Gadir-i Hum‘un Muhatabı Kimdir ve Alternatifi Nedir?

GİRİŞ: 27.06.2024 09:01      GÜNCELLEME: 27.06.2024 09:01
Rasthaber -  Gadir Hum’da verilen evrensel mesaj, bu emrin hakikati, muhatabanın kim olduğu ve rakibinin/ alternatifinin kim olduğu ortaya çıkınca belli olacaktır.
Öncelikle Gadir Hum’un muhatabı kimdir, sorusunun cevabı verilmesi gerekir. Daha sonra rakip ve alternatif belli olacaktır. Rakibe göre Gadir Hum’un azameti ve büyüklüğü ortaya çıkacaktır.

1-Gadir Hum‘un muhatapları o zamandaki inananlardı 

Gadir Hum’un vuku bulduğu zamandaki müslümanlar ilk muhatap olmuş olsalar da bu emrin özüne bakıldığında onların asıl muhataplar olduğu ihtimali düşüktür, bu olayı belli bir zamana ve belli bir bölgeye sınırlamak Gadir Hum’un mesajının evrenselliğine gölge düşürür. Dolayısıyla bu emrin asıl muhatapları o zamandaki inananlar değildi diyebiliriz. Çünkü; 
O zamandakiler bu ilahi emri anlayacak kapasitede değillerdi; devlet nedir, sistem nedir, anayasa nedir, adalet nedir, hukuk nedir bunları anlayacak ne tecrübeye, ne bilgiye, ne de akıla sahiptiler. 

Siyasi olarak sadece kabileciliği anlıyorlardı, kültürel olarak arap bedevi kültürüne sahiplerdi, ekonomik olarak hayvancılık ve deve kervan ticaretinden anlarlardı, itikad olarak ise kendi elleriyle yaptıkları putlara tapmaktan daha yeni vazgeçmişlerdi.

Bu topluma Ali velayetinin hakikatini anlamak fazlaydı; hz. Ali (as) dünya için yaratılmış bir imam, önder ve liderdi. Bir ülke, bir şehir ile sınırlamak hz. Ali‘ye zulümdür. Gadir Hum’u o zamanda ümmetin başına geçmesi ve hilafet makamına oturması gerektiğini isbat etmeye çalışmak yine hz. Ali’yi  (as) ve velayeti anlamamaktır.

Hz. Ali (as) velayeti beşeriyete verilmiş en büyük hediye idi. Sadece müslümanlar değil yahudi, hıristiyan, ateist/dehriyyun ve müşriklerin dahi hz. Ali’den (as) övgüyle bahs etmeleri darda kaldıkları zaman, soru ve sorunları olduğu zaman hz. Ali’nin (as) kapısını çalmaları o hazeretin evrensel ve bütün beşeriyet için olduğunun nişanesidir. 

O dönemin insanlarını hz. Ali (as) velayetini anlayacak ve tahammül edecek kapasitede olmadıkları zaten 5 yıllık hükümetinde görüldü; Hz. Ali velayeti insanların anlaması için en alt seviyeye indirmesi ve en hafif şeklini uygulamasına rağmen hz. Ali (as) velayetini kendi yarenleri dahi anlayamadılar. Velayetin küresel ve evrensel boyutunu anlatmamıştı, topluma sunmamıştı bile. Malik Eşter’e vermiş olduğu Emirname sadece küçük bir örnektir 1400 sene sonra gelen siyasetciler, idareciler ancak anlarken o zamanın insanının anlaması beklenemzdi.  

5 yıllık hükümetinde en güvenilir müminlerin içinden seçtiği en layık kişileri vali olarak diğer bölgelere tayın etmişti ama malesef onlar da velayeti idrak edememişlerdir, ihanet içine girmişlerdi. Hz. Ali (as) hep vali ve temsilci değiştirmek zorunda kalmıştır.

Hz. Ali (as) adaletine tahammul edemediler ve kendileri şehid ettiler.

