Middle East Eye’da yer alan habere göre, Khan’a Lahey’de
Mossad’ın aktif olduğuna dair güvenlik brifingi verildi. Bu bilgi, UCM
Başsavcısı’nın fiziksel güvenliğine yönelik kaygıları artırdı. Khan’ın yakın
çevresinin güvenlik önlemlerini sıkılaştırdığı öğrenildi.
Fransız Le Monde gazetesinin haberine göre, 23 Nisan 2024’te
İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı David Cameron, Venezuela’da görevde bulunan
Khan’ı telefonla arayarak Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkarma niyetinden
vazgeçmesini istedi. Cameron’un, aksi takdirde İngiltere’nin UCM’nin kurucu
anlaşmasından çekileceği tehdidinde bulunduğu, ayrıca “Bu karar bir hidrojen
bombası etkisi yaratır” dediği öne sürüldü.
ABD Dışişleri Bakanlığı Hukuk Danışmanı Reed Rubinstein’ın
da, “Eğer Netanyahu hakkındaki yakalama emri geri çekilmezse, tüm seçenekler
masadadır” açıklaması yaptığı hatırlatıldı. Ayrıca Senatör Lindsey Graham’ın
Khan’a yönelik, “Bu kararı çıkarırsan rehineleri sen öldürmüş olursun” şeklinde
tehditte bulunduğu iddia edildi.
Khan’a yöneltilen cinsel taciz suçlamalarının, kendi
ofisinden bir kadın çalışan tarafından yapıldığı öğrenildi. Aynı çalışanın daha
önce başka bir UCM yetkilisi hakkında da şikayette bulunduğu, bu sürecin ise
bizzat Khan’ın onayıyla yürütüldüğü aktarıldı. MEE'nin haberine göre
soruşturmada herhangi bir usulsüzlük bulgusuna rastlanmadı.
UCM içinde Başsavcı Khan’a en yakın isimlerden biri olan
Thomas Lynch’in, İsrail’le ilgili yürütülen soruşturmalarda kilit rol oynadığı,
ancak daha sonra yönetimle iletişime geçerek Khan’ın dosyadan el çektirilmesini
istediği iddia edildi.
Eski UCM yargıçları, Khan’a yönelik kampanyanın ciddi
usulsüzlükler içerdiğini ve siyasi müdahale sınırını aştığını belirtti.
Yargıçlar, soruşturmanın sürdüğü bir süreçte Başsavcının kimliğinin kamuoyuna
açık şekilde tartışılmasını da “mahremiyet ihlali” olarak değerlendirdi.
MEE’ye konuşan bir kaynak, yaşanan sürecin sadece bir şahsı
değil, tüm uluslararası hukuk düzenini tehdit ettiğini belirterek şu
değerlendirmeyi yaptı:
“Bu sadece Karim Khan’a değil, UCM’ye yönelik bir yıkım
girişimidir. Bu kampanya başarılı olursa, kurallara dayalı uluslararası düzen
sona erer.”/milligazete