Yunanistan Dışişleri Bakanlığına bölge hakkında danışmanlık
hizmeti veren Ortadoğu ve İslam Araştırmaları Merkezi (CEMMIS), önceki gün
Atina’da “Kürt Sorunu ve Ortadoğu’daki Gelişmeler Konferansı” düzenledi.
CEMMİS, Akdeniz ve Orta Doğu’ya odaklanıyor. Kürt meselesi ve Türkiye hakkında
raporlar hazırlayan merkez, Suriye’nin kuzeydoğusundan gelen PYD yöneticilerini
Atina’da ağırladı. Konferansın açılış konuşmasını PYD Eş Başkanı Garip Hesso,
kapanış konuşmasını da PYD Diplomatik İlişkiler Dairesi Eş Başkanı Sema Bekdaş
yaptı. Türkiye’yi savaş suçlusu ilan eden Hesso, “Türkiye, cihatçı grupları
açıkça destekliyor. Asıl amaç demokratik projemizi yok etmek.” dedi.
Sözde özerk yönetimin Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham
Ahmed de konferansta yaptığı konuşmada, “Suriye, bir iç savaş olasılığıyla
karşı karşıyadır. HTŞ, halkı dinlemeden kendi başına karar alıyor.” dedi.
Suriye’nin birçok halk ve inançtan oluştuğunu ve bunun tek
bir dile, tek inanca sığdırılamayacağını savunan Ahmed, “Suriye, tek merkezden
yönetilmesinde ısrar edilmesi halinde büyük bir iç savaş tehlikesi ile karşı
karşıya. Suriye genelindeki sorunlar ancak özerk yönetim modeli ile çözülür.”
tehdidinde bulundu.
Şam’la PYD arasında yapılan görüşmelere de değinen Ahmed,
“Güvenlik, ekonomi ve eğitim sistemleri yerel düzeyde yönetilmeli.” ifadesini
kullandı.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Yunanistan’ın Dışişleri
Bakanı olan Nikos Kotzias da konferansta konuşma yaptı.
Kotzias, “Kürtlere yardım etmek istediklerini söyleyenler
var. Türkiye isterse bundan rahatsız olabilir. Yunan Hükûmeti Kürtleri sonuna
kadar desteklemeli.” dedi.
Darbe girişiminden sonra FETÖ’cülerin Yunanistan’a
kaçmasının ardından Kotzias, “Türkiye çok iyi biliyor ki, Yunanistan oyun
oynayabileceği bir ülke değil. Türkiye buraya gelip birini alamaz, ne hakkı var
ne de biz buna izin veririz.” sözleriyle akıllarda.
Atina merkezli Efimerida ton Syntakton’un sorularını
yanıtlayan İlham Ahmed, Türkiye’ye de mesaj verdi. Ahmed, “Türkiye'nin tek
seçeneği var: Dört ülkedeki Kürtlerle barış yapmak ve onları kabul etmek.”
dedi. Gazetenin “özerk yönetimin gayrıresmi dışişleri bakanı” diye tanıttığı
Ahmed, Suriye’nin gelecekteki yönetim şekliyle ilgili de şunları söyledi:
“Biz açıkça toprakların ayrılmasına ve yeni sınırların
çizilmesine karşı olduğumuzu belirttik. Tam tersine iyi, barışçıl ve güvenli
komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi yoluyla birlikler yaratmak ve
ulus-devletlerin siyasal sınırlarını daraltmak en iyi çözümdür. Biz, tüm
unsurların kendilerini bulabileceği ve kendilerine özgü özelliklerini uygun
şekilde kullanabilecekleri, ademimerkeziyetçi bir yönetimle yönetilen birleşik
bir Suriye'yi destekliyoruz. Bu çerçevenin dışında herhangi bir düşünce bizi
nefret ve karşılıklı yıkım girdabına sürükleyecektir.”
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıyı
değerlendirmesi de istenen Ahmed, şöyle konuştu: “Bu çağrı, Türkiye'de Kürt
sorununun şiddet dilinden uzak bir şekilde çözümü için yeni bir alan açtı.
Kuzey ve Doğu Suriye'ye de olumlu etkisi oluyor. Türkiye, bize yönelik
saldırılarını, PKK'nın varlığını ileri sürerek meşrulaştırıyordu. Artık
Türkiye'nin önünde tek bir seçenek var: Dört ülkedeki Kürtlerle barış yapmak ve
onları kabul etmek.”
aydınlık