ABD-İran Nükleer Görüşmeleri/ Roma Aşaması-2: Çin Ve Rusya’nın Tutumu

GİRİŞ: 21.04.2025 11:45      GÜNCELLEME: 21.04.2025 11:45
Rasthaber -  İran ile ABD arasında ilki Umman'da yapılan nükleer görüşmelerin ikinci turu, İtalya'nın başkenti Roma'da düzenlendi. Umman'ın Roma Büyükelçiliği'ndeki müzakereleri çok sayıda basın mensubu izledi.

Roma görüşmeleri, sadece İran'ın geleceği değil, aynı zamanda emperyalist sistem içindeki yeni güç dengelerinin şekilleneceği bir satranç tahtasına dönüşmüş durumda.

ABD ile İran arasında Roma'da devam eden nükleer görüşmeler, sadece taraflar arasında bir diplomatik kriz olarak değil, aynı zamanda küresel güç mücadelesinin bir arenası olarak öne çıkıyor. Bu süreçte özellikle Çin ve Rusya'nın tutumu, emperyalist hegemonya mücadelesinin yeni safhasına işaret ediyor.

Çin'in tutumu: ABD baskısına karşı 'diplomatik direniş'

Çin, ABD’nin İran’a uyguladığı tek taraflı yaptırımları ve nükleer baskıyı açık şekilde eleştiriyor. ABD medyasına son zamanlarda yansıyan haberlere göre, Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin "maksimum baskı" politikasının çözüm getirmediğini ve sorunu daha da derinleştirdiğini vurguluyor. Pekin yönetimi, nükleer sorunun ancak diplomatik yollarla ve şartsız diyalogla çözülebileceği görüşünde.

Çin’in bu tavrı, sadece İran'la ekonomik ilişkilerini koruma çabası olarak değil, aynı zamanda ABD'nin Batı Asya'daki etkisini sınırlamaya dönük genelleşmiş bir strateji olarak okunuyor. Pekin, İran ile yapılan enerji ve ticaret anlaşmalarını bir nükleer kriz bağlamında kaybetmek istemiyor. Aynı zamanda, ABD'nin hegemonyasına karşı Asya merkezli alternatif bir düzen inşa etme stratejisinin bir parçası olarak İran'ın tarafsızlığını ve direnç kapasitesini önemli görüyor.

İran-Çin Ticari İlişkileri (2022-2025)

Ticaret Hacmi: İran ile Çin arasındaki yıllık ticaret hacmi 2022'de yaklaşık 15 milyar dolar seviyesindeydi. 2023 yılında bu rakam 17 milyar dolara ulaştı. 2024'te ise 18 milyar doları aşarak büyümesini sürdürdü.

Enerji Anlaşmaları: Çin, İran'ın en büyük petrol müşterilerinden biri olmayı sürdürdü. 2022-2024 döneminde Çin, yaptırımlara rağmen İran'dan yılda yaklaşık 600 bin varil/gün ham petrol satın aldı.

Yatırım ve Altyapı: İran ile Çin arasında 25 yıllık stratejik işbirliği anlaşması kapsamında ulaşım, enerji ve iletişim altyapı projeleri için milyarlarca dolarlık yatırımlar planlandı.

Teknoloji ve Savunma İşbirliği: 2023 itibarıyla Çinli şirketlerin İran'da 5G altyapı projelerinde rol aldığı ve askeri teknolojilerde bilgi paylaşımı yapıldığı bildiriliyor.

Rusya'nın tutumu: Stratejik dayanışma ve Batı'ya karşı bir mevzi

Rusya ise İran’ı, Batı’ya karşı direnebilecek önemli bir müttefik olarak değerlendiriyor. Lavrov'un son açıklamalarından hareketle, Moskova, ABD'nin kendi çıkarlarını dayatan tek merkezli bir dünya düzenine karşı, farklı toplumsal ve devlet çıkarlarının tanındığı, çok merkezli bir uluslararası yapı kurulması gerektiğini savunuyor.