2-Gadir Hum‘un muhatabı dünyadaki bütün müslümanlardır
Müslümanların hepsininin bu emrin muhatabı oldukları doğrudur ama muhatab sadece müslümanlar olursa veya İslam aleminin bir iç meseslesi olarak algılanır ve Gadir Hum’un mesajının evrensel olduğu Resulullah’ın (saa) risaletinin kabul şartı olarak sunulmazdı.

a) İslamın evrenselliği kaybolmuş olur. 

b) Dünyadaki İslam dışı inançların meşruluğuna onay verilmiş olur. 

c) Müslüman olmayan milyarlarca insanın velayet ve imameti kabul etmediklerinden dolayı kimsenin kınama hakkı olmazdı.

3-Gadir Hum’un muhatabı bütün insanlardır

Peygamber buyuruyor “Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır“. Burda şu soruların cevabı verilmesi gerekir, Mevla ne demektir ve peygamber kimin mevlasıdır? Mevla ne demektir, edebiyetçılar, mufessirler, kelamcılar beyan etmişlerdir, tekrar etmeye gerek yoktur. 

Ama ikinci soru peygamber kimin mevlasıdır? Sorusunun açıklanması gerekir. 
-Kur’an, peygamberi alemlere rahmet olarak gönderdiğini buyuruyor: “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik“ Enbiya/107 
-Kur’an, peygamberi bütün insanlara peygamber olarak gönderdiğini buyuruyor: “Biz seni bütün insanları kapsayan bir mesajla müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik“ Sebe/28 
-Kur’an, peygamberi ve Kur’an‘ı bütün insanlara korkutucu, olarak gönderildiğini belirtiyor:“… De ki: Benimle sizin aranızda şahittir. İşte bu Kur’an sizi ve ülaştığı herkesi uyarayım diye bana vahyolundu“. Enam/19 

Ayetler ve rivayetlerden anlaşılan şu dur ki Peygamber, kıyamete kadar gelecek bütün insanların mevlasıdır öyleyse hz. Ali (sa) de bütün insanların mevlasıdır.
Diğer taraftan Masum imamların siretine bakıldığında imamların bütün insanlara karşı tavır ve davranışları, inanan inanmayan herkesin yardımına koşmaları, onların dertleriyle dertlenmeleri, onların hidayeti için çabalamaları, hastalarını ziyaret etmeleri, beytulmaldan hak ayırmaları, hak ve hukukda gözönünde bulundurulmaları, ceza kanunlarının uygulanmasına adaletin önplanda olmasında asla fark gözetilmemeleri velayet ve imametin evrenselliğini gösterir.

Masum imamların hıristiyan veya yahudi bir hastayı ziyaret etmesini merhamet ve şefkate yorumlamak duygusallıktır, bu imamın görev ve vazifesidir; imam herkesin mevlası ve imamıdır,
İmamın yeryüzünün hücceti olması bütün insanların mevlası olmasını gerektirir. Mevlası olduğu insanlar arasında inanan var inanmayan var, günahkar ve mümin var, iman etmeşiş hıristiyan var yahudi var.

İnsanların farklı ideolojilerde olmaları  Masum İmam‘ın onların mevlası olmadığını göstermez. İnsanların Allaha isyan etmesi, kafir olması, şeytana tapması insanın Allah‘ın kulu olduğu gerçeği ile çelişmez.

Öyleyese birinci sorunun cevabında şu neticeye varıyoruz; Gadir Hum‘un muhatabı bütün beşeriyettir.

Peki Gadir Hum’un alternatifi ve rakibi kimdir?

Gadir Hum‘un alternatifi nedir?

Gadir Hum’un mesajı evrensel olduğu için sadece küresel bir güç Gadir Hum‘un rakip ve alternatifi olabilir. Dolayısıyla alternatifinin alemetleri şunlardır;
-dünyaya talip olması gerekir
-dünyayı idare ve yönetecek küresel projesi ve sistemi olması gerekir
-dünyada küresel kültür ve medeniyeti hakim kılma hedefi olması gerekir
-dünyaya hakim olacak hukuk sitemi olması gerekir

Bunlara sahip geçmişte ve gelecekte kimler olabilir ihtimallerinin genişce incelenmesi gerekir. Kısaca burda arz etmeye çalışacağım.

1-Birinci ihtimal; O zamanda yaşayan ve Gadir Hum‘u kabul etmeyen Sakifecilerdir. Bu ihtimal başlangıç olarak doğru gibi görünse de Sakifecilerin öyle bir kapasiteleri yoktu. Sakifeseciler, kabilecilik zorbalıklarıyla ve arap taassublarıyla Gadir Hum’un mesajının hayata geçmesini engelleyen bir gruptu.
Gadir Hum’un rakibi olacak ne ilmi, ne siyasi, ne hukuki, ne de müdüriyet kapasitesine sahiptiler.
Dolayısıyla bunlar Gadir Hum’un rakibinin oyununa gelmiş makam ve saltanat peşinde olan zavallılardı. Yani sakifeciler kullanıldılar. 

2- İkinci ihtimal; Gadir Hum’un alternatifi ve rakibi Ehli sünnettir. Bu ihtimal de tam manasıyla gerçeği yansıtmıyor; Ehli sünnet Gadir Hum’u kabul etmese de bunun karşısında alternatif oluşturacak ilmi, siyasi ve ideolojik alt yapıya sahip değildir çünkü Ehli sünnetin siyasal doktrini yoktur, velayetin karşısında sunacak İslam hukukuna dayalı evrensel/küresel bir devlet modeli bulunmamaktadır.

Her asırda mevcut sistemlerin şemsiyesi altında İslam’ı yaşamak ve yaşatmak isteyen bir düşünceye sahiptir. Ehli sünnet serbest bırakılırsa, Şiilerle aynı düşündükleri, aynı şeye inandıkları görülecektir.

Asırlar bu kavga ve tartışmalarla geçmiştir, bu tartışma ve munazaraların ameli bir faydası olmasa da ilmi olarak İslam siyaset doktrinini anlamada, velayetin evrenselliğini idrak etmede büyük adımlar atılmasına sebep olmuştur. Bu tartışma ve ilmi munazara ve kagva gibi görünen ihtilaflar velayetin anlaşılmasının ön hazırlığı niteliğinde olmuş ve velayetin anlaşılmasına büyük katkılar yapmıştır. İlmi ilerleme, akli olgunluk, siyasi birikim, yönetim tecrübesi….vs.

Ehli sünnet camiası Şiilere minnet duymalı ve teşekkür etmelidir çünkü Şiilik, İslam’ın siyasal doktrinini korumuş, ilmi ve iktikadi alanda batılın tamamen egemen olmasını engellemiştir.

Zaman geçtikce Gadir Hum‘un azameti ve hakikati anlaşılmaya başlıyor. Çünkü Gadir Hum‘un gerçek rakip ve alternatifi asırlar sonra ortaya çıkıyor. 

3-Üçüncü ihtimal; Gadir Hum’un rakibi ve alternatifi küresel beşeri ideolojiler ve sistemlerdir; asırlar sonra küresel ideoloji ve ekoller ortaya çıktı. 

Asırlarca birçok sistemleri denediler; Firavunlar, Nemrutlar, kabile saltanatları, krallıklar, diktatörlükler, monraşiler, oligarşiler, laiklik, en son ulaştıkları yer liberal demokrasidir. 

Gadir Hum’un gerçek rakipleri, asırlarca kullandıkları İslam içi güçleri yavaş yavaş devre dışı bıraktılar kendileri bütün gücü ele geçirince ortaya çıkarak kendilerinin herşeyin sahibi olduklarını; beşeriyetin mevlası, sahibi, idarecisi, lideri, yöneticisi olduklarını söylemeye başladılar.

İşte Gadir Hum’un alternatifi bu küresel sulta sistemidir.

Müslümanlar bu batı küresel sisteme teslim olarak İslam‘ın evrenselliğine gölge düşürmüş, Kur’an ve İslam’ın hükümlerinin tatil edilmesine, unutulmasına sebep olmuşlardır,
Bu küresel ideolojilerin karşısında ilahi bir proje ve program olmalıydı. Gadir Hum bunun için gerçekleşti. Şiiliğin, Gadir Hum’u canlı tutarak günümüze kadar getirmesi ve geleceği yapılandırmada Gadir Hum’un mesajını pratize etmeye çalışmasının hikmeti budur.

Gadir Hum‘da asırlar sonrası ortaya çıkacak küresel ideolojilerin karşısında İslam‘ın müdüriyet, idare ve yönetim modelinin temeli atıldı.

Toplumun siyasi, hukuki, ekonomik, kültürel ve ahlak mühendisliği Gadir-i Hum’da beyan edildi.

Sabahattin Türkyılmaz

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM