Aklı başında olan her insan tarih boyunca dünyada yaşanan
bütün büyük olayların hem kazanımları hem de kayıpları olduğunu iyi bilir. Bu
yazımızda, geçtiğimiz yılda yaşanan Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından
bölgenin tanık olduğu gelişmeleri incelemeyi amaçlıyoruz.
SİYONİSTLERİN KORKUYLA UYANDIĞI 7 EKİM SABAHI
7 Ekim 2023 sabahı Filistin'de beklenmedik bir olay yaşandı
ve tüm dünya güne sürprizle uyandı. Bugün Filistin'den, Hamas Hareketinin
askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’ndan yüzlerce savaşçının, Gazze
Şeridi'nin çevresindeki Siyonist kasabalara ve işgalcilerin askeri noktalarına
büyük bir saldırı başlattığı haberi geldi.
Bu dramatik saldırıda işgalci ordunun Gazze çevresindeki tüm
askeri noktaları düştü ve Siyonistler sabahtan gecenin sonuna kadar başlarına
ne geldiğini bilmiyordu. Bu tarihi günde Filistinli direnişçiler birçok
başarıya imza attı ve yüzlerce Siyonist’i esir alarak Gazze’ye götürdü.
Direniş gruplarının Gazze halkına ve Filistin direnişine
destek amacıyla "Aksa Tufanı" adı verilen savaşa katılmayı
planladıklarını duyurmasının ardından İsrail'in askeri, güvenlik ve istihbarat
kurumları için büyük bir skandal olarak değerlendirilen bu büyük olayla rejimin
tek başına baş edebilecek gücünün olmadığı ortaya çıktı.
İşgalci rejimin, en büyük hamisi ABD'nin ve şer ekseninde
yer alan İngiltere, Fransa ve Almanya ile diğer Batılı ülkelerin hızlı
desteğine ihtiyacı vardı. ABD ve Batı ülkeleri, tüm askeri ve siyasi güçleriyle
ve hatta medya ile bu savaşta Siyonist işgalcileri desteklemek için seferber
oldu.
Aksa Tufanı operasyonu günü yaşananları herkes bilir, bunu
yeniden anlatmaya gerek yok. Bu yazıda Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından
bölgede yaşanan gelişmeler incelenecektir.
FİLİSTİN DİRENİŞİ VE HALKININ BÜYÜK FEDAKARLIĞI
Öncelikle Siyonist düşmanla verilen bu büyük savaşta
direnişin ödediği bedeli irdelemeyi amaçlıyoruz. Bu savaşta direnişin bilançosu
insani ve maddi kayıplarla ilgilidir. Bunlar hem Filistin’i halkı ve direnişini
hem de Gazze'ye destek veren diğer cepheleri etkilemiştir.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre son yılda işgal
rejiminin Gazze Şeridi'ne yönelik yaptığı soykırım savaşında yüzde 70'i kadın
ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinli sivil şehit oldu. Siyonistlerin
Gazze'de yarattığı insanlık krizinin boyutları, medyada gördüğümüzün çok
ötesindedir. Siyonist İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi'ye yönelik
saldırılarında on binlerce insanın şehit olmasına, çeşitli hastalıkların
yayılmasına ve kıtlık, açlık, sağlık altyapısının tahrip olmasına ve aynı
zamanda yüz binlerce insanın ölüm riskiyle karşı karşıya kalmasına neden
olmuştur.
Maddi boyuta baktığımızda, savaştan bir yıl sonra
işgalcilerin Gazze’deki tüm sivil altyapıları yerle bir ettiğini, bölgede
konuşlu uluslararası kuruluşlara dahi hiçbir noktaya merhamet göstermediğini
söyleyebiliriz. Bu durum, işgal altındaki Batı Şeria'nın özellikle bu bölgenin
kuzeyindeki şehirlerinde de tekrarlandı ve geçtiğimiz aylarda Cenin başta olmak
üzere Batı Şeria'daki direnişi yok etmeyi hayal eden işgalciler, geniş çaplı
bir baskın başlatmıştı.
DİRENİŞ EKSENİ’NİN GAZZE'YE DESTEK İÇİN SERGİLEDİĞİ ONURLU
FEDAKARLIĞI
Siyonist İsrail, Filistin'in yanı sıra son birkaç hafta
içinde Lübnan'a karşı çok sayıda barbarca saldırı gerçekleştirdi; Bu
saldırılarda çok sayıda sivilin yanı sıra Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri
Seyyid Hasan Nasrallah ve bir dizi Hizbullah komutanı Kudüs yolunda şehit oldu.
Siyonist rejim ve müttefikleri, özellikle ABD ve İngiltere,
son bir yıl içerisinde direniş cephelerini Gazze halkı ve Filistin direnişine
destek vermekten vazgeçirmeyi başaramasa da, Yemen ve Irak'ta da hava
saldırıları gerçekleştirdi. Ancak bu saldırıların hiçbiri Filistin'e destek
veren direniş gruplarının tutumunu değiştiremedi; Özellikle Lübnan Hizbullah
Hareketi’nin, işgalci düşmana karşı verdiği mücadelede ödediği ağır bedellere
rağmen, Gazze'ye destek tutumundan vazgeçmediğini görüyoruz.
Yazının ikinci bölümde, Aksa Tufanı savaşından bir yıl sonra
direnişin elde ettiği kazanımları incelemek istiyoruz. 5 temel kazanım şunlar;
1- Aksa Tufanı operasyonu, bölge halkı ve direnişin Siyonist
düşmanla verdiği mücadelenin asıl hedefine döndürmeyi başardı. Son yıllarda ABD
başta olmak üzere dünyanın sömürgeci ülkeleri ve bazı Arap ülkeleri, Filistin
davasını doğal yolundan saptırarak, Arapların ve Müslümanların baş düşmanı olan
İsrail'in Filistin topraklarını işgal ettiğini, halkını en vahşi şekilde
katlettiğini ve yerlerinden ettiğini, unutturup gizlemeye çalışmışlardır.
Arap ülkeleri ile Siyonist rejim arasındaki ilişkilerin
normalleştirilmesi anlaşmasının imzalanması, Amerikan'ın İsrail'in barbar ve
işgalci doğasını örtbas etme çabası çerçevesindeydi, ancak Aksa Tufanı
operasyonunun gerçekleşmesi, Suudi Arabistan ile Siyonistler arasında bir
uzlaşma anlaşması imzalanmasını engelledi. Arapların ve Müslümanların işgalci
Siyonist düşmanla olan çatışmasının doğru ve orijinal yoluna dönmesine neden
oldu.
2- Aksa Tufanı savaşı Siyonist rejimin barbar yapısını tüm
dünyaya gösterdi. Geçtiğimiz on yıllar boyunca, işgalci rejim, ABD ve Batı'nın
sözde demokrasi ve insan hakları sloganlarıyla vahşi doğasını gizlemeye
çalıştı. İlk kez, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi
gibi uluslararası yargı kurumları, dünya kamuoyunun güçlü baskısı altında
Siyonistlere karşı hüküm vermeye zorlandı ve hatta İsrail rejiminin suçlu
başbakanı Netanyahu da dahil olmak üzere bazı Siyonist yetkililer için
tutuklama emri çıkarıldı.
Bu yüzden tüm dünya, Siyonist rejimin insanlığa karşı her
türlü suçu işlemekten çekinmeyen ve uluslararası hukuku hiçe sayan bir suç
örgütü olduğunu resmen anlamış olu, hatta Siyonist rejim, Filistinli sivillere
karşı yürütülen soykırımcı savaşı durdurma çağırısı yapan Birleşmiş Milletler
Genel Sekreteri Antonio Guterres'i 'istenmeyen kişi' ilan etti.
3- Aksa Tufanı, Arap ülkeleri ile Siyonist rejim arasındaki
normalleşme sürecini engelledi. Söylediğimiz gibi, Aksa Tufanı operasyonu Arap
ülkelerinin işgalcilerle hızlı bir tempoda uzlaşma anlaşmalarına doğru
ilerlediği bir durumda gerçekleşti. O dönemde kendisini Arap ülkelerinin lideri
olarak gören Suudi Arabistan, Siyonistlerle bir normalleşme anlaşması
imzalamanın eşiğindeydi; Ancak Aksa Tufanı sonrası kamuoyunun baskısı nedeniyle
bu eylemden kaçınmak zorunda kaldı. Riyad ile Tel Aviv arasında normalleşme
anlaşması imzalanması, Amerikan mali yardımına bel bağlayan hain ve gerici bazı
Arap ülkelerinin için bir bahane olabilirdi.
4- Aksa Tufanı, direniş gruplarının ortak hareket etmesine
yol açtı. Filistin direnişi ile Siyonist rejim arasındaki tüm önceki
savaşlarda, Filistinli gruplar düşmanla tek başlarına savaşırdı; ancak Aksa
Tufanı farklı bir ortam oluşturdu ve direnişin tüm grupları, İslam ümmetinin
ana davasını desteklemek için Siyonist işgalcilerle savaşa katıldı.
Siyonist düşmana karşı operasyonlar başlatan, Direniş
Ekseni'nin çeşitli üyeleri işgalci rejimin ve müttefiklerinin Gazze halkını ve
direnişini yenmesini engelledi. Bu arada, Lübnan Hizbullah Hareketi'nin rolü
büyük övgüye değerdir; Zira işgalci ordunun askeri güçlerinin ve teçhizatının
büyük bir bölümünün işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesine
konuşlandırılmasına sebep oldu ve böylece Filistin direnişinin ve Gazze
halkının omuzlarından büyük bir yükü almış oldu.
5- Aksa Tufanı, Siyonist rejimin ana yapısının zaafını ve
kırılganlığını ortaya koydu. Bu yapı, son yıllarda Batı ülkelerinin yardımıyla
kendisine yenilmez bir imaj sunmuştu. Ancak bu imaj bir saat içinde tamamen
yıkılıp yok oldu. ABD ve Batı'nın işgalci rejime sağladığı silah yardımı ve
şartsız koşulsuz desteğe rağmen, Siyonist İsrail'in Hamas'ı yok etme ve
esirleri kurtarma amacıyla bir yıl önce başladığı savaşta bu iki hedefi de
gerçekleştiremedi.
İSRAİL'İN SURİYE VE LÜBNAN YÖNELİK SALDIRILARI
Aksa Tufanı hem başlangıçta hem de geçtiğimiz aylarda, sahte
İsrail rejiminin kırılgan bir varlık olduğunu ve dünyadaki emperyalist güçlerin
verdiği tüm desteğe rağmen bölgeden silinmesinin mümkün olduğunu gösterdi.
Aksa Tufanı operasyonunun ardından bölgede yaşanan birçok
gelişmeden sonra, Siyonist düşmanla yüzleşmek için askeri güçten daha fazla,
İslam ümmetinin ortak tavrının önemli olduğu ortaya çıktı.
Bu yazıda, sahte Siyonist rejimin temellerini sarsan Aksa
Tufanı savaşında direnişin elde ettiği sayısız başarısının kısa bir özetine
işaret edildi. Bu operasyon aynı zamanda gerici Arap rejimlerine de büyük bir
darbe indirdi. Tüm Arap halkı, Direniş Ekseni ve İran İslam Cumhuriyeti'nin
Filistin'e destek olmak için doğrudan sahaya çıktığı bir durumda, Arap hain
yöneticilerinin aşağılayıcı pozisyonlarını nasıl sürdürdüklerini gördüler.
Onlar bu durumda bile işgalcilere hizmet etmekten vazgeçmiyorlar.
Aksa Tufanı aynı zamanda ABD liderliğindeki şer ekseninin
bölgemizdeki sömürge projesine de büyük bir darbe vurdu ve onlara kendilerine
ait olmayan bir bölgede kolayca hareket etmeyeceklerini göstermiştir./tesnim