Rusya'nın İran'a yaklaşımı birkaç boyut içeriyor diyebiliriz: Öncelikle, Moskova İran'ın Batı tarafından çevrelenmesini kendi jeopolitik çıkarlarına bir tehdit olarak görüyor. İkincisi, İran'ın bağımsız bir bölgesel güç olarak ayakta kalması, ABD ve müttefiklerinin Batı Asya'da tam bir hakimiyet kurmasını engelliyor. Üçüncüsü, Rusya, İran'ın enerji kaynaklarının Batı'ya entegrasyonunu sınırlayarak hem Avrupa enerji bağımlılığını kontrol altında tutmak hem de kendi enerji ihracatını korumak istiyor.

Bu bağlamda Rusya, İran'ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırmayı değil, kontrollü bir şekilde devam ettirmesini tercih ediyor. Böylece İran, nükleer eşiğe yakın bir statüde kalarak Batı'ya karşı stratejik bir baskı unsuru olmayı sürdürebiliyor. Moskova'nın gözünde İran, hem doğrudan askeri ittifak kurmak zorunda kalmadan, hem de bölgesel Amerikan etkisini kırabilecek bir kaldıraç işlevi görüyor.

Rusya-İran Ticari ve Siyasi İlişkileri (2022-2025)

Ticaret Hacmi: Rusya ile İran arasındaki yıllık ticaret hacmi 2022'de yaklaşık 4 milyar dolardı. 2024 itibarıyla bu rakam 6 milyar dolara yaklaştı. Özellikle enerji ve tarım ürünlerinde işbirliği derinleşti. (Kaynak: Reuters, Al Jazeera)

Enerji İşbirliği: Rusya, İran'a sivil nükleer enerji alanında teknik destek sağlıyor ve enerji altyapısının modernizasyonunda rol alıyor. İki ülke ayrıca doğalgaz projelerinde işbirliğini artırdı.

Askeri İşbirliği: 2023 ve 2024 yıllarında Rusya ile İran arasında hava savunma sistemleri ve insansız hava araçları (İHA) teknolojisi transferi gerçekleştirildiği rapor edildi.

Emperyalist hegemonya mücadelesi içinde Roma görüşmeleri

Roma görüşmeleri, salt bir nükleer dosya tartışması olmaktan çıkmış durumda. İran'ı nükleer silah kapasitesine ulaşmaktan alıkoymaya çalışan ABD'nin asıl amacı, kendi bölgesel hegemonyasını sürdürebilmek. Çin ve Rusya ise bu süreci, ABD'nin tek taraflı düzen dayatmasına karşı kendi ağırlıklarını arttırdıkları kutuplu sistem inşa etme fırsatı olarak görüyor.

Bununla birlikte, Çin, Rusya ve İran arasında oluşan bu stratejik yakınlaşmanın kırılgan yönleri de göz ardı edilmemeli. Her üç aktör de ABD'nin küresel baskısına karşı çeşitli dönemlerde ortak bir doğrultu geliştirse de, aralarındaki yapısal farklılıklar, ekonomik asimetri ittifakı zorlayabilir. Çin'in ekonomik çıkarlarıyla Rusya'nın jeopolitik öncelikleri veya İran'ın bölgesel nüfuz arzusu her zaman tam uyum içinde ilerlemeyebilir. Bu nedenle, bu üçlü iş birliği modelinin geleceği, sadece dış baskılara karşı ortak reflekslere değil, aynı zamanda birbirlerinin önceliklerini tolere edebilme yetkinliğine bağlı olacaktır.

Sonuç olarak, Roma görüşmeleri, sadece İran'ın geleceği değil, aynı zamanda emperyalist sistem içindeki yeni güç dengelerinin şekilleneceği bir satranç tahtasına dönüşmüş durumda/sol

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM