Rasthaber - ABD Başkanı Donald Trump’ın esas olarak Çin’e açtığı ticaret savaşının sürdürülemezliği ortada. Nitekim Trump önce müttefiklerine uyguladığı tarifeyi (gümrük vergisini) erteledi ve müzakereye başladı, şimdi de Çin’e koyduğu gümrük vergisini düşüreceği mesajını verdi.
Trump, Çin’e uygulanan yüzde 145 vergi için “Evet
çok yükseldi, o kadar yüksek olmayacak, önemli ölçüde düşecek ancak sıfır da
olmayacak” dedi. Ayrıca ABD Hazine Bakanı Scott Bessent de
Çin ile ticaret savaşının “sürdürülemez” olduğunu belirtti.
Bu, Trump’ın şantajına karşı Çin’in misilleme
yaparak, her artışa artışla yanıt verip tırmandırma taktiği uygulayarak
kazandığı bir başarıdır öncelikle.
ABD’NİN AÇMAZLARI
Trump, 21. yüzyılın “öngörülemez ve
güvenilemez” türünde liderlerinin başında geliyor. Yarın tam tersini
söyleyebilir ve tam tersi istikamette bir hamle yapabilir.
Kuşkusuz bu Trump’ın kişisel özelliklerinden
kaynaklandığı gibi ABD’nin sıkışmışlığından, oyun kuramamasından, açmazlarından
da kaynaklanmaktadır.
Çünkü ABD ticaret savaşını iyi durumda olduğu için değil,
gerilediği için açtı. Açmaz şu ki bunun ABD’nin gerilemesini önlemesi
mümkün değil. Trump’ın ilk başkanlığı dönemindeki ticaret savaşı
ABD’nin hegemonyasının azalmasını durduramamıştı, ikinci başkanlığı dönemindeki
ticaret savaşı da durduramayacak.
Neden mi? Çünkü ABD’nin gerilemesi ekonomik, siyasi
ve askeri boyutları olan tarihsel bir olaydır. ABD’nin liberal
kapitalizmi gerilemekte, Çin’e özgü sosyalizm yükselmektedir, Batı inmekte
Doğu/Güney çıkmaktadır.
SİSTEMİN ÇÖKME ENDİŞESİ
Trump ve Trumpizm tam da bu
nedenle var. Trump, ABD siyasetinde bir sapma değil, emperyalist
hegemonyanın gerilemesine karşı sistemin şu aşamada başvurduğu bir tedavi
seçeneğidir. Trumpizm, palazlanan yeni teknodijital ekonomi
sermayesinin atılımcılığının adıdır.
Sistem neden tedavi seçeneği deniyor? Çünkü ABD’nin kurduğu
ve merkezinde olduğu sistem çökme emaresi gösteriyor.
Anımsayın: Dünyanın en zengin 205 milyarderi iki yıl önce Dünya
Ekonomik Forumu Davos’ta çağrı yaparak “Bizi vergilendirin” demişti. Çünkü “en
zenginler”, kazandıklarının bir bölümünden vazgeçmedikleri takdirde,
sistemin başlarına yıkılacağının endişesini yaşıyorlar.
ABD’nin egemen sınıfı ve devlet aygıtı işte bu riske karşı
çare arıyor. Eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın
iki yıl önce Brooking Enstitüsü’nde yaptığı “Amerikan Ekonomik
Liderliğinin Yenilenmesi” başlıklı konuşması, o çare arayışlarındandı.
Beyaz Saray’ın resmi internet sitesinde yayımlanması da konuşmayı yarı-resmi
belge niteliği haline getiriyor zaten.
NEOLİBERALİZM YENİLDİ
Trump’ın neden ticaret savaşı yürüttüğünü anlamak
için Sullian’ın belgesine bakmalıyız:
“Kamu yatırımı vizyonu soldu; vergi indirimi,
kuralsızlaştırma, özelleştirme ve ticaretin serbestleştirilmesi kendi başına
bir amaç haline geldi. Piyasaların sermayeyi her zaman verimli ve
etkin bölüştürmediği görüldü. ABD sanayisi darbe aldı. Ekonomik
entegrasyonun, açık bir küresel düzen oluşturamadığı görüldü. Her türlü
büyümenin iyi olmadığı ortaya çıktı. Eşitsizlik, demokrasiye zarar
verdi. Büyümenin kazançları emekçilere ulaşmadı. Zenginler daha da
zenginleşirken ABD orta sınıfı zayıfladı. Amerikan düzeni, son birkaç on yılda
çatlamaya başladı, yeni bir düzen inşa etmek gerekiyor.”
“Çin, sanayiyi, temiz enerjiyi, dijital altyapıyı ve
gelişmiş teknolojileri sübvanse ederken; ABD, üretimi kaybetmekle kalmadı,
kritik teknolojilerdeki rekabet gücü de aşındı. Yerli kapasiteyi
geliştirmek ABD için çıkış noktası ama sınırlarını aşıyor. O
nedenle ABD ortaklarla birlikte çalışmalı. Sistem açısından 90’ların ana
uluslararası ekonomik projesi gümrük tarifelerini düşürmekti. Ancak
ABD’nin gümrük tarifeleri diğer ülkelere göre düşük kaldı. Politikayı tarife
indirimine dayalı olarak tanımlamak ve ölçmek doğru değil. ABD Ticaret
Temsilcisi Katherine Tai’ın dediği gibi ‘Piyasanın
serbestleştirilmesine yemin etmedik’ ABD, temel teknolojiyi küçük
bir avlu ve yüksek bir çitle koruyor. Ya birlikte (hem içeride orta sınıflar
hem de ABD’nin müttefiki devletler) yükselinecek ya da birlikte düşülecek.”
Bu saptamalar, esas olarak neoliberalizmin
yenilgisinin saptamasıydı aslında.
İşte Trump’ın gümrük duvarlarını yükseltme
hamlesinin gerisinde, Sullivan’ın da saptadığı bu “neoliberalizmin yenilgisi”
ve “Amerikan gerilemesi” gerçeği var.
cumhuriyet