ABD dış politikasının etkili kuruluşu CFR’nin yayın organı
Foreign Affairs, Rusya ile karşılaştırdığı Türkiye ekonomisinin, sıcak para
girişine bağımlılığı nedeniyle Batı ülkeleri ile uyumlu politikaları kabul
etmek zorunda olacağını savundu. Türkiye’deki son gelişmelere ilişkin rapor
yayımlayan ABD’li kuruluş, “Erdoğan Putin gibi olmak isteyebilir ama Türkiye
Rusya değil. Kaynak zenginliğiyle büyüyen Rusya'nın aksine, Türkiye ekonomisi
yabancı yatırıma derinden bağımlı. Ülke otoriterleştikçe yatırımcılar zaten
kaçıyor ve tam otokrasiye kayış onları geri getirmeyecektir. Türk ekonomisi
krize saplanıp kalacaktır. Bir diktatör bile iktidarını korumak için sonuç
almak zorundadır.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Artık Tam Gelişmiş Bir Otokrasisi” başlıklı bir
makale yayımlayan Foreign Affairs, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı
Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturmaları “küstah”lık olarak niteledi. Raporda,
“Bu küstah siyasi baskı eylemiyle Türk Hükûmeti tam teşekküllü otokrasiye doğru
önemli bir adım atmış oldu.” denildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisine seçim
avantajları sağlamak için devlet kurumlarını manipüle ettiğinin öne sürüldüğü
makalede, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından FETÖ’cü hakimlerin
görevden alınması, “kendi baskılarının onaylanması amacıyla yargıyı otorite
altına alma” olarak değerlendirildi. Ayrıca Türkiye’deki seçimlerin “çarpık”
bir biçimde yapıldığı iddia edildi.
Makalede Erdoğan için en büyük sorunun ekonomi olduğu
kaydedilerek “Türkiye 2018'den bu yana enflasyon ve ekonomik kötüleşmeyle
mücadele ediyor.” sözleri kullanıldı. Makale, şöyle devam etti:
“Yeni Maliye Bakanı, eski yaklaşımı terk etti ancak şu ana
kadar ekonomiyi tersine çeviremedi. Erdoğan yüksek riskli bir oyun oynuyor.
Başarılı olursa, bir sonraki seçime kendi seçtiği bir rakiple girecek ve
iktidarını ömür boyu güvence altına almış olacak. Türk lider uluslararası
ortamdan faydalanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü
Erdoğan'ı cesaretlendirdi.
“Trump'ın Putin'e yaptığı açılımlar Avrupalı liderleri de
sarstı ve onları Rusya'nın saldırganlığına karşı savunmalarını güçlendirmek
umuduyla Türkiye'yle yeniden ilişki kurmaya zorladı ve Erdoğan'ın derinleşen
otokrasisini görmezden gelmeye istekliler.”
Uluslararası ortama karşın Erdoğan'ın duyduğu güvenin yersiz
olduğu dile getirilen makale, şöyle tamamlandı: “Türkiye Rusya değil. Kaynak
zenginliğiyle büyüyen Rusya'nın aksine, Türkiye ekonomisi yabancı yatırıma
derinden bağımlı. Ülke otoriterleştikçe yatırımcılar zaten kaçıyor ve tam
otokrasiye kayış onları geri getirmeyecektir. Türk ekonomisi krize saplanıp
kalacaktır. Bir diktatör bile iktidarını korumak için sonuç almak zorundadır.”
ABD'li yatırım bankalarından Bank of America (BofA), geçen
hafta Türk piyasalarında yaşanan dalgalanmaların enflasyonist etkisinin şu ana
kadar sınırlı olduğunu belirtti. Bank of America müşterilerine gönderdiği
"Belirsizliğin dağılması muhtemel" başlıklı raporda, Türk ekonomisine
ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Siyasi belirsizliğin geçen hafta Türk piyasalarında
dalgalanmalara neden olduğuna yer verilen raporda, siyasi belirsizliğin
muhtemelen bundan sonra azalacağı ve enflasyonist etkisinin şu ana kadar
sınırlı kaldığı ifade edildi.
Raporda, ülkede yerel döviz talebinin çok sınırlı olduğu ve
döviz açığı bulunan şirketler tarafından talebin domine edildiği aktarıldı.
