı
ziyaret etti. Arias, görüşmeleri “krizin ardından yeni bir sayfa” olarak
nitelendirdi.
Ayrıca ABD’ye göre yeni Şam yönetimi, “silahlı Filistinli
grupların faaliyetlerini yasaklama, DEAŞ ile mücadele ve SDG ile ilişkileri
iyileştirme” adımları attı.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Derdari’nin
hazırladığı rapora göre, Avrupa bankalarında, Suriye Devleti’ne ait fonların
yaklaşık 500 milyon doları donduruldu. Derdari, fonların BM Kalkınma Programı
aracılığıyla projelere aktarılmasını öneriyor. Ayrıca yeni Maliye Bakanı
Muhammed Yaser Barniye ve Merkez Bankası Başkanı Abdulkadir Hasriye’den oluşan
heyetin, Dünya Bankası ve IMF toplantılarına katılmak üzere Washington’a
gitmesi planlanıyor. Suudi Arabistan’ın 15 milyon dolarlık borcu ödeyerek hibe
yolunu açması; Dünya Bankası’nın elektrik ve altyapı için 300 milyon dolarlık
tahsisat sağlaması bekleniyor. Birleşmiş Milletler ise dondurulmuş varlıkların
uluslararası hukuka uygun olarak talep edilmesi ve şeffaf harcama
mekanizmalarının kurulması için senaryolar hazırladı/aydınlık