"O gece, İmam'ın durumunun ciddi şekilde kötüleştiğine
dair haber gelmişti. Ordu alarma geçirilmişti. Kalpler endişe dolu, boğazlar
düğümlenmiş ve gözler yaşlıydı. Eller dua için kalkmış, ağlamalar hıçkırıklarla
duaya karışmıştı. O gece, özellikle yabancı haber ajanslarının haberlerini
takip etme sorumluluğu bana (Hüseyin Şeriatmedari) emanet edilmişti.
O günlerde cep telefonu, internet veya başka iletişim
araçları yoktu, birkaç telefon hattı ve yabancı haber ajanslarından gelen
fakslar vardı... İmam'ın (r.a) evinde görevli olan ordu mensuplarıyla sürekli
iletişim halindeydik.
Haber çok acıydı. O acı ve ıstırap verici olay yaşandığında
saat 22:20'ydi. İmam'ın (r.a) evinde görevli ordu mensuplarından biri, ağlamaktan
perişan olmuş bir halde, “İmam gitti” dedi...”
Bu satırlar, Keyhan Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni
Hüseyin Şeriatmedari’nin İmam'ın (r.a) vefat ettiği gece ve ertesi güne ait anı
ve gözlemlerinin bir parçasıdır.
Hüseyin Şeriatmedari şöyle devam ediyor: “Ve birkaç dakika
sonra aradılar ve İmam'ın (r.a) ölüm haberinin yarın yayınlanacağını
söylediler. Ertesi sabah (4 Haziran) radyoda “Ruhullah Allah’a kavuştu” haberi
yayınlandığında sanki İsrafil Sur’a üflenmiş gibi, yaşlı ve genç, erkek, kadın
ve çocuk insanlar birbiri ardına sokaklara döküldü ve İran karanlığa gömüldü...
Yıllardır o günü bekleyen dış düşmanların sevinçten ağızları
kulaklarındaydı ve Associated Press, “Humeyni’nin ölümü, İran İslam
Cumhuriyeti’nin çöküşünün başlangıcıdır!” diye açıklama yaptı! İş yerimden
çıkıp sokaktaki yas tutan büyük kalabalığın yanına gittim. Saat 11’de ordudaki
işyerime döndüm. Doğruca haber fakslarına baktım. Yine ABD haber ajansı,
Associated Press, sokaktaki insanların birlik içindeki varlığından ve yaslı
yüreklerinden ve gözyaşlarıyla dolu gözlerden bahsederek, haberinde “Humeyni
gün batımından sonra yeniden doğdu” demişti.
Ruhullah’ı sevenlerin kalpleri bu günlerde daha fazla ona
yöneliyor. İmam Humeyni'nin (r.a) anısının, isminin ve yolunun dinamizmi ve
ölümsüzlüğü şimdiye kadar ve sonsuza dek elle tutulur ve gözle görünürdür.
O, Müslüman ve gayrimüslim milletlerin kalplerinin
derinliklerine işleyen, Allah için ayağa kalkma ve ilahi zaferden emin olma
çığlığıdır.
O, İran milletinin kapasite ve kabiliyet derinliğini ön plana
çıkararak ilerlediği İslami fikrin, siyasi ve sosyal bir mektebin kurucusu oldu
ve dünyaya örnek oldu. Ahlaki değerlerin gerilediği bir dünyada, İmamımız (r.a)
maneviyatı yeniden canlandırdı. İmam Humeyni (r.a), İran’da birkaç bin yıllık
geçmişi olan zalim ve mantıksız bir kalıtsal monarşinin yapısını devirdi ve nâb
bir İslam'a dayalı bir sistem yarattı. Bu, İslam'ın başlangıcından sonra emsali
olmayan büyük bir iştir. İmam Hamanei’nin de ifade ettiği gibi, “İmam
Humeyni'nin en büyük eseri ve eşsiz hizmeti İslam'ı sürgünden çıkarmaktı.”
Maneviyat, akılcılık ve adalet İmam Humeyni (r.a) mektebinin
üç temel boyutudur ve İmam'ın (r.a) davranışı ve karakteri bu üç ilkeye
dayanmakta ve bunları kapsamaktadır. İmam Humeyni (r.a) yoksullar ve
düşkünlerle ilgilenmek gerektiğini vurgulamıştır ve yetkililere aristokrasiden
kaçınmaları gerektiğini ifade etmiştir. İslam İnkılabı Rehberi’nin de ifade
ettiği gibi, “Yüce İmamımızın (r.a) eserinin tüm ilke ve kurallarının ekseni şu
iki şeyde özetlenmiştir ve bunlar: İslam ve halktır. Yüce İmamımız da halka olan
inancı İslam'dan almıştır.”
İnkılabın ve İmam'ın (r.a) temellerini anlamalıyız. Merhum
İmam'ın (r.a) açıklamalarını incelemeliyiz. İmam (r.a) orada bize sesleniyor.
İslam İnkılabının Yüce Lideri'nin bakış açısına göre, “halk” meselesi, “ülkenin
bağımsızlığı”, “din ve İslami ilkelere bağlılık”, “istikbar ve zorbalıkla
mücadele”, “Filistin meselesi”, “halkın geçim meselesi”, “mazlumları gözetme ve
yoksulluğu ortadan kaldırma” inkılabın ana hatlarıdır ve bunların birleşiminden
“inkılabın geometrisi” elde edilmektedir.
Batılı düşünce kuruluşları ve çevrelerine göre İmam'ın (r.a)
liderliği karizmatik bir liderlik türüydü! Onlar, liderin karizmasının
insanları kendisine çeken faktör olduğu belirtilen Max Weber'in teorisine
dayanarak şu iddialarda bulundular: “İmam'ın (r.a) vefatıyla birlikte inkılabın
işi de bitmiştir, ancak gerçek şu ki ilahi liderlikte çekiciliğin ana kaynağı Yüce
Allah'tır ve ilahi lider insanları kendisine çağıran bir aracıdır.
Bu nedenle İmam'ın (r.a) vefatıyla birlikte onun misyonu,
mesajı ve hakikati kaldı ve daha da canlandı. O parlayan güneşin batmasından
sonra, İnkılabın Yüce Lideri İmam Hamanei, İmam’ın (r.a) yolunu, ideallerini ve
ilkelerini güzel bir şekilde ve tüm gücüyle sürdürdü, İmam'ın (r.a) mektebini korudu
ve güçlendirdi. Ümmet İmam'ının (r.a) vefat ettiği gün, İmam Hamanei’nin liderlik
etmek üzere İran’ın uzmanlar meclisi tarafından akıllıca ve ilahi bir şekilde
seçilmesi, bu mektebin ve aydınlık hareketin devam etmesinde önemli bir
etkendi.
İslam İnkılabı ve İran İslam Cumhuriyeti'nin kutsal sistemi,
İslam İnkılabının Yüce Lideri'nin liderliği sırasında büyük olaylara,
hadiselere ve ciddi güvenlik, ekonomik ve propaganda komplolarına tanık oldu,
ancak onun zekâsı ve rehberliğiyle İran başı dik ve onurlu bir şekilde bunların
içinden çıkabildi ve merhum İmam'ın (r.a) öngörülerinin ve arzularının çoğu
gerçekleşti.
İran, uluslararası arenada etkili ve belirleyici bir role
sahip olarak bölgenin en güçlü ülkesi haline geldi. İslam İnkılabı daha köklü
hale geldi, kollarını genişletti ve Direniş Cephesi kuruldu. Düşmanlar,
Suriye'yi direniş zincirinden çıkarmak için bir ittifak oluşturdular, ancak
İslam İnkılabı Rehberi’nin akıllıca tedbirleriyle tarihi bir yenilgiye
uğradılar. Çeşitli yıllar arasında İran’da isyanlar çıkardılar ve Amerika, İsrail,
İngiltere, Fransa vb'nin bu isyanlara kapsamlı desteğine rağmen İmam
Hamanei’nin akıllıca liderliği, stratejisi ve örnek cesaretiyle karşı karşıya
kaldılar ve yenildiler. İran İslam Cumhuriyeti, bölgenin ve dünyanın en büyük
askeri güçlerinden biri haline geldi.
İmam Hamanei’nin bu tedbiri ve basiretli liderliği ve “Biz
yapabiliriz” inancının inşa edilmesi birçok bilimsel alanda kayda değer
başarılara yol açtı ve bunlardan sadece bir bölümü şunlardır:
“Dünyada kalp kapakçığı üretme yeteneğine sahip ikinci ülke;
Kemik iliği nakli ile talaseminin tedavisinde ikinci ülke; Güç iletim kulelerinin
üretiminde üçüncü ülke; Lazer teknolojisinde dünya sıralamasında onuncu ülke;
Nanomedikal üretim alanında dünya sıralamasında ikinci ülke; Dünyada etanol
üretiminde dördüncü ülke; Baraj inşaat sektöründe dünya sıralamasında üçüncü
ülke; Tam bir uzay teknolojisi döngüsüne sahip dokuzuncu ülke; Gizli İHA üretim
teknolojisine sahip ikinci ülke; Endüstriyel biyoimplantları üreten ilk ülke;
Dünyanın dördüncü füze gücü; Dünyanın 10 denizaltı üreticisi arasında yer alan
bir ülke; Dünyanın en hızlı gizli torpidosunun üreticisi; Benzinde kendi
kendine yeterlilik stratejik bileşenine sahip; İnsansı robotların üretiminde
beşinci en iyi ülke; Güneş enerjisi santrali inşaat teknolojisine sahip dünyada
dördüncü ülke; Batı Asya'nın ilk uçak marş motoru üreticisi ve dünyanın dördüncü
deniz gücü.”
