Rasthaber - Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin
grup toplantısında yaptığı uzun ve kapsamlu konuşmasında hem dünya düzenine hem
de iç politikaya yönelik sert mesajlar verdi. Davutoğlu, "Ey Mazlum
Halklar, Birleşin ve Ayağa Kalkın!" çağrısında bulunarak, Gazze'den
Arakan'a, Doğu Türkistan'dan Latin Amerika'ya kadar mazlum halkların yeni bir
düzen için harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. Davutoğlu, mevcut
uluslararası sistemin çöktüğünü, yeni bir sömürge düzeninin inşa edilmek istendiğini
vurguladı.Konunun ciddiyetine dikkat çeken Davutoğlu, 2017 yılında
kaleme aldığı makalesinde belirttiği "sistemik deprem" uyarısını
hatırlatarak, bugün bu depremin tam ortasında olunduğuna işaret etti. "BM
başta olmak üzere uluslararası kurumlar çatırdayıp çökerken, Gazze'nin ardından
başka mazlum halklar da bu enkaz altında kalacak" diyerek acil çözümler
önerdi.
"BU SAVAŞ, İNSANLIKLA İSRAİL ARASINDADIR"
Davutoğlu, 7 Ekim sonrasında yaptığı konuşmayı hatırlatarak
bu savaşın bir tarafının insanlık olduğuna vurgu yaptı. Hamas'ın terörist
olarak tanımlanmasını eleştirerek, "Bu savaş insanlıkla İsrail
arasındadır" dedi. Gazze'deki süreçten sonra Batı Şeria, Lübnan, Suriye ve
son olarak ABD destekli olarak İran'a yönelik saldırıların yapıldığını
hatırlattı.
"Ey Mazlum Halklar! Birleşin ve ayağa kalkın!"
çıkışıyla uluslararası vicdanı harekete geçmeye çağıran Davutoğlu, Osmanlı'nın
Yahudilere sığınak sağladığı tarihsel örneğini hatırlatarak Netanyahu'ya
yönelik sert ifadeler kullandı.
"SORUNUN KAYNAĞI DIŞ GÜÇLER DEĞİL, BİZİM
AYRILIKLARIMIZ"
Davutoğlu, sadece ABD ve İsrail'i eleştirmekle kalmadı;
Arap, Türk, Fars ayrımlarına dayanan liderlik anlayışını da topa tuttu.
"Kürdü Türke, Türkü Araba, Arabı İran'a düşman eden kör saplantılar"
çağının şeytanıdır dedi. "Ya Halil İbrahim sofrasını kurarız ya da
sömürgeci sofranın menüsü oluruz" diyerek bölge liderlerine birlik
çağırısında bulundu.
ANKARA'YA ÇAĞRI: "ACİL TEDBİRLER ALINMALI"
Davutoğlu, Türkiye'nin sert güç unsurlarıyla caydırıcı
tedbirler alması gerektiğini belirtti. Türkiye'deki NATO üslerinin ve bilhassa
Kürecik üssünün TSK'ya devredilmesi gerektiğini ifade etti. "Türk hava
sahası ve limanları, İsrail'e kapatılmalı; ticaret ve yakıt akışı tamamen
kesilmelidir" dedi.
Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti:
Yine anlamları için madde madde sıralayalım:
- Bir,
son gelişmeler ışığında milli güvenlik stratejimiz yeni tehdit unsurları
gözönünde bulundurularak yenilenmeli ve bütün kurumların bu milli güvenlik
stratejisine uyum saplamak üzere bir eylem ve reform planı
geliştirilmelidir!
- İki,
bu bağlamda son İsrail-İran saldırılarından ders çıkarılarak savunma
sanayi tesislerimizin korunması için özel bir güvenlik yapılanması
geliştirilmelidir. Geçen seneki TUSAŞ saldırısı bu konudaki zaaflarımız
ortaya koymuştur.
- Üç,
Türkiye’deki NATO ve ikili anlaşmayla kurulan ABD üslerinin Türkiye’yi
savaşta İsrail yanında konumlandıracak şekilde kullanılmasına asla izin
verilmemeli, Kürecik gibi istihbari anlamda kritik tesisler ya kapatılmalı
ya da tamamıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetimine ve denetimine
geçmelidir.
