CAATSA Gerçekten Devam Ediyor Mu?

GİRİŞ: 29.05.2025 08:36      GÜNCELLEME: 29.05.2025 08:36
Rasthaber -  Hatırlanacağı üzere AKP iktidarının Rusya’dan tedarik ettiği S-400 savunma sistemleri nedeniyle ABD Türkiye’ye yaptırım uygulamıştı. ABD'nin Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası (Countering America's Adversaries Through Sanctions Act, CAATSA) kapsamında uygulanan tedbirler sonucunda Türkiye F-35 savaş uçağı programından çıkarılmıştı. Savaş uçağı tedarik zincirinin Türkiye’deki ayağı tartışmalı hale gelmişti. Ancak geçen süre zarfında iki ülke silah sanayii arasındaki ilişkiler hiç de yaptırım uygulanmış gibi gözükmüyor.

Hatırlanacağı üzere AKP iktidarının Rusya’dan tedarik ettiği S-400 savunma sistemleri nedeniyle ABD Türkiye’ye yaptırım uygulamıştı. ABD'nin Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası (Countering America's Adversaries Through Sanctions Act, CAATSA) kapsamında uygulanan tedbirler sonucunda Türkiye F-35 savaş uçağı programından çıkarılmıştı. Savaş uçağı tedarik zincirinin Türkiye’deki ayağı tartışmalı hale gelmişti. Ancak geçen süre zarfında iki ülke silah sanayii arasındaki ilişkiler hiç de yaptırım uygulanmış gibi gözükmüyor.

CAATSA neden uygulamıştı?

Yaptırımlar NATO üyesi olan bir ülke olan Türkiye’nin, ABD tarafından hasım olarak görülen Rusya’dan hava savunma sistemi gibi karmaşık ve üst düzey teknolojiye sahip bir silah sistemi alması sonrasında yaşandı. Bu silah sisteminin devreye konması bir şekilde Rusya’nın NATO işletim sistemine dahil olması anlamına gelecek, bunun da ötesinde NATO envanterindeki özellikle hava kuvvetleri bilgilerine erişim anlamına gelecekti. Keza CAATSA yaptırımlarından bir yıl önce S-400’lerin Türkiye’ye gelmesinden iki gün sonra Türkiye F-35 programından çıkarıldı, gerekçe ise çok açıktı: “F-35, gelişmiş yetenekleri hakkında bilgi edinmek için kullanılacak bir Rus istihbarat toplama platformuyla entegre olamaz.”

Ancak o dönem yapılan sayısız yorumun aksine S-400 savunma sistemi hiç aktive edilmedi, kullanıma sokulmadı. Bu açıdan bakıldığında S-400 alımının Suriye İç Savaşı sırasında kopma noktasına gelen Türkiye-Rusya ilişkilerinde Rusya tarafına verilen bir diyet olduğu anlaşılıyor.

CAATSA Kronolojisi

24 Kasım 2015 Türk Hava Kuvvetlerine bağlı F-16 savaş uçakları Türkiye-Suriye sınırında uçan bir Su-24M savaş uçağını sınır ihlali gerekçesiyle vurdu. Pilot Oleg Peşkov ve sonrasında kurtarma bölgesine intikal eden ekipteki 2 Rus asker bölgedeki Suriyeli muhalif cihatçılar tarafından öldürüldü.

2 Aralık 2015 Rus Savunma Bakan Yardımcısı Anatoly Antonov Suriye ve Irak'tan yasadışı şekilde çıkarılan ham petrolün satışında Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesinin doğrudan dahli olduğunu ve IŞİD ile koordinasyon halinde olunduğunu öne sürdü.

1 Ocak 2016 Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin aldığı kararla Türk mallarının ülkede satışını yasaklarken, Rusya'da çalışan Türklerin vizelerini uzatmama kararı aldı. İlaveten iki ülke arasında vizesiz seyahat iptal edilirken, Rusya'dan Türkiye'ye charter uçuşlar kaldırıldı, turizm firmalarından Türkiye'deki turizm faaliyetlerini iptal etmesi istendi.

Bahar 2016 Turizm gelirlerinde muazzam düşüş ve Türk mallarına uygulanan ihracat yasağının ekonomiye maliyetinin 11 milyar dolar olduğu belirtiliyor.

Haziran 2016 Erdoğan, Putin'e işadamı Farhad Ahmedov aracılığıyla yaşananlardan ne kadar üzgün olduğuna dair bir mektup iletti.

15 Temmuz 2016 Fethullah Gülen darbe girişimi. Putin, Erdoğan'ı tüm NATO liderlerinden önce arayarak desteğini ifade etti.

20 Temmuz 2016 Erdoğan, El Cezire'ye verdiği röportajda Rus uçağını düşüren pilotların FETÖ bağlantısı olduğunu belirtti.