Türkiye’de ekonomi yönetiminin görevinin başında olduğu ve
durumu kontrol altında tuttuğuna vurgu yapılan raporda, şu ifadelere yer
verildi:
"Türkiye ziyaretinde görüştüğümüz politika yapıcılar
istikrarı yeniden tesis etmek ve dezenflasyon programına devam etmek için ne
gerekiyorsa yapmaya kararlıydı. Yaşananlara rağmen programa yönelik siyasi
destek devam etmekte. İzlenimimiz, politika yapıcıların net yol haritalarına
sahip oldukları ve piyasayı istikrara kavuşturmak için bazı adımlar attıkları
yönünde."
BoFA’nın raporunda, "Siyasi belirsizlik şu andan
itibaren beklediğimiz gibi dağılırsa, şokun enflasyonist etkisi sınırlı
olacaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası
Başkanı Fatih Karahan ile dün küresel yatırımcılarla telekonferans yöntemiyle
görüştü. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Citigroup ve Deutsche Bank'ın ev
sahipliğinde düzenlenecek toplantıda, Türkiye ekonomisindeki son gelişmeler
değerlendirilecektir. Görüşmeye, Kuzey Amerika, Birleşik Krallık, Avrupa
ülkeleri ve Orta Doğu'dan çok sayıda portföy ve doğrudan yabancı yatırımcı
katılacaktır." ifadeleri kullanıldı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), döviz kurlarında
dalgalanmayı önlemek amacıyla vadesi 91 güne kadar likidite senetleri ihraç
edilmesine karar vermişti. Merkez'den yapılan yeni açıklamada Türk Lirası
uzlaşmalı vadeli döviz işlemlerinin (NDF) bugün başladığı duyuruldu. Yeni
uygulama ile firmalara kur riskinden korunma imkanının sunulması hedefleniyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Borsa
İstanbul’daki düşüş ivmesini engellemek amacıtla bankalara hisse geri alımında
sermaye esnekliği tanınmasına, geri alımda alınan hisselerin çekirdek
sermayeden düşülmemesine karar verdi.
BDDK internet sitesinde yer alan duyuruda şunlar kaydedildi:
"Borsa İstanbul AŞ pay piyasasında işlem gören halka
açık bankaların, 17 Mart 2025 tarihinden sonra bu piyasadan geri alım yoluyla
edindikleri kendi hisse senetlerinin 31 Aralık 2025 tarihine kadar, Bankaların
Özkaynaklarına İlişkin Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a1)
bendi uygulamasında çekirdek sermayeden indirim kalemi olarak dikkate
alınmamasına ve Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve
Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik uygulamasında kredi riskine esas tutar
ve piyasa riskine esas tutar hesaplamasına dahil edilmemesine, bu kararın
kuruluş birliklerine duyurulmasına ve Kurumun internet sitesinde yayımlanmasına
karar verilmiştir."
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, dün yüzde 5,29 artışla
9.793 puana kadar yükseldi. Endeks günün ilk yarısında en düşük 9.404,20, en
yüksek 9.811,55 puanı gördü. Günün ilk yarısında teknoloji endeksinde yüzde
3,17, sanayi endeksinde yüzde 4,16, hizmetler endeksinde yüzde 5,30 ve mali
endekste de yüzde 5,35 artış görüldü.
Sermaye Piyasası Kurulu(SPK)’nun borsada geri alımları
kolaylaştırmasıyla birlikte 19-24 Mart arasında toplam 836 milyon liralık alım
yapıldı. En fazla alım yapan şirket 339 milyon lira ile BİM oldu. BİM’i 66,7
milyon lirayla Türk Hava Yolları, 52,3 milyon lirayla Halkbank, 51 milyon
lirayla Gübre Fabrikaları ve 50 milyon lirayla Turkcell izledi.
24 Mart gününde Bank of America ve QNB gibi yabancı
kuruluşlar net satış tarafında yer alırken, bu satışı Türkiye Varlık Fonu
destekli kurumları karşıladı. Dün ise başta HSBC olmak üzere yabancı
kuruluşlar, 24 Mart’ın aksine alıcı duruma geçti/aydınlık