Bilindiği üzere Zilhicce ayının onuncu günü
Müslümanların en büyük bayramlarından olan Kurban Bayramı
günüdür.
yani Hz. İbrahim'in (as) yıllar sonra kavuştuğu İsmail'ini
kurbangaha götürdüğü ve büyük bir samimiyet ile Rabbine vermiş olduğu söz üzere
oğlu İsmail'i kurban etmek istediği gündür.
Hem samimiyeti, hem de teslimiyeti içinde barındıran "
Gurbetten ilellahi " bir bayram günüdür.
Allah -u Teâlâ O gün Hz. İbrahim'in (as) samimiyetini
gördükten sonra Saffat süresi 107. ayet-i kerimede buyrulduğu üzere ..."Ve
fidye olarak ona azim bir kurbanlık verdik...."
(Hz. İbrahim'in bu
kurbanına karşılık olarak daha büyük bir kurbanlık ile takas edildiği
vurgulanmaktadır.)
Bu azim (büyük) kurbanlık Hz. İsmail'den (as) daha üstün bir
kurbanlık olmalıdır.
Zira rivayetlerde o gün Hz. İsmail'in (as) yerine kesilen koç
değildir...
Zira hiçbir koç ya da koçlar, Hz İsmail'den(as) daha
değerli, daha azim olamaz...
Allah- Teâlâ bu kurbanlığı Hz. İbrahim (as) ve oğlu Hz.
İsmail'den (as) daha üstün olan, Hz Muhammed (sav) efendimiz ve oğlu,
ciğerparesi Hz Hüseyin (as) ile On Muharrem'e ertelemiş diyebiliriz.
Zibhi azim olan (Hz. İsmail'in (as) yerine takas edilen)
bugünlerde haccını yarıda bırakarak kurbanlıkları ile birlikte Kerbela Minasına
doğru yola düşen İmam Hüseyin'den (as) başkası değildir.
On Zilhicce büyük bayramlardan biri olan Kurban Bayramı ve
Hicretin 10. yılı Zilhicce ayının 18. günü daha büyük bir Nimet ile müjdelenen,
dinin kemale erdiği Gadir-i hum bayramıdır.
Sadece 50 yıl sonra hicretin 61. yılı daha büyük bir bayram
olan Gadir-hum'a ümmet sırt çevirince on Muharrem'de bu bayramlar hüsran gününe
dönüştü..
Allah-u Teâlâ Gadir-hum da kemale erdirdiği dinini daha
büyük bir kurbanlık ile tekrar diriltmeyi irade buyurdu.
Zira İmam Hüseyin (as) Hatemul Enbiya'nın canı, Cananı, her
defasında sıkça tembih ettiği, Kur'an-ı Kerim'in şeriki, natık-ı Kur'an
Segaleyn hadisinin mazharı iki büyük emanetten biri (Kur'an ve Ehlibeyt)
Elbette Kur'an-ı Kerim ve tevhidin bitilirmek üzere Yezit ve
taraftarları aracılığı ile ayaklar altına alındığı anda, Kur'an -ı Kerim'i (
İslamı) yeniden diriltmek için onun değerinde bir kurbanlık feda edilmeliydi
ki, bunu bilen Rabbimiz on Zilhicce'deki kurbanlığı on Muharrem Aşura gününe
ertelemiş adeta
İmam Hüseyin ( as) ise
Kerbela Minasında sadece kendisi değil Abbasını, Ekberini, altı aylık
Esgerini, yani neyi varsa Allah yolunda kurban vermeliydi ki, öz Muhammedi
dinin fidanını yeniden yeşertsin..
Ve Rabbim bunun karşılığında Erbain günü milyonların akınına
uğratarak imam Hüseyin'in (as) değerini bize tekrardan Adalet Devleti'nin
kurulacağı güne denk hafızalarda canlı tutmayı irad etmiştir.
Rivayetlerde buyurulur ki,
imam Hüseyin (as) dünyada o kadar tanınacak ki, Adalet devletini kuracak
olan imam Mehdî (af) zuhur ettiğinde kendisini İmam Hüseyin (as) ile
tanıtacaktır.
Adalet güneşinin zuhurunu görme ümidi ile..
Mehmet Yüksek