İsrail’in üst düzey İranlı askerlere ve nükleer altyapıya
yönelik saldırılarını ardından önceki gece Tahran, “Gerçek Vaat 3” operasyonu
ile İsrail’e yüzlerce füze fırlatarak hain saldırıya yanıt verdi. İran’ın
fırlattığı bazı füzeler sadece İsrail hava savunma sistemlerinin değil,
Amerikan donanmasının da devreye girmesine neden oldu. Ayrıca Türkiye
semalarında NATO’ya ait erken uyarı uçaklarının faaliyeti de dikkat çekti.
Türkiye’deki NATO’ya ait Kürecik Radar Üssü’de tekrar gündeme geldi.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İran’dan gelebilecek yeni
saldırılara karşı İsrail’e doğrudan askeri destek sağlandığını açıkladı.
Pentagon kaynaklarına göre, İspanya’nın Rota Üssü’nde konuşlu USS Thomas
Hudner ve USS Gravely adlı destroyerler, 13 Haziran günü Doğu Akdeniz’e
intikal etti. ABD’li yetkililer, savaş gemilerinin “aktif kalkan” görevi
gördüğünü ve İsrail’in savunulmasında doğrudan rol oynadığını kaydetti.
Destroyerlerin bölgede konuşlandırılması sadece son
gelişmeye özgü değil. Nisan 2024’te yaşanan İran-İsrail geriliminde de
Amerikan savaş gemileri aktif şekilde devredeydi. O süreçte İran’dan
fırlatılan bazı füzelerin, Akdeniz’de konuşlanan ABD destroyerleri tarafından
havada vurulduğu belirtilmişti.
Pentagon’a göre, bölgeye sevk edilen destroyerlerin yanında
yüksek irtifa hava savunma sistemleri (THAAD) ve kara konuşlu Patriot
bataryaları da aktif durumda. İran’ın Tel Aviv’e fırlattığı bazı füzelerin bu
sistemlerle havada imha edildiği iddia edildi. X adlı sosyal medya platformunda
bölgeyi takip eden hesaplar THAAD sistemleri devrede diyerek, atmosferde
füzelerin engellendiğini gösteren görüntüler paylaştı.
Saldırının yaşandığı gece NATO’ya ait bir başka unsur da
dikkat çekti. Boeing E-3A Sentry AWACS tipi erken uyarı ve komuta uçağı,
İran’ın füzeleri ateşlediği saatlerde Diyarbakır-Batman hattında devriye uçuşu
yaptı. 31 bin feet irtifada seyreden uçuş “NATO08” koduyla Flightradar24’e
yansıdı. Bu uçaklar, yaklaşık 400 kilometre yarıçaplı bir alanı tarayarak
onlarca hedefi aynı anda tespit edebiliyor. Uçuşun, Kürecik Radar Üssü ile
koordineli şekilde yapıldığı değerlendiriliyor.
Malatya’nın Akçadağ ilçesindeki Kürecik Üssü, NATO’nun
balistik füze savunma zincirinde erken uyarı görevi üstleniyor. Türkiye
üzerinden İsrail’e aktarılan radar verileri, geçmişte de kamuoyunun tepkisini
çekmişti.
U.S. Naval Institute News 13 Haziran’da ABD donanmasına ait
5. Ve 6. filo unsurlarının bölgedeki yaklaşık konumlarını paylaştı.
ABD, sadece Doğu Akdeniz’de değil, bölge genelinde askeri varlığını yeniden konumlandırıyor. Balistik füzelere karşı savunma kabiliyetine sahip USS Thomas Hudner’ın batı Akdeniz'den doğuya yönlendirilmesinin ardından, ikinci bir destroyer de Beyaz Saray’dan gelecek talimat için hazır konuma alındı. Amerikan savaş uçaklarının Orta Doğu semalarında devriye uçtuğu, bölgedeki üslerde ise güvenlik önlemlerinin artırıldığı bildirildi.
ABD Başkanı Donald Trump da Ulusal Güvenlik Konseyi
üyeleriyle bir araya gelerek bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi.
Askeri personelin ailelerine gönüllü alınan tedbirler
arasında yer aldı. Military.com’a konuşan bir ABD yetkilisi, bölgede görev
yapan Amerikan askerlerinin sayısının yaklaşık 40 bin olduğunu, bu sayının Ekim
2024’te 43 bine kadar çıktığını söyledi. Artışın sadece İsrail-İran
geriliminden değil, Kızıldeniz’deki İran destekli Husilerin ticari ve askeri
gemilere yönelik saldırılarından da kaynaklandığı belirtildi.