- Dört,
Gazze soykırımının ilk günlerinde İsrail’e karşı atılmasını tavsiye
ettiğimiz ancak hükümet tarafından uygulanmayan somut tedbirler derhal
uygulamaya konmalıdır. Bu bağlamda, Türk hava sahası ve limanları İsrail’e
giden uçak ve gemilere tümüyle kapatılmalı, ticaret ve yakıt akışı tam ve
mutlak anlamda kesilmelidir. Türkiye’nin BM verilerine göre İsrail’in
beşinci ticaret ortağı olmasının, uçak yakıtlarının BTC hattından
gitmesinin ve VELA benzeri İsrail’e saldırılarında kullanacağı
materyalleri taşıyan gemilerin limanlarımızı kullanmalarını gelecek
nesilerin bile utancını yaşayacağı bir yüz karasıdır. Dün ise Baykar’ın
israil’in ölüm makinalarının tedarikçisi Leanordo firması ile bu ortamda
bir anlaşma imzalaması hamaset ile işbirlikçilik arasında gidip gelen
riyakar politikanın bir yansımasıdır. Küçük çıkarlar için Türkiye algısını
insanlık vicdanından koparan bu tür adımlara asla tevessül edilmemelidir.
- Beş,
aynen 200’de ABD’nin Irak müdahalesi öncesinde yaptığımız gibi, bütün
bölge ülkelerini kapsayan acil bir bölgesel zirveye öncülük edilmeli ve
bölge ülkelerinin birbirlerine karşı kışkırtılmasını engelleyecek ortak
bir tutum belirlenmesi sağlanmalıdır.
- Altı,
Gazze soykırımına karşı net tavır almış farklı kıtalardan ve kültürlerden
ülkelerle en kısa sürede bir zirve yapılmalı ve mesele Yahudi-İslam,
Batı-İslam gerilimi gibi dar kalıplardan çıkarılmalıdır.
- Yedi,
başta önümüzdeki günlerde toplanacak NATO zirvesi olmak üzere Türkiye’nin
bulunduğu küresel platformlarda İsrail’in soykırımcı saldırganlığını yol
açtığı güvenlik riskleri anlatılarak İsrail üzerinde baskı uygulanması
sağlanmalıdır.
- Sekiz,
yine 2010 yılında nükleer program konusunda Brezilya ile birlikte
uyguladığımız arabuluculuk çalışmasında olduğu gibi bölgenin bütü nükleer
silahlardan arındırılması konusunda küresel bir girişim başlatılmalıdır.
- Dokuz,
bu kritik süreçte iç cephemizi tehkim etmek ve toplumsal dayanışma
psikolojisini güçlendirmek züere gerekli adımlar atılmaldır. Bu bağlamda
“Terörsüz Trükiye” hedefi “Terörsüz Bölge” hedefi doğrultusunda
geliştirilerek terör örgütlerinin İsrail’in bir koç başı olarak
kullanılmasının önüne geçilmeli, sürecin somut adımları gecikmeden
atılmalı, kapsamlı bir ulusla uzlaşı ve demokratikleşme eylem planı ilan
edilmeli, bu bağlamda iktidar ile muhalefet arasında diyalog zeminleri
oluşturulmalıdır.
"GEÇİM YANGINI ÜZERİNDE SÖMÜRÜ DÜZENİ KURULDU"
Ekonomik sorunlara da geniş yer ayıran Davutoğlu, enflasyon
verileriyle oynamakla vatandaşın soyulduğunu ve asgari ücretin eridiğini
belirtti. "Bu TÜİK üzerinden vatandaşı soymaktır, hırsızlıktır" dedi.
Sendikalara Temmuz'da asgari ücret için ayaklanma çağrısında bulundu.
İşsizlik rakamlarından aile hekimlerinin maaş kesintilerine
kadar pek çok konuda somut verilerle tabloyu çizen Davutoğlu, ülkede "orta
sınıfın yok olduğuna" dikkat çekti.
"BAĞIMLILIKLA MİLLİ SEFERBERLİKLE SAVAŞALIM"
Konunun sonunda, uyuşturucu, kumar ve sanal bahis
bağımlılığını "toplumun en sinsi düşmanlarından biri" olarak
tanımlayan Davutoğlu, bu konuda başlattıkları rapor ve kampanyaları hatırlattı.
"Bu bir parti meselesi değil, milli seferberlik meselesidir" dedi.
"Biz" bilinciyle yeni bir yolun mümkün olduğunu
vurgulayan Davutoğlu, "Allah'a emanet olunuz" diyerek konuşmasını
tamamladı.