New York Times (NYT) gazetesinin Washington yönetiminden
yetkililere ve konuyla ilgili kaynaklara dayandırdığı haberinde, İran'ın
nükleer tesislerinde İsrail ve ABD'nin saldırılarının ardından kalan
zenginleştirilmiş uranyum stoklarının akıbetine yönelik tartışmalar ele alındı.
İsmi açıklanmayan yetkililer, şu ana kadar stoklara ilişkin
toplanan istihbaratın, ABD yönetiminin konuya ilişkin açıklamalarıyla
uyuşmadığını dile getirdi.
ABD'nin hedef aldığı Natanz nükleer tesisinde uranyum
stoklarının tutulduğu düşünülen kısımların "hasar gördüğünü" kaydeden
yetkililer, buraların, resmi açıklamaların aksine "yok edilmediğini"
belirtti.
Bulgulara ilişkin bilgi sahibi kaynaklar, ABD
istihbaratının, İran'ın elinde ne kadar zenginleştirilmiş uranyum kaldığına
dair henüz kesin sonuca varmadığını iddia etti.
ABD Başkanı Donald Trump, B-2 uçaklarının İran'ın Fordo,
Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği saldırıların, İran'ın nükleer
zenginleştirme tesislerini "tamamen ve bütünüyle yok ettiğini" öne
sürmüştü.
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance de saldırı sonrası
"İran'ın zenginleştirilmiş nükleer materyalinin yok edip edilmediğinin
belirsizliğini koruduğu" iddialarına karşı, "uranyumun yerinin önemli
bir soru olmadığını" söyleyerek, "Amacımız uranyumu gömmekti ve uranyumun
gömüldüğünü düşünüyorum." değerlendirmesine bulunmuştu.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael
Mariano Grossi ise ABD'nin İran'daki nükleer tesislere düzenlediği saldırıların
ardından Tahran yönetiminin zenginleştirilmiş uranyum stokunun yerinin tespit
edilemediğini bildirmişti.
Öte yandan, CNN'in gündeme getirdiği, ABD'de hazırlanan bir
ön istihbarat değerlendirmesinde, ABD'nin İran'ın 3 nükleer tesisine
düzenlediği hava saldırılarının, İran'ın nükleer programının temel yapısını yok
etmediği, muhtemelen sadece aylarca geriye götürdüğü belirtilmişti.
Trump yönetimi, raporu haberleştiren medya kuruluşlarına
sert eleştiriler yöneltirken, Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) sızmayla
ilgili inceleme başlattığı açıklanmıştı.