Suriye’nin Başken’ti Şam’da bakanlık binaları başta olmak
üzere dilediği noktayı dilediği zamanda bombalayan Siyonist işgal çetesine
karşı yerel halk zaman zaman karşı koymaya çalışsa da İsrail tarafı işgalin
kalıcı olacağını defalarca ilan etti.
Tüm bu gelişmelerin ardından Suriye'nin sözde Cumhurbaşkanı'nın
Danışmanı Ahmed Muvaffak Zeydan, El Cezire'de İhvana, "çağdışısınız,
varlığınız gençlerin devlete katılımını engelliyor, hayal görüyorsunuz,
varlığınızı devam ettirmeniz yeni yönetime zarar veriyor" şeklinde çok
sert bir çağrı yaptı.
Ahmed Zeydan'ın El Cezire'deki yazısından önemli bölümler:
◾Suriye halkının tarihinde belki de benzeri görülmemiş
bu zaferin başından itibaren, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal
Koalisyonu'ndan Suriye İslam Meclisi'ne, askeri ve siyasi gruplardan yerel
meclislere kadar tüm Suriyeli yapılar hızla kendilerini feshederek imkanlarını
yeni Suriye liderliğinin emrine sundu.
◾Hayatımın bir döneminde Müslüman Kardeşler Cemaati'ne
katılmış olsam da, daima kendi tarihime ve entelektüel dürüstlüğüme sadık
kalarak, merhum Üstad Isam el-Attar'ın grubuna mensup kaldım. Ancak Müslüman
Kardeşler Cemaati, hâlâ kendi örgütüne ve partisine sıkı sıkıya bağlı kalmakta
ve bunları sürdürmeye çalışmaktadır.
◾Mütevazı kanaatime göre ve örgütteki kardeşlerime ve
dostlarıma saygımla birlikte, örgütün bugün kendini feshetmesi, diğer
bileşenlerin yaptığı gibi, hepimizin sermayesi ve ortak hedefi olan ülkeye
hizmet edecektir.
◾Cemaati feshetmeme kararında ısrar etmeleri, yakın ve
uzak çevrelerinin onlarla anlaşmazlık içinde olması, çekimser veya şüpheci
davranması nedeniyle gençlerinin devlet inşasına katılımını engellemektedir. Bu
durum, yeni Suriye devletini önemli tecrübe ve becerilerden mahrum
bırakmaktadır.
◾İhvan'ın sürüden ayrı hareket etme konusundaki ısrarı
ve olup bitenlerden memnuniyetsizliklerini ima eden yer yer yaptıkları
açıklamalar, hükümeti destekleyen halk ile aralarındaki ayrılığı ve uçurumu
daha da derinleştirmektedir. Oysaki bu hükümet, bölgesel ve uluslararası güçler
tarafından desteklenen altmış yıllık bir çeteyi kökünden sökerek tarihi bir iş
başarmıştır.
◾Müslüman Kardeşler Cemaati, daha önce Mısır Devlet
Başkanı Cemal Abdünnasır'ın Suriye ile birlik için bir dizi şart koştuğunda
kendini feshetmişti. Bu şartlardan biri siyasi partilerin kapatılmasıydı.
Suriye İhvanı, birlik ve onun özlemlerine bir sevgi ve karşılık olarak bu şarta
boyun eğdi. O sırada Nasır, Mısır'daki kardeşlerini eziyor ve Suriye İhvanı'nın
da bağlı olduğu Uluslararası Teşkilat'ın kurucularını darağaçlarına asıyordu.
◾Şimdi soru şu: O tarihi dönem, Suriye'nin bugün içinden
geçtiği bu dönemden daha mı önemliydi? Ve Abdünnasır'ın çağrısı, Suriye Devlet
Başkanı Ahmed el-Şara'nın, bir milyon şehit ve 14 milyon yerinden edilmiş
insanın bedeli olan bir yönetimi istikrara kavuşturma ihtiyacından daha mı
öncelikliydi? Üstelik kendisi olağanüstü iç, bölgesel ve uluslararası
koşullarla karşı karşıyayken.
◾Müslüman Kardeşler'in Uluslararası Teşkilatı'ndan ilk
ayrılan, merhum Dr. Hasan et-Turabi'ydi. 60'ların sonunda Ulusal İslami
Cephe'yi kurdu ve bu sayede kendisine katılan kardeşleriyle birlikte siyaset
dünyasında yükseldi. Ondan etkilenen Şeyh Raşid el-Gannuşi de Nahda Hareketi'ni
kurarak örgütsel olarak Müslüman Kardeşler'den ayrıldı. Aynı durum Ürdün'deki
Müslüman Kardeşler örgütünde de yaşandı; onlar da yeni bir yöntem geliştirerek
siyasi çalışma, seçimlere ve yönetime katılma amacıyla İslami Çalışma
Cephesi'ni kurdular.
◾Batı Şeria'da ise Hamas, kendi yolunu çizmek için
Müslüman Kardeşler'den ayrıldı. Hatta Suriye'deki Müslüman Kardeşler de birkaç
yıl önce "Vaad" partisini kurmaya çalıştılar, ancak bu girişim ölü
doğdu; çünkü onlar bugüne ve geleceğe odaklanmak yerine tarihe ve geçmişe daha
fazla bağlı kaldılar.
◾Irak'taki Müslüman Kardeşler de faziletli Şeyh Muhammed
Mahmud es-Savvaf döneminde kendilerini
feshedip Suudi Arabistan'a göç etmişlerdi. Bize o dönemi anlattığını hâlâ
hatırlarım. Aynı şekilde, farklı koşullar altında Katar'daki Müslüman Kardeşler
de kendilerini feshetti. Mağrip'te (Kuzeybatı Afrika) ise Müslüman Kardeşler'in
adının birkaç kez değiştiğini ve yeni partilerinin başbakanlık makamına
ulaştığını gördük/milligazete