İran Dışişleri Bakanlığı, Siyonist rejimin Gazze’de işlediği
korkunç suçlar nedeniyle insani felaketin derinleşmesinden ciddi endişe
duyduğunu belirterek, Filistin halkının öldürülmeye devam edilmesini ve
savunmasız sivillerin yiyecek, su, ilaç ve diğer temel ihtiyaçlardan mahrum
bırakılmasını şiddetle kınadı. Bakanlık, soykırımın durdurulması ve Filistin
halkının acılarının hafifletilmesi için uluslararası toplumun ve bölge
ülkelerinin acilen, etkili ve kararlı adımlar atması çağrısında bulundu ve
şunları vurguladı:
“Gazze’nin insanlık dışı şekilde kuşatılmaya devam edilmesi,
mülteci barınma merkezlerinin vahşice bombalanması ve insani yardım dağıtım
noktalarının aç ve susuz halk için ölüm tuzaklarına dönüştürülmesi, İsrail
apartheid rejimi ile destekçilerinin acımasızlığını ve gaddarlığını gözler
önüne sermektedir.
Yiyecek almak için kuyruklarda bekleyen binlerce masum
insanın katledilmesi ve 600’den fazla kişinin açlıktan hayatını kaybetmesi,
Siyonist rejimin vahşetinin zirvesi ve açık bir savaş suçu ve soykırım
örneğidir. Bugün Gazze’nin %90’ı yaşanamaz hale gelmiş ve 1 milyon 200 bin
insan aşırı açlık nedeniyle ölüm riski altına girmiştir.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, ABD’nin sürekli
engellemeleri nedeniyle işgalci rejimin saldırı ve suçlarına karşı yasal
sorumluluğunu yerine getiremeyişi, bu rejimi cesaretlendirmiş ve vahşeti
normalleştirmiştir. ABD ve özellikle Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa
ülkelerinin İsrail’e verdikleri kapsamlı askeri, ekonomik ve siyasi destek,
rejime mutlak dokunulmazlık sağlamış ve Filistin halkına yönelik etnik temizlik
ve zorunlu göç planlarının daha şiddetli suçlarla yürütülmesinin yolunu
açmıştır.
Siyonist rejimi silahlandıran ve siyasi olarak koruyan,
ayrıca bu rejimin hesap vermesini engellemek için tüm imkânlarını kullanan ABD
ve diğer destekçileri, bu suçların ortaklarıdır ve hesap vermeleri
gerekmektedir.
Son 5 ayda Gazze’de sağlık sisteminin tamamen çökmesi ve
işgalcilerin gıda ve ilaç girişini engellemesi nedeniyle Gazze, tam anlamıyla
bir insani felaketle karşı karşıyadır ve Filistin halkına yönelik soykırım
planı, en korkunç haliyle, en acımasız suçlular tarafından uygulanmaktadır.
Tüm devletler ve insani görev üstlenmiş Birleşmiş Milletler
İnsan Hakları Konseyi, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Dünya Sağlık Örgütü ve
UNICEF gibi uluslararası kuruluşlar, Siyonist rejimin suçlarının durdurulması
ve Filistin halkının acılarının sonlandırılması için yasal ve ahlaki
sorumluluğa sahiptir. Bu sorumluluk, BM Şartı, 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve ek
protokollerinin yanı sıra Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi’nden kaynaklanmakta
olup, tüm devletlerin insanİ hukuk kurallarının uygulanmasını sağlaması ve soykırımı
önlemesi yükümlülüğünü vurgulamaktadır.
Bölge ve İslam ülkelerinin de ahlaki ve dini sorumlulukları
açıktır; bu ülkeler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler dahil tüm
kapasitelerini kullanarak ABD başta olmak üzere Siyonist rejimin destekçilerini
bu suçları durdurmaya zorlamalı, Filistin halkına acilen su, gıda ve ilaç
yardımlarının ulaşmasını sağlamalı ve Siyonist suçluların yargılanıp
cezalandırılması için gerekli adımları atmalıdır.
İran İslam Cumhuriyeti, Filistin halkının kendi kaderini
tayin hakkını savunma konusundaki ilkesel ve uluslararası hukuka dayanan
tutumunu bir kez daha vurgulamakta, Filistin halkının işgal ve sömürgeci
apartheid rejiminden kurtulmak için yürüttüğü meşru mücadelenin altını çizmekte
ve işgal altındaki Filistin’de yürütülen sömürgeci soykırımın durdurulması için
tüm özgür halkların ve Müslümanların dayanışmasının güçlendirilmesi gerektiğini
hatırlatmaktadır/tesnim