Yemen Ensarullah Hareketi Lideri Seyyid Abdülmelik Bedreddin
el-Husi, geçen perşembe günü yaptığı konuşmada, ülke silahlı kuvvetlerinin son
hafta içerisinde 16 askeri operasyon gerçekleştirdiğini ve bunlardan 7'sinin
Siyonist düşmana karşı yapıldığını açıkladı.
Bu operasyonlar bu hafta başından itibaren devam etti; Yemen
füze birlikleri, işgal altındaki Filistin'in güneyindeki Negev bölgesinde
bulunan İsrail rejimine ait Nevatim hava üssünü iki gün arayla iki kez
başarıyla hedef alarak Siyonistleri sığınaklara gönderdi.
Geçtiğimiz hafta Yemen silahlı kuvvetleri tarafından ABD
hedeflerine yönelik 9 operasyon gerçekleştirildi. Bu operasyonlarda Yemen
silahlı kuvvetleri ile Amerikan Donanması arasında saatlerce süren çatışmalar
yaşandı. Ensarullah Hareketi lideri, son günlerde Arap Denizi'nin en uzak
noktasına ulaşan USS Carl Vinson uçak gemisinin şu anda kaçış eğitimi yaptığını
alaycı bir şekilde söyledi.
Abdülmelik el-Husi ayrıca, ABD'nin Yemen'e yönelik vahşi
saldırısının başlamasından bir ay sonra, Gazze'ye destek ve ABD’ye misilleme
kapsamında, işgal altındaki Filistin topraklarındaki Siyonist hedeflere yönelik
78 operasyon gerçekleştirildiğini duyurdu. Yemen ordusunun son bir ayda
Amerikan-Siyonist düşmana karşı denizde ve işgal altındaki Filistin
topraklarının derinliğinde gerçekleştirdiği operasyonların toplam sayısı 94'e
ulaştı. Bu da günde ortalama üç operasyon anlamına geliyor.
Yemenlilerin operasyonları sadece gösteriş amaçlı ve
rakamlardan ibaret değil, aslında çok sayıda stratejik anlam ve mesaj içermekte
ve Yemenlilerin askeri yeteneği, iradesi ve kararlılığı hakkında pek çok soruya
cevap vermektedir. Direniş operasyonları, 1.200'ü aşan hava saldırısı ve
bombalamasıyla Yemen'i hedef alan ABD askeri baskısının etkinliği konusunda da
birçok soruyu gündeme getiriyor. ABD’nin savaş suçlarından hiçbiri Yemen'i,
Gazze'ye yönelik savaşın sonuna ve ablukanın kaldırılmasına kadar İsrail
rejimine deniz ablukası uygulama ve Gazze mevzilerini hedef alma konusundaki
kararlı kararından vazgeçirmemiştir.
Ancak ABD, Yemen'e yönelik askeri saldırganlığını
sürdürürken bu ülkeye karşı düşmanca siyasi önlem ve yaptırım kararı aldı.
Yemen'i sözde terör listesine almanın ve Yemen halkına kapsamlı ekonomik
yaptırımlar uygulamanın yanı sıra, Yemen halkının yüzde 80'inin, yani 30
milyondan fazla insanın can damarı olan Ras İsa petrol limanını hedef alarak
Yemen halkına her yönden baskı uygulamaya çalıştı, ancak sonuçsuz kaldı.
Yemen'in ulusal düzeyde ABD saldırganlığına yanıt olarak
operasyonları sürüyor ve Gazze'ye destek amacıyla 40 günden kısa bir sürede 94
operasyona ulaşan direniş operasyonları, Yemen liderliğinin bu savaşı
yönetmedeki bilgeliğini, ayrıca Yemenlilerin tüm fedakarlıklara rağmen Gazze'ye
destek tutumunu sürdürmedeki olağanüstü kararlılığını ortaya koymaktadır.
Yemenlilerin onurlu ve cesur operasyonları, Ensarullah
Hareketi Lideri Mehdi el-Meşat, Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Başkanı, ülke
Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Yahya Seri ve diğer Yemenli yetkililerin
konuşmalarında ve açıklamalarında defalarca vurguladıkları hususların
pratikteki karşılığıdır. Onların dediği gibi Gazze'ye yönelik saldırı ve abluka
durdurulmadıkça Yemen operasyonlarının durdurulmasının mümkün değil.
