Son bir yıldaki bütçe açığı 2,3 trilyon lira olurken, faiz
dışı bütçe açığı da 669 milyar lira olarak gerçekleşti.
Borç verme ve prim kalemleri dışındaki tüm giderlerdeki
artış enflasyon oranını aştı.
Faizde hedef şaşıyor
Faiz harcamaları Nisan'da yıllık yüzde 129 ile hızlı bir
artış gösterdi ve 260 milyar lira oldu. Böylece yılın ilk dört ayında yıllık
yüzde 99 artışla 725 milyar liraya ulaştı.
Faiz giderlerinin 4'te 3'ünü lira cinsinden devlet iç
borçlanma senetleri oluşturdu.
Bütçede faize ayrılan pay, cari transferler ve personel
giderlerinin ardından üçüncü sıraya yükseldi.
2025 bütçesinde 1,9 trilyonluk liralık faiz gideri
öngörülmüştü ama mevcut tablo faiz yükünün 2 trilyon lirayı kolayca
aşabileceğini gösteriyor.
Her 100 liranın 23'ü faize gitti
Faizin bütçedeki payı 2001 krizi döneminde yüzde 51’e kadar
çıkmıştı. Yani bütçenin yarıdan fazlası faize gidiyordu. AKP'nin iktidara
geldiği 2002’de bu oran yüzde 45'di. 2003’te yüzde 42 olan faizin bütçedeki
payı ardından 2011 yılına kadar kademeli şekilde düşerek yüzde 13,4’e kadar
geriledi.
2017 yılında yüzde 8,4’e kadar düşen oran 2023 yılında yüzde
10,2 oldu.
Geçen yıl Nisan ayında bütçeden yapılan her 100 liralık
harcamanın 15 lirasını faiz giderleri oluştururken bu yıl Nisan ayında her 100
liralık harcamanın 23 lirası faize gitti.
İçki ve sigara kullananlar patronların 3 katı vergi ödedi
Vergi gelirleri enflasyonu aşarak yıllık bazda yüzde 61
arttı. Gelir vergisindeki artık yüzde 112, dâhilde alınan KDV yıllık yüzde 56
artarken; şirketlerden alınan kurumlar vergisi yüzde 50 arttı.
Yılın ilk dört ayında içki ve sigaradan alınan 155 milyar
liralık vergi, şirketlerden alınan kurumlar vergisini üçe katladı.
Bütçeden kamu kuruluşlarına aktarılan “görev zararı” ödemesi
Nisan'da 41 milyar lira oldu. Bu tutarın 29,7 milyar lira Elektrik Üretim
A.Ş.’ye, 10 milyar lirası BOTAŞ’a, 1,5 milyar lirasıysa Türkiye Kömür
İşletmeleri’ne transfer edildi.