Ermenistan hükümeti, Zengezur Koridoru’nun
kendisine ait 42 kilometrelik bölümünü 99 yıllığına ABD’ye
devretmek üzere Washington’la anlaştı.
İspanyol haber sitesi Periodista’nın Fransa’daki Ermeni
diasporasından ulaştığı ve Aydınlık kaynaklarınca da doğrulanan gizli muhtıraya
göre, İran sınırı boyunca uzanan Sünik bölgesinde ekonomik ve askeri nitelikte
bir koridor kurulması planlanıyor. Sünik, Asya’dan başlayıp Azerbaycan’ı
Nahçıvan’a oradan da Türkiye’ye bağlayan Zengezur Koridoru’nun
kilit halkasını oluşturuyor. 2020 Dağlık Karabağ Savaşı sonrası Nahçıvan
yolunun açılması, Azerbaycan’ın temel taleplerinden biriydi.
KUZEYDOĞU KUŞATMASI
Amerikan projesi, müttefiklerine kesintisiz ticaret akışı
vaat ediyor, ancak Kafkasya’da yeni bir Soğuk Savaş’ı -hatta daha da kötüsü,
bir sıcak çatışmayı- tetikleme riski taşıyor. Proje sadece Rusya ve
İran’ı değil, Türkiye’yi de çevrelemeye yönelik stratejik bir kuşatma hamlesine
dönüşme potansiyeli barındırıyor.
PARALI ASKERLERE EMANET
Plan uyarınca, koridor bir Amerikan firması tarafından
yönetilecek; güvenlik, özel askeri şirketlerden (PMO) sağlanacak bin silahlı
görevliye emanet edilecek. Her ne kadar anlaşmada koridorun Ermenistan
egemenliğinde kalacağı ifade edilse de, PMO güçlerinin konuşlandırılması
bölgenin fiilen Erivan’ın denetiminin dışına çıkması anlamına geliyor. Bu
şirketler, çoğunlukla ABD ve Batı ordularından emekli paralı askerlerden
oluşuyor.
EKONOMİK KONTROL DE ABD'DE
Finansal yapı da Washington lehine şekillendirilmiş durumda.
Koridordan sağlanacak gelirin yüzde 40’ı Amerikan işletmeci firmaya
aktarılırken, Ermenistan yalnızca yüzde 30’luk bir payla yetinmek zorunda
kalıyor. Bu da ekonomik egemenliğin kısıtlandığına işaret ediyor. Periodista,
“Trump Köprüsü Ulaştırma Koridoru’nun Kurulmasına Dair Mutabakat Muhtırası”
başlıklı belgenin Ermenistan, Azerbaycan ve ABD tarafından imzalandığını yazdı.
BARRACK: DEVREYE GİRDİK SORUNU ÇÖZDÜK
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Thomas Barrack da 17 Temmuz’da
yaptığı açıklamada Washington’un bölgeyi “kiralamak” istediğini duyurmuştu.
Barrack, gazetecilere verdiği demeçte Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki
koridor sorunlarının “ABD sayesinde” çözüleceğini ileri sürdü:
“Taraflar yalnızca 32 kilometrelik bir yol için karşı
karşıya geliyor, ancak konu basit değil, on yıllardır süren bir sorun. Sonuçta
devreye giren Amerika, 'Tamam, bu işi biz üstleniyoruz. 32 km’lik yolu 100
yıllığına bize verin, siz de ortak kullanın' teklifinde bulunuyor.”
SORUNLAR 'TARAFSIZLIK' KİSVESİYLE AŞILDI
Azerbaycan, süreç boyunca Ermenistan’dan Nahçıvan’a uzanacak
bir ulaşım koridoru açmasını talep etti. Ancak Ermenistan Başbakanı Nikol
Paşinyan, bu ay başında teklifi reddetti. Koridorun Azerbaycan denetimine
geçmesinin mümkün olmadığını belirten Paşinyan, meselenin karşılıklı toprak
bütünlüğü ve eşitliğe dayalı bir çerçevede çözülmesi gerektiğini savundu.
ABD'nin projeye “tarafsızlık” kisvesiyle dahil olması, Paşinyan’ın itirazlarını
etkisizleştirmiş görünüyor.
KORİDORUN POTANSİYELİ
Forbes dergisi ise Barrack’ın açıklamasının hemen ardından
ABD’nin koridora hâkim olma niyetini yazdı ve projeyi, Amerika'nın bölgedeki
nüfuzunu artırmak için gösterdiği “yaratıcı” bir girişim olarak nitelendirdi.
Dergiye göre, koridorun potansiyel yıllık geliri 50 ila 100 milyar dolar
arasında. Ayrıca yapılacak lojistik yatırımlarla ticaret hacminin hızla
artacağı öngörülüyor.
AVRUPA'NIN RUS GAZI İHTİYACINA MERHEM
Forbes, koridorun Azerbaycan’ın Türkiye üzerinden Avrupa’ya
petrol ihracatını genişletmesine imkân tanıyacağını belirtiyor. Avrupa Birliği,
Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’dan enerji alımını azaltma çabasında ve bu tür
alternatif hatlara sıcak bakıyor. Dolayısıyla, projenin bu haliyle hayata
geçmesi Avrupa’nın enerji güvenliği açısından da cazip.
Dergi şu analizi ekliyor:
“Avrupa’nın 2030’a kadar Rusya dışı kaynaklardan 20 milyar
metreküp ek doğalgaza ihtiyacı olacak. Ermenistan ile Türkiye arasındaki
sınırların normalleşmesi, Hazar rezervlerine erişimi artırabilir ve BP gibi
şirketler için ithalat maliyetlerini yüzde 10-15 oranında düşürebilir.”
'ULUSAL İHANET'
Ancak Periodista, mutabakatın Ermenistan içinde ve
diasporada ciddi tepki topladığını vurguluyor. Paşinyan’ın bu şartları kabul
etmesi birçok kişi tarafından “ulusal ihanet” olarak görülüyor. Egemenlik
haklarının adım adım devredildiği öne sürülüyor.
ABD ÜZERİNDEN İSRAİL NÜFUZUNU ARTIRACAK
Bu gelişme, Trump döneminde ABD’nin bölgeden çekileceği
yönündeki iddiaların fiilen geçersiz kaldığını da gösteriyor. Washington’a
bağlı askeri unsurların koridorda kalıcı hale gelmesi, İran sınırında ve
Rusya’ya komşu bir noktada Amerikan varlığını tahkim etmeye dönük daha geniş
bir stratejinin parçası. Bölgedeki ABD yanlısı unsurların varlığı, mevcut
jeopolitik dengeleri ciddi biçimde sarsma potansiyeli taşıyor. Ayrıca
İsrail’in, Azerbaycan üzerinden geliştirdiği ilişkilerle birlikte ABD
aracılığıyla İran sınırına daha etkin şekilde nüfuz edeceği öngörülüyor.
BİR TAŞLA DÖRT KUŞ
Zengezur Koridoru’nun açılması tek başına olumsuz bir
gelişme olarak görülemez. Asıl mesele, iplerin kimin elinde olacağıyla ilgili.
Türkiye’ye önemli kazanımlar sağlayacağı öne sürülen mevcut proje, yalnızca
Ankara’nın Moskova ve Tahran’la ilişkilerinin gerilmesine yol açmakla
kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin kuzeydoğusunun ABD tarafından kuşatılması
sonucunu da doğuracak. Oysa koridorun açılması konusunda daha önce Türkiye,
Rusya ve Azerbaycan mutabakata varmıştı, kontrol ise sonradan sessizce ABD'nin
inisiyatifine geçti.