İslam İnkılabının başarıları tüm İranlılar ve dünyada İslam
İnkılabıyla ilgilenenler için bir gurur kaynağıdır, çünkü düşmanın inkılaba ve
İslam sistemine karşı koymakta vakit kaybetmediği bir durumda İslam İnkılabı
ilerlemesini, dinamizmini ve tazeliğini korumaktadır.
Düşman İran’ın bilimsel hareketini durdurmak için elinden
gelen her şeyi yapıyor, ancak, İran, inkılabın basiretli ve bilge lideri İmam
Hamanei’nin yazılım hareketini başlatan söylem oluşturma ve bilgeliği sayesinde
bilim ve teknoloji üretiminde bir sıçrama yaptı.
İran İslam Cumhuriyeti, bilim alanında sınırları zorluyor ve
düşman bu parlak gerçeklikten dehşete düşüyor. İran'daki öğrenciler,
araştırmacılar ve akademisyen-araştırmacılar bilimin sınırlarını zorluyor ve
düşman bu konuda çaresiz. Onlar, bu bilgelik, büyüklük ve ilerleme karşısında
umutsuz hisseden ve “Hamanei’si bir diğer Humeyni” olan bu parlak gerçeği gören
düşmanlardır.
İsrail'in 24i TV'sinde siyasi analist olan Dr. Elif Sabbah
şunları söylüyor: “Nükleer bomba asıl konu değil, gerçek başka bir şey ve o da
İsrail'in İran'ın bilimsel ilerlemesinden korkması!”
New Scientist dergisi şu açıklamalarda bulundu: “İran en
hızlı bilimsel büyüme oranına sahip ve bilimsel üretimde dünyanın önde gelen
ülkelerinden biri. İran'daki bilimsel büyüme oranı küresel ortalamanın 11
katı.” New Scientist dergisi, bu rapor için gerekli güvenilirliği korumak
amacıyla geçmişte olduğu gibi, Web of Science veri tabanında bulunan belgelenmiş
istatistiklere ve rakamlara atıfta bulunmuştur.
Bilim Dergisi Science Dergisi, İran Ulusal Gözlemevi'nin 3,4
metrelik İran teleskobu tarafından kaydedilen ilk kozmik görüntüye tepki
gösterdi ve yayınladığı raporda “İran'a uygulanan yaptırımlar altında bu büyük
projenin inşası şaşırtıcı” dedi ve bunu İranlı bilim insanlarının mühendislik
bilimlerindeki ilerlemesinin bir işareti olarak nitelendirdi.
İslam İnkılabının yüce rehberinin bilge liderliği ve büyük
İran milletinin bilinci ve basiret, nedeniyle, düşman birçok sorun yaşadı ve
maksimum baskı kampanyasında başarısızlık, uğursuz yeni Orta Doğu planında
başarısızlık; Irak ve Afganistan'dan kaçış, vb… bu başarısızlıklardan
bazılarıdır. Direniş cephesinin bugünkü otoritesi, İslam İnkılabının örneğini
izleyerek ve ondan ilham alarak elde edildi; Hamas ve İslami Cihad'daki
direnişin gençleri, Siyonist rejime tarihi bir sürpriz ve yenilgi dayattı ve
Hizbullah, Ensarullah ve Irak İslami Direnişi, Filistin'i desteklemek için
Amerika ve İsrail'in çıkarlarını hedef aldı.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei 3 Ekim 2022’de İmam
Hasan Mücteba (a.s) Polis Okulundaki öğrencilerin mezuniyet töreninde şöyle
buyurdu: “Düşmanlar sadece İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı değil, İran'a
karşılar. Amerika güçlü bir İran'a karşı, bağımsız bir İran'a karşı. Onların tüm
söylemleri, tüm kavgaları İslam Cumhuriyeti ile ilgili değil; elbette İslam
Cumhuriyeti'ne karşı da şiddetle ve derinden düşmanlar, bunda şüphe yok, ancak İslam
Cumhuriyeti olmadan da güçlü bir İran'a karşılar, bağımsız bir İran'a karşılar.
Onlar, Pehlevi döneminin İran'ını seviyorlar; süt veren bir inek ve onların emirlerine
itaat eden, kralı bir karar almak istediğinde İngiliz veya Amerikan
elçilerinden onay almak zorunda kalan bir İran’ı! İran milleti bu rezilliğe
nasıl tahammül edebilir? Bunu istiyorlar; İran'a karşılar.”