9 Ağustos 2016 Erdoğan , Putin ile görüşmek üzere Sankt Peterburg'a gitti.

7 Ekim 2016 Darbe sonrası takibat kapsamında İzmir'de Rahip Andrew Bronson gözaltına alındı.

10 Ekim 2016 Rus doğalgazını Karadeniz üzerinden Avrupa kıtasına getirecek olan Türk Akım hattının anlaşması imzalandı. Krasnodar-Kırklareli arasında bulunan hat 2020 yılı başı itibarıyla faaliyete geçti.

19 Aralık 2016 Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikast sonucu öldürüldü.

9 Şubat 2017 Rus uçakları El-Bab'da görev yapan Türk askerlerini yanlışlıkla bombalayınca 3 Türk askeri öldü.

31 Mayıs 2017 Putin yaptığı açıklamada geçen yıl yürürlüğe konan tüm yaptırımların kaldırıldığını, vize serbestisinin yeniden yürürlüğe konduğunu belirtti.

12 Eylül 2017 Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alımı yapacağı ilan edildi.

3 Nisan 2018 Mersin Akkuyu Nükleer Santral inşaatları başlatıldı.

1 Ağustos 2018 Rahip Bronson gündemiyle bağlantılı olarak ABD yaptırımları başladı. Türkiye ekonomisi krize girdi.

12 Ekim 2018 Rahip Bronson serbest kaldı.

12 Temmuz 2019 S-400'lerin ilk sevkiyatı gerçekleştirildi.

17 Temmuz 2019 Türkiye, ABD tarafından F-35 programından çıkarıldı.

27 Şubat 2020 İdlib'de M-4 karayolu yakınlarında görev yapan TSK konvoyuna Rusya ve Suriye Silahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırıda 34 Türk askeri ölmüştür.

9 Mart 2020 İdlib görüşmeleri için Rusya'ya giden Erdoğan ve beraberindeki heyetin Kremlin'deki görüşme öncesinde koridorda bekletilmesi Rus Rossiya 1 kanalında yayınlandı.

27 Eylül-10 Kasım 2020 İkinci Dağlık Karabağ Savaşı

14 Aralık 2020 ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye Savunma Sanayi Başkanlığına yaptırım uyguladığını duyurmuş, Türkiye'nin F-35 programındaki varlığının askıya alındığı bildirilmiştir. Ayrıca SSB Başkanı İsmail Demir başta olmak üzere Faruk Yigit, Serhat Gençoğlu ve Mustafa Alper Deniz'e de yaptırım vize kısıtlaması uygulanmıştır.

Yaptırımlar neler?

CAATSA yaptırımları oldukça detaylı. Ancak burada muhatap olarak özellikle Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin değil de Savunma Sanayi Başkanlığının seçilmesi ilginç. Böylelikle ABD tarafı konunun ciddiyetini vurgularken, sınırı aşmayıp ileriki bir tarihteki uzlaşma olasılığına da kapı açmakta. Yaptırımlar şöyle:

SSB'ye transfer edilen herhangi bir mal veya teknoloji için belirli ABD ihracat lisansları ve yetkilendirmeleri verilmesinin yasaklanması (Bölüm 235(a)(2));

ABD finans kuruluşlarının SSB'ye herhangi bir 12 aylık dönemde 10 milyon doları aşan kredi veya borç vermesinin yasaklanması (Bölüm 235(a)(3));

ABD İhracat-İthalat Bankası'nın SSB'ye yapılan ihracatlar için yardımının yasaklanması (Bölüm 235(a)(1));

ABD'nin uluslararası finans kuruluşları tarafından SSB'ye fayda sağlayan kredilere karşı çıkması zorunluluğu (Bölüm 235(a)(4)); ve

SSB Başkanı Dr. İsmail Demir, SSB Başkan Yardımcısı Faruk Yiğit, SSB Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanı Serhat Gençoğlu ve SSB Bölge Hava Savunma Sistemleri Müdürlüğü Program Yöneticisi Mustafa Alper Deniz’ tam blokaj yaptırımları ve vize kısıtlaması uygulanması (Bölüm 235(a)(7), (8), (9), (11) ve (12));

Detay maddelerine bakıldığında yaptırımların çok özel bazı projeler dışında olağanüstü yıkıcı etkisinin olmadığı, Türkiye’deki şirketlerin ise 2019 yılında F-35 üretim ve tedarik zincirinden çıkartılmasının bu şirketler nezdinde daha büyük sorun yarattığını söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak bu şirketlerde durum hiç de içler acısı değil.

Türkiye’nin silah sanayi devlerinde durum ne?

F-35 programından çıkarılan Türk silah şirketleri ve programda aldıkları görevler şu şekilde.

TAİ: Yakıt depoları, kompozit parçalar. Firma Northrop Grumman ile işbirliği halinde.

