Karar, Filistin yanlısı grubunun Maersk'e Filistin'le ilgili
konularda aylardır uyguladığı baskının ardından geldi.
Şirketin sevkiyatları, Filistin Gençlik Hareketi (PYM) adlı
bir örgüt tarafından yönetilen uluslararası bir kampanya kapsamında incelemeye alındı.
Grup esas olarak Maersk'in ABD'ye ait yabancı askeri satış gönderilerine
odaklandı, ancak PYM ayrıca İsrail yerleşimleriyle bağlantılı şirketlerden
gelen kargo taşımacılığını da araştırdı.
Haziran 2025 tarihli Maersk web sitesinde yer alan bir açıklamada,
"Batı Şeria ile ilgili nakliyelerin yakın zamanda incelenmesinin ardından,
tarama sürecimizi yerleşimlerdeki faaliyetlerde bulunan işletmelerin OHCHR veri
tabanıyla uyumlu hale getirmek de dahil olmak üzere İsrail yerleşimleriyle
ilgili tarama prosedürlerimizi daha da güçlendirdik" denildi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi
(OHCHR) veri tabanı, yerleşim yerleriyle ilgili çeşitli faaliyetlerde bulunan
işletmeleri, örneğin yasadışı yerleşim yerlerini destekleyen hizmet, ekipman
veya finansal operasyonlar sağlayan işletmeleri içeriyor.
İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'da yaklaşık 500 bin
yerleşimciye ev sahipliği yapan 100'den fazla yerleşim yeri inşa etti.
Uluslararası hukuka göre yasadışı olan bu yerleşim yerleri, küçük karakollardan
modern altyapıya kadar birçok inşa barındırıyor.
PYM'den Ayşe Nizar, "Bu eylem, küresel nakliye
sektörüne açık bir mesaj gönderiyor: Uluslararası hukuka ve temel insan
haklarına uymak isteğe bağlı değildir. İsrail'in yasadışı yerleşim yerleriyle
iş yapmak artık uygulanabilir değil ve dünya, sırada kimin olduğunu görmek için
izliyor" dedi.
Diğer yandan, Nizar, Maersk'in F-35 savaş uçaklarının
bileşenleri de dahil olmak üzere İsrail ordusu için mal taşımaya devam ettiğini
savunarak daha fazla eylem çağrısında bulundu.
Nizar, "Maersk halkımızın soykırımından kâr etmeye
devam ediyor. Filistinlileri bombalamak ve katletmek için kullanılan F-35
bileşenlerini düzenli olarak gönderiyor. Maersk soykırımla tüm bağlarını kesene
ve İsrail'e silah ve silah bileşenleri taşımacılığını sonlandırana kadar baskı
oluşturmaya ve halk gücünü harekete geçirmeye devam edeceğiz" dedi.
Geçtiğimiz yıl İspanya, İsrail'e askeri mal taşıyan Maersk
gemilerinin limanlarını kullanmasını yasaklamıştı.
PYM, bu ayın başlarında Maersk'in Rotterdam limanını
"ölüm tedarik zincirinin temel halkası" olarak nasıl kullandığını
ortaya koydu.
Filistin yanlısı örgüt, Hollanda mahkemesinin ülkenin F-35
parçalarını İsrail'e ihraç etmesini yasaklayan kararına rağmen, Rotterdam'ın
İsrail'in F-35 programında hâlâ bir rol oynadığını gösterdi.
Maersk, bu bulgulara yanıt olarak El Cezire'ye yaptığı açıklamada,
"aktif çatışma bölgelerine silah veya mühimmat göndermeme konusunda katı
bir politika sürdürdüğünü ve özellikle İsrail ve Gazze gibi aktif çatışmalardan
etkilenen bölgelerde gerekli özeni gösterdiğini ve bu gerekli özeni değişen
bağlama uyarladığını" savundu.
Ancak bulgular, şirketin ABD'li yan kuruluşu Maersk Line Limited'in nakliye hizmetleriyle "küresel F-35 tedarik zincirini destekleyen birçok şirketten biri" olduğunu doğruladı/sol