İsrail ile Suriye’deki terör örgütü HTŞ yönetimi arasındaki görüşmelere
dair yeni gelişmeler yaşanıyor.
Suriye’de bağımsız haber sitesi Al Jumhuriya’ya konuşan bir
kaynak Siyonist İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi ile terör örgütü HTŞ lideri Ahmed
Şara’nın Pazartesi günü Abu Dabi’de bir araya geldiğini, bu görüşmenin ikili
arasındaki ilk görüşme olmadığını duyurmuştu.
Arap ve İsrail basınında yankısını bulan haberlerin ardından Siyonist İsrail, Hanegbi’nin Binyamin Netanyahu’yla birlikte ABD’de olduğunu
belirterek görüşme iddiasını yalanlamıştı.
Öte yandan Şara-Hanegbi görüşmesine ilişkin bir iddia da
Lübnan merkezli El Mayadin’den geldi.
El Mayadin’e konuşan diplomatik kaynaklara göre, Hanegbi ile
Şara Çarşamba günü (dün) Abu Dabi’de gizli bir toplantı yaptı.
Söz konusu kaynaklar görüşmeye BAE Devlet Başkanı Muhammed
bin Zayed’in doğrudan arabuluculuk yaptığını ve işgal altındaki Golan ve
askerden arındırılmış bölgelerin ele alındığını belirtti.
İddia doğruysa Şara’nın ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom
Barrack ile dün öğleden sonra Şam’daki görüşmesi öncesi veya sonrası Abu
Dabi’de İsrailli danışmanla bir araya gelmiş olması gerekiyor.
Hanegbi daha önce Suriye ile “tüm düzeylerde doğrudan ve
günlük diyalog” içinde olduklarını, görüşmeleri İsrail adına kendisinin yürüttüğünü
açıklamıştı.
El Mayadin’e konuşan diplomatik kaynaklara göre, Şara ve
Hanegbi Abu Dabi’ye hemen hemen aynı zamanda inen farklı uçaklarla vardı.
Abu Dabi’deki görüşmenin iki ülke arasında devam eden gizli
normalleşme görüşmelerinde “önemli bir gelişme”ye işaret ettiğini belirten
kaynaklar, Tel Aviv ile Şam’daki bazı güvenlik kurumları arasında bir miktar
koordinasyonun gelişmekte olduğunu da açıkladılar.
Görüşmenin en önemli sonuçlarından biri ise kaynaklara göre,
Şara’nın iktidardaki konumunu güvenceye almak için uluslararası destek
karşılığında Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri konusunda verdiği taviz
oldu.
Devam eden müzakerelerin, Güney Suriye'de Dera, Kuneytra ve
Süveyda vilayetlerini kapsayan üç silahsızlandırılmış bölge kurulmasını
içerdiği bildiriliyor.
Bu bölgelerde askeri kışlalardan ağır silahların çekilmesi
ve bu bölgelerde faaliyet gösteren Suriye ordusu veya polis birimlerinin
yalnızca hafif silah kullanması öngörülüyor.
İsrail medyası ayrıca, Suriyeli bir “iş adamı ve siyasi
aktivist”in yakın zamanda İsrail parlamentosu Knesset'i ziyaret ederek,
Şara’nın İsrail’le normalleşmeye ilgi duyduğunu ifade eden bir mesaj ilettiğini
iddia etti. Bu kişinin, Şara’nın bölgenin "yüzyılda bir gelen
fırsatlara" tanık olduğuna inandığını söylediği aktarıldı.
Dün yapıldığı iddia edilen Abu Dabi’deki gizli görüşme,
Ahmed Şara’nın 7 Temmuz'da Birleşik Arap Emirlikleri'ne resmi ziyarette bulunup
Muhammed bin Zayed ile görüşmesinden sadece iki gün sonrasına denk geliyor.
Aynı zamanda, ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'a
yaptığı son ziyaretin ardından Çarşamba öğleden sonra Suriye'ye gelişiyle de
aynı zamana denk geliyor.
İsrail ile Suriye arasında bir süredir devam eden gizli
görüşmelere ilişkin geçen hafta İsrail merkezli i24NEWS’e konuşan Şara’ya yakın
bir kaynak, Suriye’nin İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nin en az üçte
birinin iadesini istediğini söylemişti.
“Bedava barış diye bir şey yoktur" diyerek siyasi bir
çözüm için iki olası senaryoyu özetleyen söz konusu kaynak birinci senaryonun
normalleşme karşılığında “İsrail'in Golan Tepeleri'nin üçte birine eşdeğer
stratejik alanları elinde tutması ve üçte birini Suriye'ye devretmesi, kalan
üçte birlik kısmın ise Suriye tarafından İsrail’e 25 yıllığına kiralanması”
olduğunu belirtmişti.
Şara’ya yakın yetkiliye göre ikinci senaryo ise İsrail'in
işgal altındaki Golan Tepeleri'nin üçte ikisini elinde tutmasını, üçte birini
ise Suriye'ye devretmesini ve kiralama imkânı olmasını kapsıyor. Bu senaryo
Lübnan’ın kuzeyindeki Trablusşam'ın ve muhtemelen Beka Vadisi de dahil olmak
üzere Lübnan topraklarının Suriye’ye devredilmesini öngörüyor.
Aynı kaynak Suriye'nin, Fransız Mandası döneminde Lübnan
devletini oluşturmak üzere Suriye'den ayrılan beş bölgeden biri olarak gördüğü
Trablusşam üzerinde "egemenliğini geri kazanmayı" hedeflediğini
belirterek, diğer kuzey Lübnan bölgeleri de dahil olmak üzere bu bölgelerin
iadesinin kapsamlı bir anlaşmanın parçası olması gerektiğini öne sürdü.
Suriyeli kaynak Trablus ve diğer Sünni çoğunluklu Lübnan
topraklarının Suriye'ye devredilmesinin, Türkiye, Suriye ve İsrail'i kapsayan
bir su anlaşmasının parçası olarak, İsrail'in Fırat Nehri'nden İsrail'e su
taşıyacak bir boru hattı inşa etmesine izin verilmesi koşuluyla, anlaşmaya
dahil edilmesi gerektiğini savundu.
Söz konusu kaynak, "Yeni Suriye cumhurbaşkanı eşi
benzeri görülmemiş bir açıklık sergiledi ve Güney Suriye'de güvenlik ve askeri
koordinasyon için İsrail ile doğrudan iletişim kanalları açtı" dedi.
Soykırımcı İsrail ordusu, dün Lübnan’ın güneyinde yeni bir kara
saldırısı başlattığını duyurmuştu.
Katil İsrail ordusundan yapılan açıklamada kara harekâtının
"istihbarat bilgileri ve Güney Lübnan'ın çeşitli bölgelerindeki Hizbullah
silahları ve altyapılarının tespit edilmesi" üzerine başlatıldığını iddia
edilmişti.
İsrail’in Lübnan’da düzenlediği hava saldırıları da devam
ediyor.
Lübnan’da ateşkesin ardından 8 ay geçmesine rağmen
saldırılarını sürdüren İsrail ordusu, ateşkes anlaşmasındaki geri çekilme
maddesine rağmen ülkedeki Hamamis Tepesi, Aziyye Tepesi, Uveyda Tepesi, Balat
Dağı ve Lebbune Tepesi olmak üzere 5 noktada varlığını da sürdürüyor/sol