Gazetenin tanınmış yorumcusu Ronin Bergman, yazının
girişinde şu tespiti yaptı:
“İran’ın balistik füze tehdidinin bu savaşın ardından
ortadan kalktığı net değildir; hatta ne İran’da ne de İsrail’de bu soruya açık
bir yanıt verebilecek biri olduğunu düşünmüyorum.”
Bergman, yazının “Konuşmak Kolay” başlıklı bölümünde
şunları yazdı:
“İsrail, İran’a yönelik ani bir saldırı gerçekleştirdi.
Bu saldırı çerçevesinde onlarca hedef vuruldu, askerî üsler bombalandı,
araştırma merkezleri hedef alındı ve hava savunma sistemleri etkisiz hâle
getirildi. Akıllı bombalarla İranlı bilim insanları suikastla ortadan
kaldırıldı. Tüm bu adımlar çok kısa sürede atıldı.”
Yazıda şu değerlendirmeler yer aldı:
“Bu operasyonun hemen ardından ittifak üyelerinde büyük
bir coşku hâkimdi. Günlerce sürdü bu sarhoşluk. Sözcüler ve sosyal medya
kullanıcıları yüksek sesle hedeflerden söz etti; rejim değişikliğinden, askerî
ve uluslararası ‘başarı fantezilerinden’ bahsediliyordu.”
Gazete, yazının devamında şu tespitlere yer verdi:
“İlk bakışta vurulan hedeflerin listesi kalabalık görünse
de bu durumu, özellikle Savaş Bakanı ve Başbakan’ın açıklamalarıyla
kıyasladığımızda farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Onlara göre İsrail, doğrudan
ve varoluşsal bir tehdidi ortadan kaldırmıştı. Oysa savaşın sonunda görüldü ki
bu operasyon hedeflerine ulaşamamıştır. Zira bu hedeflerin gerçekleşebilirliği
zaten başından beri şüpheliydi; özellikle de siyasetçilerin beklentileri bu
kadar yüksek tutulmuşken.”
Yazar devamında şöyle yazıyor:
“Ben, Trump’ın ateşkesi açıklamasından bir gün önce,
İran’ın İsrail’e son füzesini fırlatmasına izin verecek şekilde koordine
edilmiş bir ateşkes önerilmesini gündeme getirdim. Ancak bu önerim yoğun
şekilde eleştirildi. Karşı çıkanlar, hükümetin ve ordunun asla böyle bir şeye
onay vermeyeceğini söylediler. Ama Netanyahu, Trump’ın önerisi açıklanır
açıklanmaz bunu kabul ettiğinde, eleştiriciler de çaresiz kaldı. Bu da gösterdi
ki tüm süreç baştan beri koordine edilmişti; çünkü İsrail ve bölge, uzun süreli
bir yıpratma savaşına girmemeliydi.”
Makalede ayrıca şu dikkat çekici bölüm yer aldı:
“Bu savaşın istihbarat servisleri açısından en karmaşık
konularından biri de Fordo nükleer tesisine yapılan saldırının sonuçlarıydı.
Çünkü hem ABD hem İsrail, Fordo’dan bazı nesnelerin taşındığını gözlemledi,
fakat kimse bu nesnelerin ne olduğunu, nereye götürüldüğünü veya
zenginleştirilmiş uranyum içerip içermediğini bilmiyor.”
“Daha kötüsü, Fordo tesislerinin en azından kısmen
çalışıp çalışmadığına dair de kimse net bir bilgiye sahip değil. İsrail ordusu
elindeki bilgileri basınla paylaşmıyor, ABD’de dün gece yayımlanan raporlar ise
daha da umut kırıcı.”
Son olarak Bergman şunları ekledi:
“İsrail ordusuna, sahip olduğu istihbarat verileri
ışığında şu soruları sorduk: İran’ın nükleer tehdidi gerçekten ortadan kalktı
mı? Bu operasyonun gerekçesini oluşturan tüm temel unsurlar bertaraf edildi mi?
Tahmin edileceği üzere, bu sorularımıza herhangi bir yanıt alamadık.”