18 Temmuz 1953’ten bu yana, ülke yetkilileri Amerika'ya
güvendikleri her yerde vuruldular ve İran halkı, nerede ilerleme ve başarı
kaydetmişlerse, bunun direniş ve azim yoluyla gerçekleştiği kanaatine vardı. Amerika
da bu güçlü ve bilinçli milletin ona teslim olmayacağını biliyor. İran milletinin
hakkın destekçisi ve batılın düşmanı olduğunu ve dünyanın zorbalarına ve
şeytanlarına ve zamanın Yezidi'ne; büyük zorba ve katil İsrail'in destekçisine
teslim olmayacağını biliyor.
Bu şartlar altında, 30 Aralık 2009 destanı, şehit Huceci’nin
cenaze töreni, şehit General Hacı Kasım Süleymani'nin cenaze törenine
milyonlarca insanın katılması ve 2019 Ocak ayında İran Devrim Muhafızları'nın ABD’nin
Aynü’l Esed üssüne füze saldırısı ve ABD’ye tokatı, şehit Reisi'nin cenaze
töreni, zafer cuması ve namazı, Gerçek Vaad operasyonları, ABD insansız hava
araçlarının avlanması, bilimsel ilerlemelerin açığa çıkarılması ve bilgi ve
teknoloji sınırlarında hareket, cihadi gruplar ve yoksunluğun ortadan
kaldırılması, savunma otoritesi ve caydırıcılık, İran İslam Cumhuriyeti’nin
otoritesinin parlayan gerçekleri ve tezahürleri arasındadır.
Başarısızlıklar ve sorunlar, bazı yetkililer zaman zaman İnkılabın
temellerinden, İmam Humeyni'nin (ra.) ve İmam Hamanei’nin rehberliğinden
uzaklaştıklarında ortaya çıktı. Bu 46 yıllık mücadelede bazıları başarısız oldu
ve dünyanın cilvelerine bağlandı, ancak birçoğu sağlam durdu ve sözlerini tuttu
ve bugün İslam İnkılabı’nın cazibesi gençler arasında açıkça görülüyor.
2019 yılı Mart ayında, İran’ın Bilim, Araştırma ve Teknoloji
Bakanı şu açıklamalarda bulundu: ‘Anketlerimiz, öğrencilerimizin ortalama
%92'sinden fazlasının Allah’a, ölüme ve Peygamber'e inandığını ve Şii oldukları
için bu inançlar arasında kesinlikle İmametin de olduğunu gösteriyor. Bu ortalama
%92'dir ve hatta %97'ye ulaşmaktadır; Gençlerin
%85'ten fazlası İslam İnkılabını sevdiğini söyledi. İmam'ı (r.a), İmam Hamanei’yi
ve İran’ın ulusal ve kültürel şahsiyetlerini seviyor ve onlara ilgi duyuyorlar.
Bugün İslam medeniyetine ve İmam Mehdi’nin (a.f) zuhuruna doğru
hareketin öncüsü gençlerdir. Bugün İmamın (r.a) çizgisi bizim için hayat
verici, şeref verici ve yol açıcıdır ve inkılabın idealleri onun aracılığıyla
güvence altına alınmıştır. Önümüzde parlak bir gelecek vardır. Bu, İmam Hamanei’nin
ilahi rehberliğiyle şekillenecek bir gelecektir ve İran milleti ideallerine ve
arzularına ulaşacak ve milletler de Amerika ve Siyonistlerin kötülüğünden
kurtulacaktır. Allah'a şükürler olsun ki, velayeti fakih altında olan tek
millet biziz. Aziz İmam (r.a), “Ülkenize zarar gelmemesi için Veliyet-i Fakih’i
destekleyin” demiştir.
Bugün İran İslam Cumhuriyeti’nin sadık, bilinçli ve
mücadeleci milleti, inkılabın ikinci adımında, İmam'ın (r.a) yolunu, ideolojisini
ve prensiplerini doğru anlamış olarak, İslam İnkılabının bilge lideri İmam Hamane'nin
emirlerini dinliyor ve yeni bir İslam medeniyetinin oluşumuna doğru ilerliyor.
İnkılabın temelleri insanların ruhlarına derinden kök salmış ve dünyadaki hak
arayışında olanların ve mazlumların umududur. Öte yandan düşmanları ise yıpratmış
ve hayal kırıklığına uğratmış durumdadır.
Dünya aydınları Amerika'nın çöküş sürecine başladığına
inanıyor ve her ne kadar Siyonist rejim boş gürültüler çıkarsa da onun da 80. yılını
görmeyeceğini ancak buna karşılık olarak İran'ın büyük milletinin ayakta ve
zirveye yakın olduğunu söylüyorlar.
Keyhan gazetesinden tercüme edilmiştir