TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş imzasını taşıyan tezkerede şu
ifadeler yer aldı:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, İsrail’in uzun
yıllardır sürdürdüğü hukuka aykırı, soykırımcı politikaların tüm dünyayı tehdit
ettiğini hassasiyetle takip etmekteyiz.
Gazze’de on binlerce masumun katledilmesine neden olan
saldırıların ardından İran’a yapılan saldırılar, İsrail yönetiminin bölgesel
barışı topyekûn hedef alan bir çatışma stratejisi yürüttüğünü açıkça ortaya
koymaktadır.
On yıllardır devam eden işgal, sistematik baskı ve
ayrımcılığa ek olarak artık soykırımla mücadele eden ve yardıma erişemediği
için açlıkla sınanan Filistin halkı varoluş mücadelesi vermeye devam
etmektedir. İsrail hükümeti ve ordusu, yardım sırasında bekleyen sivilleri ve
çocukları hedef alarak insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinde yer alan
uygulamalarına ağır bir suç daha eklemiştir. Öte yandan İsrail’in İran’a
yönelik saldırıları, bölgedeki gerilimi tırmandırmakta ve geniş çaplı savaş
riskini beraberinde getirmektedir. Bu saldırı, uluslararası iş birliği ve
nükleer müzakereler konusunda devam eden sürece karşı yapılmış provokatif ve
tehditkâr bir adımdır. İşgalci İsrail’in bölgesel savaşın da faili olduğu
açıkça görülmektedir.
Filistin’in yanı sıra, Suriye, Lübnan ve Yemen’de süregelen
İsrail saldırıları, Netanyahu hükümetinin çatışmayı yayma niyetinin
yansımalarıdır. Bu süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi, bölgemizdeki tüm masum
halkların yanında, savaşın ve İsrail katliamlarının karşısındadır.
Kuşkusuz, Netanyahu ve bazı hükümet üyeleri hakkında hem
ülkesinde hem de uluslararası yargı organlarında devam eden hukuki süreçler, bu
yönetimi soykırımcı olarak tescil edecektir. İsrail’in bu saldırganlığı ve
uyguladığı devlet terörü İsrail’i ve ona destek veren emperyalist güçleri
halklar nezdinde çoktan mahkûm etmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak; İsrail’in başta Gazze
halkına karşı sürdürdüğü soykırım olmak üzere bölgesel barışı tehdit eden tüm
eylemlerini ve son olarak İran’a yönelik saldırılarını en güçlü şekilde
kınıyoruz.
İsrail’in saldırganlığı karşısında sessiz kalan tüm
uluslararası kurumları ve hükümetleri uluslararası hukuk ve diplomasi temelinde
sorumluluk almaya çağırıyoruz.
Bilinmesini isteriz ki; barışı önceleyen ve insan hayatını
esas alan bir anlayışla, bölgede kalıcı bir çözümün tesisi için girişimlerimizi
sürdüreceğiz.
Bu çerçevede, uluslararası toplumdan da İsrail’in
durdurulması için kararlı ve ilkeli bir duruş sergilemesini bekliyoruz.
Bölgede adil, kalıcı ve hakkaniyete dayalı bir barışın
tesisi için gösterdiğimiz diplomatik çabaların arkasında durduğumuzu bir kez
daha ilan ediyoruz.
Bu çerçevede, bu bildirinin oylanarak kabul edilmesi ve
alınan kararın Resmî Gazete’de yayımlanması hususunu Genel Kurulun tasviplerine
arz ederim."