Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü), Donald
Trump yönetiminin iktidara geldiği 20 Ocak 2025'ten bu yana ilk 100 gününün,
Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyada insan haklarını tehdit eden, ihlal eden
veya zayıflatan yaygın eylemlerle birlikte geçtiğini yayınladığı bir raporda
vurguladı.
Bu örgüt, bu dönemdeki 100 zararlı eylemin bir listesini
yayınladı ve bu liste zararların derinliğini ve kapsamını gösteriyor.
Human Rights Watch'ın Amerika Direktörü Tanya Green şunları
söyledi: "Trump yönetimi, sadece 100 günde Amerika Birleşik Devletleri'nde
ve dünyada insan haklarına önemli zararlar verdi ve temel özgürlüklere yönelik
bu saldırıların devam edeceğinden endişe duyuyoruz."
Rapora göre Trump yönetiminin eylemleri arasında mülteci ve
göçmen haklarının ihlalleri, ifade ve toplanma özgürlüğüne saldırılar, sağlık,
çevre ve sosyal korumaların zayıflatılması, eğitimde kısıtlamalar, yabancı ve
insani yardımlarda kesintiler ve hukukun üstünlüğünün zayıflatılması yer
alıyor.
Örneğin, ABD hükümeti Salvadorlu Kilmar Abergo Garcia'yı
yasadışı bir şekilde ülkesine zorla göndererek sınır dışı etti. Diğer
göçmenleri de ‘zorunlu kaybolma’ şeklinde benzer koşullar altında Salvador'a
sınır dışı etti. Yine uluslararası hukuku ihlal ederek çeşitli uyruklardan
mültecileri Panama ve Kosta Rika'ya transfer etti. Filistinli aktivistler de
çalışmaları nedeniyle keyfi gözaltı ve sınır dışı edilme tehditleriyle karşı
karşıya kaldı.
Trump yönetimi küresel alanda, dış yardımı aniden keserek
çatışma bölgelerindeki yüz binlerce insanın hayatını da tehlikeye attı ve insan
hakları savunucularına, bağımsız gazetecilere ve bilgi toplama gruplarına
desteği durdurdu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca Trump yönetiminin
Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık (DEI) programlarına baskı yaparak ve
Amerikan tarihiyle ilgili gerçeğe erişimi sınırlayarak ayrımcı ve ırkçı
uygulamalara zemin hazırladığı konusunda uyardı.
Bu programlar, insan haklarına ve ABD Anayasası'nın On
Dördüncü Ek Maddesi'ne dayanan eşitliği sağlamak için önemli araçlardır. Bu
önlemlerin çoğuna mahkemelerde itiraz edildi ve ABD'deki ve dünyadaki insanlar
protestolarla karşılık verdi. Greene: "Amerika genelindeki protestolar
temel hak ve özgürlüklerin önemini gösteriyor. İnsanların dayanıklılıklarını ve
dirençlerini göstermek için şu anda saldırı altında olan özgürlüklere
ihtiyaçları var" dedi/tesnim