Askeri gücü düzeyinde, Yemen’in Gazze'ye destek ve ABD'nin
kara ve denizdeki saldırganlığına karşı operasyonlarının yoğunlaşması, onların
savaşın ikinci turundaki yeteneklerinin güçlü kaldığını ve hatta arttığını
teyit ediyor. Yemenliler, sadece 40 gün içinde düşman hedeflerine 205'ten fazla
süpersonik, balistik, seyir ve füzesi ile insansız hava aracı fırlattı.
Bu istatistikler, Yemen'in stratejik rezervlerinin düşman
saldırılarından etkilenmediğini ve askeri kabiliyetlerinin mükemmel seviyede
kaldığını kanıtlıyor. Bu durum aynı zamanda ABD'nin Yemen'in askeri gücünü
sınırlama veya etkileme yönündeki hedeflerinin başarısız olduğunu da
gösteriyor.
Öte yandan ABD saldırganlığının devam etmesi, Yemenlilerin
yeteneklerini daha da geliştirmelerine, daha gelişmiş ve hassas silah
teknolojilerine sahip olmalarına olanak sağlamıştır. Yemen Ulusal Savunma
Konseyi'nin olağanüstü toplantısında konuşan Mehdi el-Meşat, ülke silahlı
kuvvetlerinin, Washington'un Çin ve Rusya'yı korkutmak için kullandığı
elektromanyetik dinleme sistemini kısa sürede aşmayı başardığını söyledi.
Ayrıca Yemen füzeleri, savaşın ikinci aşamasında işgal
altındaki Hayfa'nın iç kesimlerine kadar ulaşmayı başardı. Bu, Siyonistleri
şaşırtan ve endişelendiren bir konu. USS Truman uçak gemisi de Yemen güçleri
için kolay hedef haline geldi ve ABD'nin B-2 bombardıman uçaklarını izleme
yeteneğine de sahip.
Yemen savunma kurumu, Yemen'e yönelik saldırıların
başlangıcından bu yana yedi adet ABD MQ-9 İHA'sını düşürmeyi başardı ve bu
durum Pentagon'a 210 milyon dolarlık zarara yol açtı. Ayrıca, Yemen savaşının
bir önceki turunda 14 adet daha gelişmiş Amerikan İHA'sı düşürülmüştü. Böylece
Yemen'in bu dönemde düşürdüğü MQ-9 İHA'larının toplam sayısı 22'ye ulaştı.
Amerikalı uzman ve analistlere göre bu, Washington'un savaş tarihinde eşi
benzeri görülmemiş bir durum.
Yemenliler her türlü savaş koşuluna uyum sağlama
yeteneklerini çok iyi bir şekilde ortaya koymuşlardır ve Yemen'e karşı yaklaşık
on yıl süren Amerikan-Arap koalisyon savaşı sırasında Yemenliler kelimenin tam
anlamıyla benzersiz olduklarını ve savaş ortamında askeri güçlerini
geliştirebileceklerini kanıtlamışlardır.
Yemen halkı, milyonlarca kişinin katıldığı haftalık protesto
gösterileri ve Amerikan düşmanının saldırganlığı karşısındaki efsanevi
kararlılığı sayesinde, askeri ve ekonomik baskıların ve diğer düşmanca
eylemlerin üstesinden gelmeyi başarmış ve yüksek uyum ile dayanıklılık kapasitesini
ortaya koymuştur. Yemen halkının bilinci, feraseti, eşsiz ve örnek direnişi,
kamuoyunu korkutma ve yanıltma amaçlı tüm komploları boşa çıkarmış ve ülke
silahlı kuvvetlerinin saldırgan Arap-Amerikan koalisyonuyla 10 yıl süren
savaşta başarıya ulaşmasında önemli bir etken olmuştur. Yemenlilerin milli
direnişi bugün ülke düşmanlarına karşı en büyük gücü olarak kabul ediliyor.
Bir aydan fazla süredir Yemen'e yönelik hava ve deniz
saldırılarını devam ettiren ABD, şu ana kadar Amerikan medyasının bile öne
çıkarmak isteyeceği bir başarıya ulaşamadı. Bu ülke aynı zamanda Siyonist
rejimin suçlarını desteklemek için yürüttüğü bu savaşta Amerikan vergi
mükelleflerinin parasını israf ediyor, itibarını zedeliyor ve silahlarını yok
ediyor.