Pentagon yetkilileri, ihtiyaç hâlinde bölgeye gönderilmek
üzere başka gemi ve hava unsurlarının da hazırda bekletildiğini duyurdu. Şu
anda Umman Denizi’nde görev yapan USS Carl Vinson uçak gemisi bölgede konuşlu
durumda. Hint-Pasifik’te görevde olan USS Nimitz ve Japonya’dan yeni ayrılan
USS George Washington da Orta Doğu’ya yönlendirilebilecek unsurlar arasında. Bu
tür sevkiyatların geçmiş örnekleri de bulunuyor. 7 Ekim 2023’te Hamas’ın
Gazze’den başlattığı saldırıların ardından dönemin başkanı Joe Biden, İsrail’i
korumak amacıyla bölgeye savaş gemileri göndermişti. Bu adım, Hizbullah ve
İran’a yönelik caydırıcılık hamlesi olarak değerlendirilmişti. 1 Ekim 2024’te
İran’ın 200’den fazla füzeyle gerçekleştirdiği saldırıda ise Amerikan
destroyerlerinin yaklaşık bir düzine önleyici füze ateşlediği kayıtlara
geçmişti.
FRANSA Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İran’ın İsrail’e
karşılık vermesi durumunda, ülkesinin İsrail’e savunma desteği
sağlayabileceğini açıkladı. Paris’te düzenlenen “İki Devletli Çözüm İçin Paris
Çağrısı: Bölgesel Barış ve Güvenlik” konferansında konuşan Macron, İsrail’in
İran’a yönelik saldırılarında Fransa’nın herhangi bir rolü olmadığını
vurguladı. Macron, İran’ı nükleer yükümlülüklerini ihlal etmekle suçladı.
“Tahran, nükleer silah üretiminde kullanılabilecek seviyede uranyum
zenginleştirmeye devam ediyor. Bu durum, yalnızca İsrail için değil, tüm dünya
için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor” dedi.
İsrail’in güvenliğine destek verdiklerini belirten Macron,
“Eğer İran, misilleme olarak İsrail’e saldırırsa, Fransa uygun koşullar altında
savunma operasyonlarına katılabilir. Ancak herhangi bir saldırı operasyonuna
dahil olmayı düşünmüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Macron ayrıca, “Her ihtimale hazırlıklıyız. Eğer İsrail,
İran topraklarındaki operasyonlarını sınırların ötesine taşırsa, öngörülemeyen
sonuçlarla karşılaşabiliriz.” uyarısında bulundu. Fransa Cumhurbaşkanı,
desteğin “koşulsuz ve sınırsız” olmadığının altını çizdi.
Kürecik Radar Üssü’nden elde edilen verilerin NATO
üzerinden ABD’ye, oradan da İsrail’e aktarıldığı iddiaları yeniden gündeme
geldi. Kürecik’teki AN/TPY-2 X-band radarından elde edilen balistik füze
verilerinin Almanya’daki Ramstein Üssü’ne, ardından da Doğu Akdeniz’deki Aegis
sistemli ABD destroyerlerine aktarıldığı ifade ediliyor. Bu zincirin son
halkası ise İsrail’in hava savunması.
Radar sistemi, ABD’nin THAAD (Bölge Yüksek İrtifa Hava
Savunması) sistemine entegre edilmiş durumda. THAAD yalnızca NATO üyelerini
değil, ABD’nin “özel ortak” statüsü tanıdığı İsrail gibi ülkeleri de
kapsıyor. Böylece radar verileri dolaylı değil, doğrudan İsrail’e savunma
katkısı sunmuş oluyor.
Askeri uzmanlara göre, “Kürecik yalnızca NATO’ya çalışıyor”
açıklamaları teknik olarak doğru olsa da NATO zincirinin içinde yer alan ABD
unsurlarının bu verileri İsrail’le paylaşması, Türkiye topraklarındaki bu
radarın fiilen İsrail’i koruduğunu ortaya koyuyor.
Nisan 2024’teki saldırının ardından Cumhurbaşkanlığı
İletişim Başkanlığı, Kürecik’in yalnızca NATO prosedürleri doğrultusunda
bilgi paylaştığını belirtmişti. Ancak sistemin kontrolü Türkiye’de değil,
ABD’nin elinde. 2011 yılında dönemin Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu
ile ABD Büyükelçisi Ricciardione arasında imzalanan mutabakatla sistem
NATO’ya devredildi. Bu nedenle radarın hangi veriyi, ne zaman ve kiminle
paylaştığını Türkiye’nin denetleme yetkisi bulunmuyor. İsrail’e yönelik
saldırıların püskürtülmesinde Türkiye’nin adının geçmemesi, ancak
altyapısının kullanılması dikkat çekiyor.
İran yönetimi, Kürecik’in İsrail’e hizmet ettiğini
yıllardır açıkça dile getiriyor. 2011 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Mahmud
Ahmedinejad, sistemin doğrudan İsrail çıkarlarını koruduğunu belirtmiş ve
Türkiye’yi bu politikadan vazgeçmeye çağırmıştı.
Son saldırının ardından İran basınında, “Erken uyarı
sistemleriyle desteklenen terör saldırısı” yorumları yer aldı.
Kürecik, ABD’nin Avrupa Aşamalı Adaptif Yaklaşım (EPAA)
sisteminin ilk halkasını oluşturuyor. Radar verileri Almanya’daki Ramstein
Üssü’ne, ardından Romanya ve Polonya’daki Aegis üslerine ve Doğu Akdeniz’deki
destroyerlere iletiliyor. İsrail doğrudan sistemin parçası olmasa da ABD
üzerinden sistemin “pasif faydalanıcısı” konumuna geliyor/Aydınlık