Hatırlanacağı üzere AKP iktidarının Rusya’dan tedarik ettiği
S-400 savunma sistemleri nedeniyle ABD Türkiye’ye yaptırım uygulamıştı. ABD'nin
Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası (Countering America's Adversaries
Through Sanctions Act, CAATSA) kapsamında uygulanan tedbirler sonucunda Türkiye
F-35 savaş uçağı programından çıkarılmıştı. Savaş uçağı tedarik zincirinin
Türkiye’deki ayağı tartışmalı hale gelmişti. Ancak geçen süre zarfında iki ülke
silah sanayii arasındaki ilişkiler hiç de yaptırım uygulanmış gibi gözükmüyor.
Yaptırımlar NATO üyesi olan bir ülke olan Türkiye’nin, ABD
tarafından hasım olarak görülen Rusya’dan hava savunma sistemi gibi karmaşık ve
üst düzey teknolojiye sahip bir silah sistemi alması sonrasında yaşandı. Bu
silah sisteminin devreye konması bir şekilde Rusya’nın NATO işletim sistemine
dahil olması anlamına gelecek, bunun da ötesinde NATO envanterindeki özellikle
hava kuvvetleri bilgilerine erişim anlamına gelecekti. Keza CAATSA
yaptırımlarından bir yıl önce S-400’lerin Türkiye’ye gelmesinden iki gün sonra
Türkiye F-35 programından çıkarıldı, gerekçe ise çok açıktı: “F-35, gelişmiş
yetenekleri hakkında bilgi edinmek için kullanılacak bir Rus istihbarat toplama
platformuyla entegre olamaz.”
Ancak o dönem yapılan sayısız yorumun aksine S-400 savunma
sistemi hiç aktive edilmedi, kullanıma sokulmadı. Bu açıdan bakıldığında S-400
alımının Suriye İç Savaşı sırasında kopma noktasına gelen Türkiye-Rusya
ilişkilerinde Rusya tarafına verilen bir diyet olduğu anlaşılıyor.
24 Kasım 2015 Türk Hava Kuvvetlerine bağlı F-16 savaş
uçakları Türkiye-Suriye sınırında uçan bir Su-24M savaş uçağını sınır ihlali
gerekçesiyle vurdu. Pilot Oleg Peşkov ve sonrasında kurtarma bölgesine intikal
eden ekipteki 2 Rus asker bölgedeki Suriyeli muhalif cihatçılar tarafından
öldürüldü.
2 Aralık 2015 Rus Savunma Bakan Yardımcısı Anatoly Antonov
Suriye ve Irak'tan yasadışı şekilde çıkarılan ham petrolün satışında Recep
Tayyip Erdoğan'ın ailesinin doğrudan dahli olduğunu ve IŞİD ile koordinasyon
halinde olunduğunu öne sürdü.
1 Ocak 2016 Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin aldığı
kararla Türk mallarının ülkede satışını yasaklarken, Rusya'da çalışan Türklerin
vizelerini uzatmama kararı aldı. İlaveten iki ülke arasında vizesiz seyahat
iptal edilirken, Rusya'dan Türkiye'ye charter uçuşlar kaldırıldı, turizm
firmalarından Türkiye'deki turizm faaliyetlerini iptal etmesi istendi.
Bahar 2016 Turizm gelirlerinde muazzam düşüş ve Türk
mallarına uygulanan ihracat yasağının ekonomiye maliyetinin 11 milyar dolar
olduğu belirtiliyor.
Haziran 2016 Erdoğan, Putin'e işadamı Farhad Ahmedov
aracılığıyla yaşananlardan ne kadar üzgün olduğuna dair bir mektup iletti.
15 Temmuz 2016 Fethullah Gülen darbe girişimi. Putin,
Erdoğan'ı tüm NATO liderlerinden önce arayarak desteğini ifade etti.
20 Temmuz 2016 Erdoğan, El Cezire'ye verdiği röportajda Rus
uçağını düşüren pilotların FETÖ bağlantısı olduğunu belirtti.
9 Ağustos 2016 Erdoğan , Putin ile görüşmek üzere Sankt
Peterburg'a gitti.
7 Ekim 2016 Darbe sonrası takibat kapsamında İzmir'de Rahip
Andrew Bronson gözaltına alındı.
10 Ekim 2016 Rus doğalgazını Karadeniz üzerinden Avrupa
kıtasına getirecek olan Türk Akım hattının anlaşması imzalandı.
Krasnodar-Kırklareli arasında bulunan hat 2020 yılı başı itibarıyla faaliyete
geçti.
19 Aralık 2016 Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov
suikast sonucu öldürüldü.
9 Şubat 2017 Rus uçakları El-Bab'da görev yapan Türk
askerlerini yanlışlıkla bombalayınca 3 Türk askeri öldü.
31 Mayıs 2017 Putin yaptığı açıklamada geçen yıl yürürlüğe
konan tüm yaptırımların kaldırıldığını, vize serbestisinin yeniden yürürlüğe
konduğunu belirtti.
12 Eylül 2017 Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma
sistemi alımı yapacağı ilan edildi.
3 Nisan 2018 Mersin Akkuyu Nükleer Santral inşaatları
başlatıldı.
1 Ağustos 2018 Rahip Bronson gündemiyle bağlantılı olarak
ABD yaptırımları başladı. Türkiye ekonomisi krize girdi.
12 Ekim 2018 Rahip Bronson serbest kaldı.
12 Temmuz 2019 S-400'lerin ilk sevkiyatı gerçekleştirildi.
17 Temmuz 2019 Türkiye, ABD tarafından F-35 programından
çıkarıldı.
27 Şubat 2020 İdlib'de M-4 karayolu yakınlarında görev yapan
TSK konvoyuna Rusya ve Suriye Silahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen
saldırıda 34 Türk askeri ölmüştür.
9 Mart 2020 İdlib görüşmeleri için Rusya'ya giden Erdoğan ve
beraberindeki heyetin Kremlin'deki görüşme öncesinde koridorda bekletilmesi Rus
Rossiya 1 kanalında yayınlandı.
27 Eylül-10 Kasım 2020 İkinci Dağlık Karabağ Savaşı
14 Aralık 2020 ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye Savunma
Sanayi Başkanlığına yaptırım uyguladığını duyurmuş, Türkiye'nin F-35
programındaki varlığının askıya alındığı bildirilmiştir. Ayrıca SSB Başkanı
İsmail Demir başta olmak üzere Faruk Yigit, Serhat Gençoğlu ve Mustafa Alper
Deniz'e de yaptırım vize kısıtlaması uygulanmıştır.
CAATSA yaptırımları oldukça detaylı. Ancak burada muhatap
olarak özellikle Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin değil de Savunma Sanayi
Başkanlığının seçilmesi ilginç. Böylelikle ABD tarafı konunun ciddiyetini
vurgularken, sınırı aşmayıp ileriki bir tarihteki uzlaşma olasılığına da kapı
açmakta. Yaptırımlar şöyle:
SSB'ye transfer edilen herhangi bir mal veya teknoloji için
belirli ABD ihracat lisansları ve yetkilendirmeleri verilmesinin yasaklanması
(Bölüm 235(a)(2));
ABD finans kuruluşlarının SSB'ye herhangi bir 12 aylık
dönemde 10 milyon doları aşan kredi veya borç vermesinin yasaklanması (Bölüm
235(a)(3));
ABD İhracat-İthalat Bankası'nın SSB'ye yapılan ihracatlar
için yardımının yasaklanması (Bölüm 235(a)(1));
ABD'nin uluslararası finans kuruluşları tarafından SSB'ye
fayda sağlayan kredilere karşı çıkması zorunluluğu (Bölüm 235(a)(4)); ve
SSB Başkanı Dr. İsmail Demir, SSB Başkan Yardımcısı Faruk
Yiğit, SSB Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanı Serhat Gençoğlu ve SSB Bölge Hava
Savunma Sistemleri Müdürlüğü Program Yöneticisi Mustafa Alper Deniz’ tam blokaj
yaptırımları ve vize kısıtlaması uygulanması (Bölüm 235(a)(7), (8), (9), (11)
ve (12));
Detay maddelerine bakıldığında yaptırımların çok özel bazı
projeler dışında olağanüstü yıkıcı etkisinin olmadığı, Türkiye’deki şirketlerin
ise 2019 yılında F-35 üretim ve tedarik zincirinden çıkartılmasının bu
şirketler nezdinde daha büyük sorun yarattığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Ancak bu şirketlerde durum hiç de içler acısı değil.
F-35 programından çıkarılan Türk silah şirketleri ve
programda aldıkları görevler şu şekilde.
TAİ: Yakıt depoları, kompozit parçalar. Firma Northrop
Grumman ile işbirliği halinde.
ASELSAN: Elektronik bileşenler ve sensörler
AYESAŞ (Aydın Yazılım ve Elektronik Sanayi A.Ş.) Füze
kumanda arayüz üniteleri ve elektronik montaj.
Kale: Motor aksamı, iniş takım parçaları. Firma Pratt &
Whitney ortağıdır.
Roketsan: Doğrudan projeye dahil olmasa da ileriki
aşamalarda Türk F-35’leri için füze sistemleri entegrasyonuna başlayacaktı.
Alp Havacılık: İniş takım bileşenleri, titanyum entegre
rotor ağırlıklı motor parçaları ve diferansiyel bileşenleri. Firma Skorsky ile
işbirliği halinde.
Havelsan: F-35 pilotları için eğitim sistemleri ve
simülasyon tasarımları.
Oldukça büyük bir projeden çıkmak elbette bu firmaların
planlarında kimi aksamalara sebep olmuştu. Ancak kimi firmalar yukarıda da
görüldüğü gibi çeşitli emperyalist merkezli silah şirketleriyle doğrudan
bağlantılı. Dolayısıyla firmalar arasında işbirliğinin durması veya sekteye
uğraması söz konusu değil.
Özellikle son dönemde sivil havacılık alanında yaşadığı
sorunlarla boğuşan Boeing grubunun silah sektöründe Trump yönetimi tarafından
kollandığı görülüyor. Trump, 14 Mayıs 2025 günü Katar ile imza altına 1.2
trilyon dolarlık kapsamlı anlaşmada bu firmayı öne çıkardı, 210 adet Boeing 787
ve 777X yolcu uçağı için 96 milyar dolar değerinde bir satış onaylandı. Bunun
dışında 6. Nesil olacağı belirtilen F-47 savaş uçağını da Boeing firmasının
yapacağı açıklanmış durumda. Dolayısıyla halihazırda Boeing ile çeşitli
projelerde ortak faaliyet gösteren gibi firmalar, herhangi bir yaptırımın
etkisinde kalmışa benzemiyor.
Silah sanayinin bir bölümü ve hava taşıtlarını içeren imalat
sanayi alt sektörü “diğer ulaştırma araçları” kesintisiz büyüyor. Yukarıda sözü
edilen şirketlerin tedarikçisi bir şirket evreni de genişliyor. Silah sanayi,
insansız hava aracı üretimi kadar Boeing, Airbus’ın sivil havacılığa yönelik
uçaklarının parça üretimleri önemli sürükleyicilerinden biri. Son açıklanan İSO
500 verilerinde silah-havacılık şirketlerinin gelişimi dikkat çekerken İkinci
500 ve izleyen 1000 şirkette de katma değer artışına yüksek katkı sağlandığı
görülüyor. Mühendis ve kalifiye teknik emek gücü sömürüsünün yüksek olduğu, imalat
sanayi ortalamasının iki-üç katı artı değer oranları yakalandığı görülüyor.
CAATSA yaptırımları ülkemizin pek gündemde değildi ve
bahsettiğimiz gibi Türkiye’nin F-35 programına dahil edilmesi aslında tercih
edilebilir bir iyileşme olabilir. Tam da bu aşamada Abdülkadir Selvi 26 Mayıs
günkü köşe yazısında Trump’ın Suriye’ye yaptırımları kaldırdığını ve sıranın
bizim CAATSA’da olup olmadığını sordu. Trump zamanında konulan yaptırımların
yine onun tarafından kaldırılabileceğini belirten Selvi, artık konjonktürün
değiştiğini Rusya-Ukrayna Savaşında anlaşma sağlanırsa Rusya’ya yaptırımların
kalkacağını, dolayısıyla S-400 gündemiyle ortaya çıkan sorunun kapanarak F-35
projesine dahil edilebileceğimizi söylüyor. ABD’li yöneticilerin Selvi’yi
okuyup satır arasındaki mesajları alıp almadıklarını bilmiyoruz ancak eğer
ABD’ye bu türlü bir mesaj verilmek isteniyorsa eldeki S-400’lerden kurtulmak en
iyi mesaj olacak gibi gözüküyor.
Daha ilk tedarik edildiklerinde teknik değil siyasi
gerekçelerle kullanılamayacağını yazdığımız bu silahlar şu anda AKP’nin başına
bela olmuş durumda. Kimse kamu kaynaklarından hiç kullanılmayacak olan
silahlara ödenen 2.5 milyar doları sorgulamıyor, sadece bu ateşten gömlekten
kurtulmak isteniyor. Geçtiğimiz dönemde silahların Suriye’de kullanılması
gündem olsa da teyit edilen bir bilgi yok. Ancak öyle görünüyor ki ABD ve Rusya
arasında Ukrayna başlığında yaşanacak olumlu gelişmelerin ardından bu konu da kolaylıkla
çözülebilir/sol