CHP Lideri Özel, 'hicret' tartışmalarını sert bir dille
eleştirerek "Trump’ın Gazze’yi kumarhaneler kenti yapma planına ‘hicret’
deyip Hz. Muhammed’i alet ediyorsunuz ya, yazıklar olsun!" ifadesini
kullanmıştı. DEVA, Gelecek ve Saadet Parti'nin çatı partisi Yeni Yol’un grup
toplantısında konuşan Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu da hicret tartışmalarını
'dini istismar' olarak değerlendirdi. Davutoğlu, "Siz, 'hicret' deyip
Gazze'nin boşaltılmasına zemin hazırlarsanız; tarihe, Gazze'ye, Filistin'e,
Selahaddin Eyyubi'ye, Sultan Abdülhamid'e, İzzeddin Kassam'a ve Gazze
şehitlerine en büyük ihaneti yaparsınız" dedi.
SP Lideri Arıkan, son günlerde birilerinin Gazze konusunda
ısrarla 'hicret' kelimesini gündeme getirdiklerini söyleyerek "Katil
Netanyahu, 'İki ülke ile pazarlık halindeyiz' diyor. Kim bu iki ülke? Katil
İsrail hangi iki ülkeyle pazarlık halinde? Allah korusun, bu iki ülkeden biri
Türkiye Cumhuriyeti olabilir mi?" diye sordu. "Bunun adı 'hicret'
değil 'tehcir'dir" diyen Arıkan 1997'de merhum Necmettin Erbakan'ın
başbakanlığı döneminde Filistin'in El Halil Bölgesine asker göndermek için
çıkarılan tezkereyi kürsüden göstererek "Gazze'de askeri seçenekten başka
seçenek kalmadı" diye konuştu.
Yeni Yol Partisi’nin grup toplantısında Saadet ve Gelecek
Partisi liderleri, son günlerde Türkiye’de Gazzelilerin Trump planı kapsamında
zorla yerinden edilmesine yönelik ‘hicret’ tanımı yapılmasına tepki gösterdi.
Saadet Partisi lideri Arıkan ‘Gazze ve Hicret kelimeleri yan yana gelemez’
diyerek ekledi: Bunun adı hicret değil tehcirdir. Siyonizm’in bu konu
karşısında ‘hicret’ tartışmaları ancak bir algı oyunundan ibarettir.
TBMM’de Yeni Yol Grup toplantısında konuşan Saadet Partisi
Genel Başkanı Mahmut Arıkan, ABD Başkanı Trump’ın Gazze’yi boşaltıp turizm yeri
yapma planı doğrultusunda Filistinlilerin sürgün edilmesine ‘hicret’
denilmesine tepki gösterdi: “Gazze’de Katil İsrail’in durmaya niyeti yok. Dünya
devletlerinin de İsrail’i durdurmaya gayreti yok. İsrail, ABD’nin güç ortağı,
ABD ise İsrail’in suç ortağı olmakta kararlı. Son günlerde birileri, Gazze
konusunda ısrarla gündeme ‘hicret’ kelimesini getiriyor. Katil Netanyahu ‘iki
ülke ile pazarlık halindeyiz’ diyor. Kim bu iki ülke? Katil İsrail hangi iki
ülkeyle pazarlık halinde? Allah korusun, bu iki ülkeden biri Türkiye
Cumhuriyeti olabilir mi? Ne olacak Gazze’ye? Trump’ın planlarına göre tatil
köyü olacak. Onlarca yıldır şehit kanları ile sulanan topraklarda birileri
keyif yapacak, o şehitlerin torunları da başka yerlerde yaşayacak. Ya hu siz
iyi misiniz? Sizin aklınız yerinde mi? Siz hangi rüyada yaşıyorsunuz?
Ülkemizde de birileri, dini hassasiyetler üzerinden ‘rıza
üretmeye’ çalışıyor. Diyorlar ki: “Gazzeliler hicret etsin, onlar muhacir biz
de Ensar olalım. Gün gelir geri dönerler.” Öncelikle şunu açık ve net
söylüyorum; ‘Bunun adı hicret değil tehcirdir.’ Yani zorla, bir halkın yerinden
sökülmesi, yurtlarından sürgün edilmesidir. Bu plana uymak hiç kimseyi Ensar
yapmaz. Ancak zalim yapar. Ensar olmak isteyen Gazze’nin yanında, Siyonizm’in
karşısında dursun. Gelelim, şu ‘sonra her şey düzelince geri dönme’ meselesine.
Bunu söyleyenler en ufak tarih bilgisinden bile yoksundur. Bakınız; Üzerinden
150 yıl geçmesine rağmen hâlâ Karadeniz’den çıkan balıkları bile yemeyen, Çerkes
kardeşlerimiz yurtlarına dönebilmişler mi? Katliama ve sürgüne maruz bırakılan
Ahıska Türkleri geri dönebilmişler mi? Balkanlardan sürgün edilen kardeşlerimiz
geri dönebilmişler mi? Amerika’ya köle olarak götürülen Afrikalılar geri
dönebilmişler mi? Endülüs yıkılırken katliama uğrayıp, sürgün edilen mazlumlar
geri dönebilmişler mi? 1948’de bu yana, önce soykırıma uğrayan sonra sürgün
edilen Filistinli mazlumlar geri dönebilmişler mi? Bunların hepsinin de cevabı
hayır.
Ama birileri bizi Peygamber efendimizin hicreti üzerinden
istismar ederek rıza üretmeye çalışıyor. Peygamber efendimiz İslam’ın neşet
etmesi için Mekke’den hicret etti; müşrikler Mekke’nin ebedi sahibi olsunlar
diye değil. İsrail’in hedefi sadece Gazze’yi boşaltmak değil. Türkiye’yi de
içine alan bir bölgede Büyük İsrail’i kurmak. Siyonizm’in bu oyunu karşısında,
‘hicret’ tartışmaları ancak bir algı oyunundan ibarettir. Unutmayın, Gazze’yi
kanatları olmasına rağmen kuşlar bile terk etmedi. Hep söylüyoruz yine söyleyeceğiz:
Gazze’de askeri seçenek dışında başka bir seçenek kalmamıştır. Biz ‘askeri
seçenek’, ‘Gazze Barış Gücü’ dedikçe AK partiye iyi niyetle oy veren kardeşim,
‘iyi de nasıl olacak bu iş’ diyor. Bazen de kötü niyetli kimseler “hariçten
gazel okumayın diyor.”
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ABD ile
İsrail’in Gazzelilere ilişkin sürgün planlarına tepki gösterdi ve şunları
söyledi: Birileri şimdi çıkmış ‘Hicret edin’ diyor. Dini istismar etmeyin.
Peygamber’in mübarek hayatını kendi süfli düşüncelerinize, zelil
politikalarınıza alet etmeyin.
“Gazze’yle ilgili Sayın Genel Başkan’ın, Sayın Arıkhan’ın
söylediği her şeye katılıyorum. Tekrar etmek istemiyorum. Tehcir, hicret...
Birileri şimdi çıkmış ‘Hicret edin’ diyor. Dini istismar etmeyin. Peygamber’in
mübarek hayatını kendi süfli düşüncelerinize, zelil politikalarınıza alet
etmeyin. Hazreti Peygamber hicreti yaptığında, sadece bir devlet yoktu
arkasında. Onurla hicret ettiler, onurla Mekke’ye geri döndüler. Ama siz eğer
bunu yaparsanız, hicret deyip Gazze’nin boşaltılmasına zemin hazırlarsanız;
tarihe, Gazze’ye, Filistin’e, Selahaddin Eyyubi’ye, Sultan Abdülhamid’e,
İzzettin Kassam’a ve Gazze şehitlerine en büyük ihaneti yaparsınız.”/karar