Rasthaber - Şam’ı ziyaret eden dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a Washington’ın taleplerini sıralıyordu: “Şam; direniş eksenine destek vermemeli, Hizbullah’la ilişkisini askıya almalı, Filistinli grupların Suriye’de temsilcilik açmasına izin vermemeli, Golan Tepeleri’nin işgaline karşı uluslararası kamuoyu oluşturmaya çalışmamalı, çözümü ABD-İsrail-Suriye üçlü müzakeresinde aramalı, İsrail ile ilişkilerini iyileştirmeli.”
Esad’ın ABD’ye yanıtı kısa ve net oldu: “Hayır.”
SACHS’IN AÇIKLADIĞI O BELGE
ABD’li ekonomi profesörü ve BM Sürdürülebilir Kalkınma
Çözümleri Ağı Başkanı Prof. Dr. Jeffrey Sachs, Antalya Diplomasi
Forumu’nda, eski NATO Başkomutanı Org. Wesley Clark’tan aldığı
belgeyi anımsatınca ben de Powell’ın Şam ziyaretini anımsadım.
Clark’ın verdiği belgeye göre ABD beş yılda
yedi savaş hedeflemişti ve Suriye de o hedeflerden biriydi. 2004 Irak
direnişi, 2006 Hizbullah’ın İsrail’i vurması ve 2008’de Putin’in
Batı’ya Gürcistan’dan verdiği yanıt, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ni
geciktirdi. Washington Suriye operasyonunu 2011’de “Operation Timber
Sycamore” adıyla başlattı.
Ayrıntılarını “Suriye’nin Sevr’i: Amerikan Koridoru”nda
yazdım. ABD operasyon için bir bölge cephesi kurdu. Cephenin en kilit ülkesi
Türkiye’ydi. Türkiye muhalif gruplara ev sahipliği yapacaktı, sınırlarını açıp
dünyanın dört bir tarafından Suriye’ye cihatçıların akmasını sağlayacaktı,
topraklarında ABD’nin muhalif gruplara “eğitdonat” programı uygulamasını
sağlayacaktı vb.
ABD’nin BOP eş başkanlığını yürüten Erdoğan hükümeti,
böylece “Yeni Osmanlı” hayaliyle ABD-İsrail’in planına
eklemlendi.
İSRAİL’İN SURİYE’DEKİ HEDEFİ
İsrail, emperyalist ABD’nin Ortadoğu’daki ileri karakoludur.
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi ile İsrail’in “Büyük İsrail” projesi
örtüşüyor.
Suriye’de Esad’ı hedef alan Atlantik operasyonu
boyunca, İsrail de kendisine biçilen rolü sergiledi; istihbarat, suikast,
sabotaj ve silah depolarının vurulması gibi alt operasyonlarla Esad yönetimini
ve Suriye Ordusunu zayıflatıp muhaliflerin işini kolaylaştırmaya çalıştı.
Bu dönemde eski İçişleri Bakanı Gedeon Sa’ar ile
emekli asker Dr. Gabi Siboni’nin İsrail Ulusal Güvenlik Çalışmaları
Enstitüsü için hazırladığı “Suriye Devletini Bölmek” başlıklı
rapor, Tel Aviv’in hedefini ortaya koyuyordu: “Suriye’nin İsrail için
tehdit olmaktan çıkması için Esad’ın devrilmesi ve dört parçalı (Nusayriler,
Dürziler, Kürtler ve Sünni Araplar) federal Suriye’nin kurulması.”
8 Aralık’ta Esad’ın devrilerek El Kaide kökenli
HTŞ’nin Şam’da iktidar olması, İsrail’in o hedefine giden yolda bir virajın
daha aşılması demekti.
AKP’NİN SURİYE POLİTİKASI İSRAİL’E YARADI
Kısacası AKP hükümetinin izlediği çizgi, Suriye’de İsrail’in
önünü açtı. İktidar bu gerçeği perdelemek için “İsrail-Esad ortaklığı” yalanına
bile sarılmış durumda.
İşte Prof. Dr. Jeffrey Sachs’ın Antalya
Diplomasi Forumu’ndaki “Savaş Esad yüzünden çıkmadı” özetli
belgeli ve ABD-İsrail ikilisini mahkûm eden konuşması, bu nedenle iktidarı
rahatsız etti; günlerdir Sachs’ın açıkladığı gerçeklere karşı “tez
üretmeye”, Esad karşıtlıklarını sergilemeye devam
ediyorlar.
Gerçek ortada: İsrail, 8 Aralık’tan önce sadece Golan
Tepeleri’ndeydi; HTŞ’nin iktidarında ise işgal ettiği toprakları genişletti ve
“çıkmayacağım” diyerek adım adım yerleşiyor.
‘HTŞ İSRAİL’LE ANLAŞMAK İSTİYORSA...’
Geniş analize gerek yok. Gerçek basit ve sadedir her zaman.
2011’den önce Beşşar Esad Türkiye’nin
dostuydu. Adana Mutabakatı ile terör baskılanmıştı. Suriye’de İsrail
yoktu. Esad İsrail karşıtı bölgesel cephenin önemli bir
aktörüydü.
8 Aralık 2024’ten sonraki Suriye: ABD, PYD ile HTŞ arasında
anlaşma sağladı. PKK/PYD, SDG olarak Suriye devletine ortak oluyor. İsrail
Suriye topraklarını işgal edip yerleşmiş durumda; kuzeyde Kürtlere, güneyde
Dürzilere destek veriyor. Federal Suriye hedefine ulaşmak için, 8 Aralık’tan
önce hava operasyonlarıyla önünü açtığı HTŞ’yi bu kez baskı altında tutmaya
çalışıyor. ABD yaptırım kartı üzerinden HTŞ ve Suriye devletini İsrail’i
tanımaya zorluyor.
AKP mi? Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 4
Nisan’da Reuters haber ajansına verdiği röportajda şöyle diyordu: “Suriye
İsrail ile belirli anlaşmalar yapmak istiyorsa bu onların işidir.”
Powell, “İsrail’i tanı ve anlaş” diye Esad’ı
tehdit etmiş, “hayır” yanıtı almıştı. 20 yıl sonra Şam’da Esad yok,
HTŞ var ve AKP HTŞ’ye “İstiyorsan İsrail’le anlaş” diyor.
Esad’ı neden yıktılar?!
cumhuriyet