Amerikan gazetesi New York Times, ABD'nin son dönemde
Yemen'e yönelik saldırılarında 2 milyar doları heba ettiğini ve şu anda iki zor
seçenekle karşı karşıya olduğunu yazdı. Gazetede yayınlanan yazıda,
“Saldırılara devam edip gereksiz yere daha fazla kayıp vermek ya da geri
çekilip yenilgiyi kabul etmek. Elbette her iki seçenek de Amerika için yenilgi
anlamına gelecektir ve bu yüzden geri çekilmek daha iyi olacaktır. Özellikle de
Amerika'nın İsrail adına Yemen'e karşı savaştığı ve karşılığında hiçbir
tazminat almadığı düşünüldüğünde geri çekilmek iyi seçenek, zira Washington'ı
daha fazla kayıptan kurtarıyor.” ifadelerine yer verildi.
Öte yandan Donald Trump liderliğindeki Washington
hükümetinin ülke içinde hukuki bir ikilemle karşı karşıya olduğunu da
belirtelim. Çünkü ABD Anayasası'nı ihlal eden Trump hükümeti yasama
organlarının ilkelerini hiçe sayarak İsrail'e destek olmak amacıyla Yemen'e
saldırmaya karar vermiştir. Amerikalı uzmanlar, Trump'ın anlamsız ve haksız bir
savaşa harcadığı yüklü bütçenin hesabını vermesi gerektiğini düşünüyor. Zira
Yemen, Amerikan çıkarları için esas itibarıyla bir tehdit oluşturmamakta ve
operasyonları Gazze'ye destek ve İsrail'e karşı yürütülmektedir.
Bir diğer konu ise ABD hükümetinin şu anda çeşitli
düzeylerde bir kafa karışıklığı içinde olmasıdır. Pek çok gözlemci, Trump
yönetiminin belirlediği hedef ve amaçlara ulaşamadığı konusunda hemfikir ve
Amerikalılar, hükümetin bölgede İsrail'i desteklemek için bu kadar çok ABD
fonunu boşa harcamasından dolayı derin bir öfke duyuyor. ABD'nin İsrail'e
destek amacıyla Yemen'e düzenlediği saldırıların üzerinden 40 gün geçmesine
rağmen, ABD çevrelerini meşgul eden en büyük soru şu: Washington bu süre
zarfında ne başardı ve bu süreci devam ettirmek ona ne gibi avantajlar
sağlayacak?
ABD'nin Yemenli sivillere yönelik suç niteliğindeki
saldırıları çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yüzlerce insanın ölümüne yol
açtı. ABD hükümeti, iddialarının aksine insan hakları ilkelerine ve yasalarına
uymadığını ortaya koyan uluslararası bir hukuki ikilemle de karşı karşıyadır.
ABD'nin İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçlara verdiği destek ve
Yemenli sivillerin ABD savaş uçakları tarafından öldürülmesi, Washington
yönetiminin dünya çapındaki itibarını zedeler.
ABD çevrelerinde ülkenin Yemen'e yönelik saldırılarının
devam etmesi konusunda endişeye yol açan bir diğer konu ise, Washington'ın
gelecekte Çin ile olası bir çatışma tehdidi karşısında büyük askeri rezervlere
ve stratejik silahlara ihtiyaç duyması ve bölgedeki askeri kaynaklarını bu
şekilde ve İsrail'i destekleyerek harcaması halinde ciddi bir sorunla karşı
karşıya kalacak olmasıdır.
Bu arada, kendisini barış adamı olarak tanıtan, Nobel Barış
Ödülü'nü hak ettiğini ve Gazze'de ateşkesi sağlayanın kendisi olduğunu iddia
eden Trump, şimdi de masum Gazze halkına karşı Siyonist suçların devam etmesine
destek vererek ve Yemenli sivillere doğrudan saldırılar düzenleyerek
iddialarının tamamen yanlış, saçma ve içi boş olduğunu ortaya koymuş oldu.
Ayrıca kendisini eski ABD Başkanı Joe Biden'dan çok daha
güçlü gören ve onu başarısız olarak niteleyen Trump’ın da şimdi Biden'dan farkı
yok ve sadece yaygara peşinde. Sonuç olarak Yemenliler, Siyonist rejime karşı
yürüttükleri operasyonları durdurmanın tek yolunun Gazze'ye yönelik savaşı
durdurmak ve bu bölgeye uygulanan ablukayı kaldırmak olduğunu, aksi takdirde
Amerikalıların Yemen'le sınırsız bir savaşta askeri ve siyasi açıdan daha büyük
bedeller ödemek zorunda kalacaklarını ortaya koydular/tesnim