Adalet Arayışı ve Gelecek Beklentileri

GİRİŞ: 20.04.2025 11:55      GÜNCELLEME: 20.04.2025 11:55
Rasthaber -   Bugün sizlerle, İslam dünyasının içinde bulunduğu mevcut durumu, karşılaştığı zorlukları ve geleceğe dair sarsılmaz umutlarımızı paylaşmak istiyorum. Özellikle Büyük Şeytan Amerika'nın Ortadoğu'daki politikalarının bölgeye olan derin etkileri ve bu duruma karşı yükselen, asla dinmeyecek adalet arayışımız üzerinde duracağız.

Bundan yaklaşık kırkbeş yıl önce gerçekleşen İran İslam İnkılabı, bölgemizde bir direniş zinciri oluşturmuştur. Bugün bu zincir zahiren bir duraksama yaşıyor gibi görünse de, Hendek Savaşı'nda yaşanan zorluğun ardından Müslümanlar nasıl güçlendiyse, bu süreç de aynı şekilde gelişecektir. Büyük Şeytan Amerika'nın dahi İran ile anlaşma yolları araması, bu yükselişin en önemli göstergesidir.

Bu inkılabın kurucusu İmam Humeyni (r.a.)'nin buyurduğu gibi, "Bizim inkılabımızın gücünü esas siz 40 yıl sonra göreceksiniz." İran-Irak Savaşı sırasında, düşmanlar İran'ın yok olacağını düşünürken, onlar Tahran'da zafer çayları içme hayalleri kurarken, bugün İslam İnkılabı ayakta ve Büyük Şeytan Amerika'nın tüm gücüne rağmen bölgede söz sahibi olma mücadelesini vermektedir.

Siyonist rejimin ve Netanyahu gibi akılsız liderlerinin İran'a saldırma hevesleri, ancak Büyük Şeytan Amerika'nın tehlikenin farkında olması sayesinde engellenmektedir. Amerika, İran'la uzlaşarak onu saptırmaya çalışsa da, biliniyor ki Büyük Şeytan sadece öldürmez, aynı zamanda saptırır. Ancak, Allah'ın nurunu söndürmeye güçleri yetmeyecektir.

Herkes bilir ki, Büyük Şeytan Amerika, Suriye'nin petrolünü ve buğdayını çalarak, bölgeyi fitne ateşine atarak, dinci terör örgütlerini destekleyerek mazlumların kanını dökmektedir. Filistin'de yaşanan insanlık dramının en büyük sorumlusudur. Bu cani, aşağılık, şirret kanser, bütün problemlerin kaynağıdır. Böylesine iğrenç, rezil ve vahşi bir yüz, tarihte görülmemiştir.

Ancak mazlumlar, mustazaflar, gecenin en karanlık anının şafağa en yakın olduğu gerçeğini asla unutmaz. Hadislerde buyurulduğu üzere, "Dünya nasıl zulümle dolduysa, benim Fatime’mden, Ehlibeytim'den Mehdi çıkar ve dünyayı adaletle doldurur." Nitekim, Enbiya Suresi'nin 105. ayet-i kerimesinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Andolsun, Tevrat'tan sonra Zebur'da da yeryüzüne salih kullarımın mirasçı olacağını yazmıştık." Miras, ancak sahibinin ölümüyle intikal eder. Dolayısıyla, yeryüzünün tüm zalimleri yok olacak, katledilecektir. Hadislerde de bu açıkça belirtilmektedir. Bu ayet-i kerimede kastedilen, Hz. Mehdi (a.s.) ve onun kutlu askerleridir. İlahi vaat en kesin vaattir. En kesin gelecek öngörüsü, Kur'an-ı Kerim'de Allahu Teala'nın kelamıdır.

Bu yüzden diyoruz ki, Büyük Şeytan Amerika yıkılacaktır. O zalimlerin elinden orası kurtarılacaktır. Nasıl ki 15.000 km öteden gelip buraya sömürü, zulüm, kan ve gözyaşı döküyorsa, özellikle Filistin'de, işte zulmün en üst seviyeye ulaştığı bir dönemde İmam Zaman (a.s.) zuhur edecek ve dünyayı adaletle dolduracaktır.

Kasas Suresi'nin 5. ayet-i kerimesinde Allah Teala şöyle buyurmaktadır: "Biz ise o yerde zayıf düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (yeryüzüne) varisler kılmak istiyorduk." İşte bu ilahi vaat gereği, bizler zayıf bırakılanlara yardım edecek, onları yeryüzünün imamları kılacağız.

Bazı kendini alim sanan, aslında hakikatleri saptıran kişilerin sembolik yorumlarına itibar etmeyiniz. Onlar, Büyük Şeytan Amerika ve İngilizlerin ajanlarıdır ve Mehdilik inancını yok etmek isterler. Nasıl ki Firavun kendi tahtını devirecek olan Hz. Musa'yı (a.s.) engellemek için tüm çocukları öldürdüyse ve başarılı olamadıysa, onların çabaları da beyhudedir. İlahi vaat kesindir.

Bizim inancımıza göre, Velayet-i Fakih, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve âlihi vesellem)'in müjdelediği 12. emir sahibi olan Hz. Mehdi (a.s.)'ın gaybet döneminde onun siyasetini, o masumun ilahi projesini yürüten temsilcisidir. Bu sistem, bu projedir ve ilahi bir temele dayanmaktadır.

Hz. Mehdi (a.s.) geldiğinde pikniğe gidilmeyecek. Aksine, dünyayı eline geçirmiş olan bu kanser tümörleri, bu insan kanını emen vampirler hakimiyetlerini kolay kolay bırakmayacaklardır. Çetin bir mücadele verilecektir. Hz. Mehdi (a.s.) hakkındaki bir hadiste Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve âlihi vesellem) buyuruyor ki: "O kadar kan dökecek ki, bu Mehdi olamaz diyecekler." Dolayısıyla Hz. Mehdi (a.s.) ilahi bir projedir ve Velayet-i Fakih onun temsilcisidir. Bu projeyi çizen biz olmadığımız için, Kasas Suresi'nde buyurulduğu gibi, Allah Teala zayıf bırakılanları mirasçı kılacaktır. Dolayısıyla bu projenin başarısız olma ihtimali yoktur. Büyük Şeytan Amerika'nın ya da başka hiçbir gücün bu ilahi proje karşısında ayakta kalma imkanı yoktur. Bu yüzden kesin olarak ifade ediyorum ki, mustazaflar Büyük Şeytan Amerika'ya gidecek, oradaki zalim yönetimi devirecek ve orada adaleti tesis ederek dünyadaki tüm mazlumları liderler yapacağklar. Allah Teala'nın vaadi budur: "Biz ise o yerde zayıf düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (yeryüzüne) varisler kılmak istiyorduk."

Unutmayın değerli kardeşlerim, bu bir çıkar çatışması değildir. Bu, hak ile batılın ezelden beri süregelen mücadelesidir. İran İslam Cumhuriyeti, ambargo altında olmasına rağmen, kendi çıkarını değil, bölgedeki mazlumları koruma derdindedir. Mustazafların davası, tüm dünyada adaleti tesis etme davasıdır ve bu ilahi proje Allah'ın izniyle mutlaka zafere ulaşacaktır.

Hepinize sabır, metanet ve bu kutlu yolda muvaffakiyetler dilerim.

Ali Mert

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM