Naim Kasım, Direniş Cephesi’nin köklerinin Ehlibeyt (a.s)
mektebine dayandığını belirterek, bu çizginin İmam Humeyni gibi devrim öncüsü
alimler aracılığıyla pratik mücadeleye dönüştüğünü ifade etti. Şeyh Abdulkerim
Haeri Yezdi gibi büyük alimlerin Kum’daki ilmî havzayı kurarak yeni nesillerin
yetişmesine ve İslamî uyanışa zemin hazırladığını hatırlattı.
“Bugün Kum Havzası, yalnızca bir ilim merkezi değil; zulme
karşı mücadelenin ve devrimci düşüncenin de sığınağıdır” diyen Hizbullah
Lideri, İran İslam Devrimi’nin, direniş hareketlerine ilham verdiğini ve
bölgedeki özgürlük mücadelelerinin temel dayanağı haline geldiğini söyledi.
Geçmişte Lübnan topraklarının Siyonist rejim tarafından
işgal edildiğini hatırlatan Şeyh Naim Kasım, “Bu saldırılar karşısında İmam
Humeyni’nin devrimi ve düşüncesi bizim için yol gösterici oldu. Hizbullah ve
halkımız bu çizgiyi benimsedi ve direniş yoluna girdi,” dedi.
Kasım, Siyonist rejimin son saldırılarında şehit olduklarını
belirttiği Hizbullah'ın önceki genel sekreterleri Şehit Seyyid Hasan Nasrallah
ve Seyyid Haşim Safiyuddin’in adını anarak, onların izinden gittiklerini ve bu
yolun, İmam Humeyni ile İmam Hamenei’nin velayet çizgisine bağlılıkla devam
ettiğini belirtti.
Siyonist rejimin son saldırılarının 75 bin askerle
gerçekleştirildiğini belirten Naim Kasım, “Bu kadar büyük bir güce karşı
halkımız imanıyla, tarihî asaletiyle ve direniş ruhuyla karşı koydu. Tecrübe
bize gösterdi ki direniş, onur ve özgürlüğün tek yoludur,” dedi.
Hizbullah lideri, bugünkü Direniş Cephesi’nin yalnızca bir
askerî hareket olmadığını, aynı zamanda halkın ve inancın içinden doğmuş
küresel bir fikir ve strateji olduğunu belirtti. “Bugün direniş sadece
Lübnan’ın değil, tüm bölgenin emperyalizme karşı kalkanıdır” ifadelerini
kullandı.
Konuşmasını Kur’an’dan ayetlerle tamamlayan Şeyh Naim Kasım,
“Allah’ın müminlere ve mazlumlara zafer vaat ettiğine inanıyoruz. Direnişimiz,
zafer ve Siyonist işgalin son bulacağı güne kadar sürecek. Hiçbir güç, iman ve
velayet çizgisine dayanan İslam ümmetinin iradesini durduramaz” dedi.
Son olarak, ilmî havzaların bu mücadeledeki fikrî
sorumluluğuna da dikkat çeken Kasım, “İslam’ın geleceği, bu aydınlık yolda
yürümeye devam eden inkılapçı nesillerin yetiştirilmesine bağlıdır,”
ifadelerini kullandı.