ASELSAN: Elektronik bileşenler ve sensörler

AYESAŞ (Aydın Yazılım ve Elektronik Sanayi A.Ş.) Füze kumanda arayüz üniteleri ve elektronik montaj.

Kale: Motor aksamı, iniş takım parçaları. Firma Pratt & Whitney ortağıdır.

Roketsan: Doğrudan projeye dahil olmasa da ileriki aşamalarda Türk F-35’leri için füze sistemleri entegrasyonuna başlayacaktı.

Alp Havacılık: İniş takım bileşenleri, titanyum entegre rotor ağırlıklı motor parçaları ve diferansiyel bileşenleri. Firma Skorsky ile işbirliği halinde.

Havelsan: F-35 pilotları için eğitim sistemleri ve simülasyon tasarımları.

Oldukça büyük bir projeden çıkmak elbette bu firmaların planlarında kimi aksamalara sebep olmuştu. Ancak kimi firmalar yukarıda da görüldüğü gibi çeşitli emperyalist merkezli silah şirketleriyle doğrudan bağlantılı. Dolayısıyla firmalar arasında işbirliğinin durması veya sekteye uğraması söz konusu değil.

Özellikle son dönemde sivil havacılık alanında yaşadığı sorunlarla boğuşan Boeing grubunun silah sektöründe Trump yönetimi tarafından kollandığı görülüyor. Trump, 14 Mayıs 2025 günü Katar ile imza altına 1.2 trilyon dolarlık kapsamlı anlaşmada bu firmayı öne çıkardı, 210 adet Boeing 787 ve 777X yolcu uçağı için 96 milyar dolar değerinde bir satış onaylandı. Bunun dışında 6. Nesil olacağı belirtilen F-47 savaş uçağını da Boeing firmasının yapacağı açıklanmış durumda. Dolayısıyla halihazırda Boeing ile çeşitli projelerde ortak faaliyet gösteren gibi firmalar, herhangi bir yaptırımın etkisinde kalmışa benzemiyor.

Silah sanayinin bir bölümü ve hava taşıtlarını içeren imalat sanayi alt sektörü “diğer ulaştırma araçları” kesintisiz büyüyor. Yukarıda sözü edilen şirketlerin tedarikçisi bir şirket evreni de genişliyor. Silah sanayi, insansız hava aracı üretimi kadar Boeing, Airbus’ın sivil havacılığa yönelik uçaklarının parça üretimleri önemli sürükleyicilerinden biri. Son açıklanan İSO 500 verilerinde silah-havacılık şirketlerinin gelişimi dikkat çekerken İkinci 500 ve izleyen 1000 şirkette de katma değer artışına yüksek katkı sağlandığı görülüyor. Mühendis ve kalifiye teknik emek gücü sömürüsünün yüksek olduğu, imalat sanayi ortalamasının iki-üç katı artı değer oranları yakalandığı görülüyor.

Abdülkadir Selvi: Trump Baba bizi affet!

CAATSA yaptırımları ülkemizin pek gündemde değildi ve bahsettiğimiz gibi Türkiye’nin F-35 programına dahil edilmesi aslında tercih edilebilir bir iyileşme olabilir. Tam da bu aşamada Abdülkadir Selvi 26 Mayıs günkü köşe yazısında Trump’ın Suriye’ye yaptırımları kaldırdığını ve sıranın bizim CAATSA’da olup olmadığını sordu. Trump zamanında konulan yaptırımların yine onun tarafından kaldırılabileceğini belirten Selvi, artık konjonktürün değiştiğini Rusya-Ukrayna Savaşında anlaşma sağlanırsa Rusya’ya yaptırımların kalkacağını, dolayısıyla S-400 gündemiyle ortaya çıkan sorunun kapanarak F-35 projesine dahil edilebileceğimizi söylüyor. ABD’li yöneticilerin Selvi’yi okuyup satır arasındaki mesajları alıp almadıklarını bilmiyoruz ancak eğer ABD’ye bu türlü bir mesaj verilmek isteniyorsa eldeki S-400’lerden kurtulmak en iyi mesaj olacak gibi gözüküyor.

Başa bela olan S-400’ler

Daha ilk tedarik edildiklerinde teknik değil siyasi gerekçelerle kullanılamayacağını yazdığımız bu silahlar şu anda AKP’nin başına bela olmuş durumda. Kimse kamu kaynaklarından hiç kullanılmayacak olan silahlara ödenen 2.5 milyar doları sorgulamıyor, sadece bu ateşten gömlekten kurtulmak isteniyor. Geçtiğimiz dönemde silahların Suriye’de kullanılması gündem olsa da teyit edilen bir bilgi yok. Ancak öyle görünüyor ki ABD ve Rusya arasında Ukrayna başlığında yaşanacak olumlu gelişmelerin ardından bu konu da kolaylıkla çözülebilir/sol

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM