Muhacirani, İran gazetesinde yayımlanan yazısında, İran'ın
komşu ve bölgesel olarak etkili bir aktör olarak, çatışmaların durdurulması,
gerilimin azaltılması ve kalıcı istikrarın sağlanmasına yol açacak her süreci
desteklediğini belirtti; ancak bu desteğin koşullu olduğunu ve bölge ülkeleri
arasında kabul edilen ilkelere dayandığını vurguladı.
Muhacirani şu ifadeleri kullandı:
"İran, üç temel ilkeyi değiştirilemez olarak görüyor:
ülkelerin toprak bütünlüğü üzerinde tam egemenliğinin korunması; bölgedeki tüm
ülkelerin toprak bütünlüğünün savunulması; ve uluslararası sınırların
değiştirilmesine karşı kesin tavır. İki ülke arasındaki son ortak bildiride bu
ilkelere dikkat edildi ve saygı gösterildi.
Anlaşmadaki önemli değişikliklerden biri, “koridor” konusuna
yaklaşımın değişmesi oldu. Geçmişte “Zengezur Koridoru” adıyla bazı projeler
gündeme gelmişti; bazı yorumlara göre bu, Ermenistan’ın egemenliğinin dışından
geçen ve toprak bütünlüğü ilkesine aykırı bir ulaşım yolu anlamına geliyordu.
Bu endişe yalnızca Ermenistan için değil, İran için de ciddi bir kaygıydı;
çünkü bölgedeki zorunlu jeopolitik değişiklik istikrarı tehlikeye atabilirdi.
Ancak tarafların açıklamasına göre, “koridor” gündemden çıkarıldı ve yerine
Ermenistan Cumhuriyeti egemenliği altında bir kara yolu transit güzergahı
getirildi. Bu değişiklik, hem ulusal egemenlik ilkesini koruyor hem de ekonomik
ve ulaşım açısından herkesin faydalanabileceği makul bir çözüm sunuyor.
Buna rağmen İran, sürece herhangi bir yabancı aktörün dahil
olmasına ilişkin kaygılarını açıkça dile getirdi. Bölge dışı güçlerin
Kafkasya’daki denklemlere girmesi, barış ve istikrar için uzun vadeli olumsuz
sonuçlar doğurabilir. Bu kaygı, tarihsel tecrübelerden kaynaklanıyor; bölge
dışı güçlerin müdahalesi krizleri daha karmaşık hâle getiriyor ve barış
sürecini uzatıyordu. Bu tutum, iki komşu ülkeyle yapılan görüşmelerde açık bir
şekilde hatırlatıldı. İran, Kafkasya’da kalıcı çözümün, dış baskı veya dayatma
ile değil, bölge ülkelerinin işbirliği ve diyaloğundan doğması gerektiğine
inanıyor. Dünyanın diğer bölgelerindeki tecrübeler de gösteriyor ki, komşu
ülkelerin hassasiyetleri ve çıkarları dikkate alınmadan veya dış baskıyla
dayatılan anlaşmalar ya uygulanamıyor ya da ilk siyasi krizle çöküyor. Bu
nedenle İran, bölgesel diyalog ve Güney Kafkasya ülkelerinin kapsamlı
işbirliğine önem veriyor ve bunu gerçek barışın garantisi olarak görüyor.
İran, bu anlaşmayı desteklerken, yaklaşımını koşullu ve
ulusal ile bölgesel ilkelere dayalı olarak belirliyor. Eğer bu süreç gerilimi
azaltır, uluslararası sınırları korur, ülkelerin egemenliğine saygı gösterir ve
ekonomik işbirliğini geliştirirse, İran sorumlu bir komşu olarak uygulamanın
kolaylaştırılmasında rol oynamaya hazırdır. Aksi durumda, eğer süreç bu ilkeler
ihlal edilir veya yabancı etkiler güçlenirse, İran kendi çıkarlarını ve
bölgesel istikrarı korumak için kararlı bir duruş sergileyecektir.
İran, sorumlu bir komşu ve güvenilir bir ortak olarak,
bölgesel işbirliği çerçevesinde gerçek, kalıcı ve halkların iradesine dayalı
bir barışın oluşmasına katkı sağlamaya hazırdır. Hedef açık: güvenli, istikrarlı
ve yabancı müdahalesinden uzak bir Kafkasya. Bu yolu, İran’ın yıllardır dış
politikasına yön veren ilkeler ışığında ve geleceğe bakarak takip
edeceğiz."/mehr