Kibir ve Tevazu

GİRİŞ: 14.07.2025 11:20      GÜNCELLEME: 14.07.2025 11:20
Rasthaber -  “Ey oğul! Tekebbür ve zorbalık yapan kimselere yazıklar olsun! Topraktan yaratılan ve yine toprak olacak bir kimse nasıl kendisini büyük görebilir ki, nereye gideceğini bilmiyor mu?

Tekebbür ve Mağrurlanmanın Tehlikesi

“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde Mağrurlanarak yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez. Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.”[1]

el-İhtisâs: Evzaî’den naklettiğine göre; Lokman tavsiyelerinden birinde oğluna şöyle dedi: “Ey oğul! Yeryüzünde mağrurlanarak yürüme. Zira senin gücün yeri yarmaya yetmez ve dağların da yüksekliğine erişemezsin.”[2]

el-İhtisâs: Evzaî’den naklettiğine göre; Lokman tavsiyelerinden birinde oğluna şöyle dedi: “Ey oğul! Zorbalığı, tekebbürü ve övünmeyi kendinden uzak tut. Bilesin ki er veya geç bir gün mutlaka kabre konulacaksın.”[3]

el-İhtisâs: Evzaî’den naklettiğine göre; Lokman bir tavsiyesinde oğluna şöyle dedi: “Ey oğul! Zorbalık, tekebbür ve övünmekten sakın; sakınmazsan şayet, şeytanın evinde ona komşuluk yapıyor sayılırsın. Ve ey oğul! Her kim şeytana komşuluk yaparsa rezillik ve alçaklık sarayına konulur ki, o zaman yaşamanın da ölmenin de anlamı olmaz.”[4]

el-İhtisâs: Evzaî’den naklettiğine göre; Lokman tavsiyelerinden birinde oğluna şöyle dedi: “Ey oğul! Tekebbür ve zorbalık yapan kimselere yazıklar olsun! Topraktan yaratılan ve yine toprak olacak bir kimse nasıl kendisini büyük görebilir ki, nereye gideceğini bilmiyor mu? Ya cennete gidecektir ki bu durumda güvende olacaktır veya cehenneme gidecektir ki bu durumda ise bedbaht olacaktır.”[5]

Mütevazı Yürümek ve Alçak Sesle Konuşmak

“...Ve yürüyüşünde mütevazı (alçakgönüllü) ol ve sesini alçalt (alçak sesle konuş). Muhakkak ki seslerin en çirkini, elbette merkebin sesidir.”[6]

Tefsiru’l-Kummî: Allah’ın kelamı, “Yürüyüşünde mütevazı ol!” yani acele etme (hızlı adımlarla yürüme). “Sesini alçalt!”, yani yüksek sesle (bağırarak) konuşma ki, seslerin en kötüsü merkeplerin bağırtısıdır.”[7]

el-Kafî: Ebu Bekr Hazremî’den nakledilmektedir ki: “Allah’ın ‘yürüyüşünde mütevazı ol ve sesini alçalt’ buyruğunun ne anlama geldiğini İmam Cafer Sadık’a (a.s) sordum, o ise, maksadın (adab-ı muaşerete aykırı) hilekâr yürümek ve çirkin hapşırmak olduğunu, buyurdu.”[8]

Mecmau’l-Beyan: “Yürüyüşünde mütevazı ol!”, yani yol yürürken orta hâlde, rahat ve vakarlı yürü.” Allah’ın şu ayette buyurduğu gibi: “Rahman’ın kulları yeryüzünde mütevazı yürürler.”[9]

“Yürüyüşünde mütevazı ol!” ayetinin ne anlama geldiği hususunda başka görüşler de bulunmaktadır:

Katade diyor ki: “Maksat, yürürken alçakgönüllü olmak demektir.”

Said b. Cübeyr diyor ki: “Yürürken aldatıcı, hilekâr ve düzenbaz olma, demektir.”

“Sesini alçalt!” Yani; her vakit yaratıcını çağırdığında ve O’nunla münacat ettiğinde sesini kıs. Ve yine denilmiştir ki; feryat etme, sesini alçalt ve bağırarak seslenme.

“Seslerin en çirkini, elbette merkebin sesidir.” Katade’den nakledilmiştir ki: “Yani en çirkin ses merkeplerin narasıdır ki, merkep sesini yükseltip alçaltır ve nara atarak seslenir. Bu nedenledir ki Lokman oğluna, yürürken orta halli olmayı, konuşurken de bağırarak konuşmamayı tavsiye etmiştir.”

Zeyd b. Ali’den (a.s) nakledilmiştir ki, bu sözden maksat, halktan bazıları tarafından çıkarılan merkep sesidir ki, (bazıları merkep taklidi yaparak anırmaktalar) onlar cahillerdir. Nitekim Allah onları merkeplere benzetmektedir. Yine diğer bir ayette de dört ayaklılara benzetmektedir:

“...Onların kalpleri vardır düşünmezler, gözleri vardır, görmezler o gözlerle; kulakları vardır, duymazlar o kulaklarla. Onlar dört ayaklı hayvanlara benzerler, hatta daha da aşağılıktırlar.”[10]

ehlader
- - - - - - - - - - - - -
[1]- Lokman, 18-19.
[2]- İsrâ, 37. el-İhtisâs, s. 340. Bihâru’l-Envâr, c. 13, s. 431, h: 23.
[3]- el-İhtisâs, s. 338. Bihâru’l-Envâr, c. 13, s. 429, h: 23.
[4]- el-İhtisâs, s. 338. Bihâru’l-Envâr, c. 13, s. 429, h: 23.
[5]- el-İhtisâs, s. 338. Bihâru’l-Envâr, c. 13, s. 429, h: 23.
[6]- Lokman, 19.
[7]- Tefsiru’l-Kummî, c. 2, s. 165. Bihâru’l-Envâr, c. 13, s. 409, h: 1.
[8]- el-Kâfî, c. 2, s. 656, h: 21.
[9]- Furkan, 63.
[10]- A’râf, 179.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM