Fidan: Hem Irak Hem Suriye Hem Bizler Silahsız Bütün Duruşları Kabullenmeye Hazırız

GİRİŞ: 09.04.2025 15:50      GÜNCELLEME: 09.04.2025 15:50

Rasthaber -  PKK’nin silah bırakmasını dilediklerini belirten Fidan “Hem Irak, hem Suriye, hem Türkiye, bizler silahsız bütün duruşları kabullenmeye hazırız” dedi ve ekledi: “Ama bir silahlı terör tedhişi ortada olduğu zaman kimse buna müsaade edemez.”


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, önceki gün Irak merkezli televizyon kanalı UTV'ye gündeme dair açıklamalarda bulundu. İmralı’dan yapılan çağrı sonrası PKK’nin silah bırakmayacağı yönünde kuşkuları olup olmadığı sorulan Fidan yakında bir gelişme beklediğini dile getirdi.

Fidan “Şimdi şunu anlaması lazım örgütün: Hem Irak, hem Suriye, hem Türkiye, bizler silahsız bütün duruşları kabullenmeye hazırız ama bir silahlı terör tedhişi ortada olduğu zaman kimse buna müsaade edemez” ifadesini kullandı.

İsrail’in Suriye Demokratik Güçleri ile HTŞ yönetimi arasındaki anlaşmayı bozmaya çalışıp çalışmayacağı sorusuna ise Fidan “Olabilir” diye yanıt verdi. Fidan Suriye’de Ahmed Şara yönetiminin İsrail’e bir tehdit oluşturmadığını da yineledi.

Irak hükümetinin PKK'ye yönelik belli tedbirleri geliştirmesinin “hem kendi güvenliği için önemli hem bölgesel güvenlik için” önemli olduğunu savunan Fidan, “Irak, DEAŞ'la nasıl mücadele ettiyse, bizim beklentimiz PKK'yla da aynı mücadelenin verilmesi” dedi.

'Bizde bir şey yok, zararı Irak'a veriyor'
Irak’ın PKK’yi “hukuki olarak bir tehdit olarak tanımladığını” söyleyen Fidan atılan bu adımdan memnun olduklarını dile getirirken “Umarız Irak'ın topraklarını işgal eden gerek Kürt bölgesinde gerek Arap bölgesindeki PKK'ya karşı, Irak hükümeti, ben inanıyorum Irak vatanseverleri gerekli mücadeleyi verecektir. Nereden emir aldığı belli olmayan birçok uluslararası örgütle yatıp kalkan bu terör örgütünün Irak topraklarından temizlenmesini nasıl DEAŞ'ı temizlediyse, Irak'ın evlatları PKK'yı da temizleyecektir” ifadelerini kullandı.

“PKK'yi temizlememesinin Irak'a zararı dokunacağı” değerlendirmesinde bulunan Fidan, “Bazıları maalesef şöyle düşünüyorlar: 'Bu terör örgütü Türkiye için kuruldu, biz bırakalım savaşsın diye.' Bu yanlış bir düşünce. Dediğim gibi yani bizde bir şey yok, zararı Irak'a veriyor” dedi.

Ben yakında bir gelişme bekliyorum’

İmralı'dan yapılan çağrının ardından PKK'nin silah bırakmayacağı yönünde şüpheleri olup olmadığı sorusunu cevaplayan Fidan yakında bir gelişme beklediğini söyledi.

Fidan Irak ve Suriye adına da konuşarak “bizler silahsız bütün duruşları kabullenmeye hazırız” ifadelerini kullandı.

Fidan şöyle konuştu:
”Yapılan son çağrı sonrası umuyoruz, diliyoruz, istiyoruz bu çağrıya kulak verilir ve örgüt tıpkı kendi liderinin talep ettiği gibi kongreyi toplar, kendini feshetme ve silahları bırakma kararı alır. Bunu yaparsa hem Irak'ta, hem Türkiye'de, hem Suriye'de hem Kürtler hem de bölge halkları gerçekten büyük istifade eder. Bir terör unsuru kendisini başka bir yapıya dönüştürmüş olur. Şimdi şunu anlaması lazım örgütün: Hem Irak, hem Suriye, hem Türkiye, bizler silahsız bütün duruşları kabullenmeye hazırız ama bir silahlı terör tedhişi ortada olduğu zaman kimse buna müsaade edemez. Benim inancım ve dileğim o ki inşallah bu yapılır. Ama olmazsa şu ana kadar ne yapıldıysa bundan sonra o olur ama ben yakında bir gelişme bekliyorum açıkçası.”

Şialarla ilişkiler: 'İnşallah aşacağız'

Fidan, Türkiye'nin Irak'taki Şialarla ilişkilerine dair soru üzerine ise "Bizim hem resmi duruşumuz, hem alandaki hareketliliğimiz, Irak'ın bütün siyasi partileriyle, evlatlarıyla biz aynı şekilde ilişki geliştirmeye hazırız. Bunu defalarca ifade ettik. Yani bu Türkmen, Arap, Sünni, Kürt, Şii fark etmiyor ama bizimle ilişki geliştirme niyetinde problemi olan bazı gruplar olabiliyor. Bunu da inşallah aşacağız karşılıklı güvenle" diye konuştu.

Erbil'e övgü, Süleymaniye'ye tepki

Erbil ile iyi ilişkilerinin olduğunu söyleyen Fidan, Mesut Barzani, Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani’nin bölgedeki ve Irak’taki sorunlara “yapıcı çözümler” getirmeye çalıştığını savundu. Ancak Süleymaniye için aynı şeyi söylemeyemediklerinin altını çizen Fidan “Süleymaniye'deki KYB'li dostlarımızın da umarız Erbil'deki gibi terör örgütünden kendisini arındırarak sadece kendi halkının iyiliğiyle meşgul olduğu bir zemine geçmesini isteriz” ifadelerini kullandı.

Irak’taki Türkmenlerin bütün haklarının verilmesinin elzem olduğunu düşündüklerini belirten Fidan Türkmenlerin “bulundukları yerlerde siyasi endişeler nedeniyle zayıf düşürülmesi”nin “Türkmenleri değil, Türkiye'yi hedef alan bir yapı” olduğunu savundu.
Fidan "Ama biz her zaman diyoruz: 'Bakın bu türden küçük oyunlarla oradaki nispeten sayısı daha az olan bir topluluğa galebe çalmaya çalışarak atacağınız adımlar sizi zafere götürmez; tam tersine Türkiye'nin hışmını daha çok çekersiniz. Onun yerine var olan Türkmen nüfusunu Türkiye'yle bağları daha güçlendirmede kullanabilirsiniz” diye konuştu.

'Irak'taki gruplar Suriye'yi tehdit olarak görmekten vazgeçmeli'

Irak ile Suriye'deki yeni yönetim arasında yakın tarihten kaynaklanan bazı sorunlar bulunduğunu kaydeden Fidan, Suriye’deki HTŞ yönetiminin devlet başkanı ilan ettiği Ahmed Şara ile Irak Başbakanı Sudani'nin “olgunluk göstererek bu sorunları geride bırakıp ülkeleri için nasıl daha bütünleşik bir geleceğin ortaya konabileceğini irdelemesi gerektiğini” söyledi.

Şara'nın Irak’a herhangi bir tehdit oluşturmadığını savunan Fidan “Aynı şekilde Irak'taki grupların da artık Suriye'yi bir tehdit olarak görmekten vazgeçmeleri lazım" ifadelerini kullandı.

"Irak hükümetinin son açıklamalarında sınırla ilgili, güvenlik meseleleriyle ilgili ve Suriye’deki yeni hükümetin bazı azınlıklara karşı ayrıcalıklı davranması konularında endişeleri var. Peki bu endişeler Türkiye tarafından nasıl aşılabilir? Irak'ın endişeleri nasıl aşılabilir? Suriye hükümeti burada ne yapmalı?" sorusunu cevaplayan Fidan, sınır güvenliği ve “terörle mücadele” için bölgede bir platform oluşturacaklarını, bu platformda tarafların birbirinden, tehdit gördükleri gruplara karşı önlem almasını isteyeceğini dile getirdi.

Fidan, “hiçbir kaçakçı, terör örgütü ve kriminal grubun bölgede Türkiye, Suriye ve Irak hükümetlerinin toplam gücünden daha güçlü olmadığını, iyi niyetle bir araya gelindiğinde ezilmeyecek grup bulunmadığını” belirtti.
Alevi katliamları için 'Sünni-Nusayri gerilimi' dedi
Fidan Suriye’deki Alevi katliamına dair ise “Sünni-Nusayri gerilimi” ifadesini kullandı.

“Eski rejimden kalanlar”ın provokasyon yaptığını öne süren Fidan “Şimdi bu provokasyon fitilini ateşleyince toplumsal karşılıklı gerginlik ve bazı istenmeyen olaylar oldu ve sivil katliamlarını biz tabii ki kınıyoruz. İster Sünni olsun ister Nusayri olsun, bunlar kabul edilebilir şeyler değildir” diye konuştu.

“Nusayrilere yönelik her türlü ayrımcılık, şiddet ve kötü muamelenin önlenmesi” gerektiğini söyleyen Fidan “Bununla ilgili ben Sayın Şara ve arkadaşlarında büyük bir farkındalık gördüm” dedi.
Suriye'yi istikrarsızlaştırmak için mezhepsel veya etnik çatışmanın hareketlendirilmeye çalışıldığını ifade eden Fidan, “hangi ülkelerin bu olaylarda rolü olduğuna dair istihbari raporlar elde ettiklerini ve bunları incelediklerini” kaydetti.

‘Şara’nın bölge ülkelerinin hiçbirine tehdit oluşturmama politikası İsrail’i de içeriyor’
Suriye’de HTŞ yönetiminin lideri Ahmed Şara'nın bölge ülkelerinin hiçbiri için bir tehdit oluşturmamaya yönelik politikasının İsrail'i de içerdiğini ifade eden Fidan, İsrail’in Suriye’deki işgal ve saldırılarını “niyet okuma” diye niteledi, bunun İsrail’in güvenliğine de zarar vereceğini savundu.

Fidan şöyle konuştu:
”Bence İsrail kendisiyle ilgili bir güvenlik sorunu algılıyorsa, bir devletin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyacak şekilde bununla ilgili parametreleri söylemeli. Aksi takdirde, 'Ben niyet okudum, şimdi değil ama belki 15 yıl sonra bunlar bana tehdit olurlar. Ben o zaman gidip oraları işgal edeyim, buradan da böyle yapayım.' O zaman bir başkası da gelir sana bunu yapar. Dolayısıyla, bence bunu profesyonel bir şekilde halletmek gerekiyor. İsrail'in burada daha sorumlu davranması önemli. İşgal politikası tamamıyla İsrail'in güvenliğine olmayan bir politika. Ters tepecek bir politika. Suriye'yi daha da istikrarsızlaştırma yapısı olan bir politika.”

'Arap ülkelerinin İsrail'in Suriye'deki saldırılarına tepkisi zayıf' eleştirilerini reddetti

Fidan, televizyon sunucusunun, Arap ülkelerinin İsrail’in Suriye’deki saldırılarına karşı eleştirilerinin zayıf olduğu yönündeki sözleri üzerine Fidan “Ben burada açıkçası Arap kardeşlerimizin ciddi eleştiriler getirdiğini, itirazlar getirdiğini görüyorum. Bu konuda açıkçası ben onların da hassasiyetini takdirle karşılıyorum. Özellikle Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır bu konuda çok ciddi tepkiler ortaya koyuyorlar. Katar, Birleşik Arap Emirlikleri” dedi.

Gazze, Mescid-i Aksa ve Batı Şeria'yla ilgili tepkileri İsrail'in dinlemediğini ve "arkasındaki sınırsız destekle" bölgede yayılmacılık politikasına devam ettiğini vurgulayan Fidan, İsrail dahil hiç kimsenin güvenliğinin tehdit edilmediği, hiçbir ülkenin toprak bütünlüğünün ihlal edilmediği, Filistinlilere de devletinin verildiği bir yapı görmek istediklerini savundu.

Fidan, bu vizyonun “ağırlıklı olarak Arap ve Müslüman coğrafyanın yanı sıra İsrail hariç bütün ülkeler” tarafından paylaşıldığını belirterek, bu realitenin bölgede başka sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

‘İsrail, YPG ile Şam arasındaki anlaşmayı bozabilir’
İsrail’in Suriye’de Şam yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri arasındaki anlaşmayı bir tehlike olarak görüp bozmaya çalışıp çalışmayacağına dair soruyu ise Bakan Fidan, "Olabilir" diyerek yanıtladı.

Fidan İsrail’de “bir düşünce grubunun bölgeyle saygı, sevgi ve karşılıklı ilişkilere dayalı ilişki geliştirerek İsrail'i daha güvenli hale getirmek isterken, diğer grubun bölge ülkelerini hep zayıf ve iç karışıklık içerisinde tutarak İsrail'i güvenli kılmak istediğini” söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ikinci gruba mensup olduğunu belirten
Fidan, "Tam da bu perspektiften dolayı Suriye'nin içerisinde bölücü grupları, yani işte diyelim PKK'nın Suriye'de hala işgale devam etmesini veya başka iç çatışmaların görülmesini falan destekleyen bir yaklaşımın sağlıklı bir yaklaşım olmadığını düşünüyorum. Bu öngörülemeyen başka sorunları da beraberinde getiriyor. Sadece bölge için değil, İsrail için de. Bu politikaları formüle ederlerken çok daha dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

'Türkiye Irak'taki enerji kaynaklarına pazar olmaya hazır'

Kalkınma Yolu Projesi'ni “önemli ve vizyoner bir proje” diye niteleyen Fidan projeyle enerji ve boru hatları inşasının gündeme geleceğini dile getirerek, "Şu anda biz biliyorsunuz Irak'ın kuzeyindeki petrol ve gaz yataklarını ancak dünya marketlerine taşıyabiliyoruz. Güneyindekiler Türkiye üzerinden pek gitmiyor Avrupa'ya. Güneydekiler gemiyle başka yerlere gidiyor. Aslında güneydeki petrol yatakları da boru hatları üzerinden, Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlanabilirse, Irak'a çok büyük bir market ve pazar açılacak" ifadelerini kullandı.

Kürdistan bölgesi de dahil olmak üzere Irak'ta bazı bölgelerde yeterince kullanılmamış, yatırım yapılmamış gaz yatakları bulunduğuna dikkati çeken Fidan, "Temiz enerji kaynağı olarak gaz şu anda çok moda olan bir enerji kaynağı. Buna yatırım yapmak aslında gerekiyor. Irak'ta mevcut istikrar hakim oldukça ben buraya uluslararası yatırımcıların gelip yatırım yapacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Fidan, Türkiye'nin Irak'taki enerji kaynaklarına yatırım yapmaya ve oradaki kaynaklara pazar olmaya hazır olduğuna değinerek, Türkiye'nin petrol ve doğal gazının yaklaşık yüzde 90'ını dışarıdan almak durumunda olduğunu, Irak'tan gelecek enerjiyi almaya hazır olduklarını söyledi.

Irak'ın Türkiye topraklarını kullanarak uluslararası pazarlara enerji, petrol ve doğal gazı gönderebileceğini belirten Fidan, "Şu anda mevcut bir boru hattı var biliyorsunuz. Bu boru hattı halihazırda çalışmıyor. Erbil ile Bağdat arasında şu anda bağlanması gereken bir anlaşma var. Musul-Ceyhan boru hattını, biliyorsunuz, bu halihazırda çalışmıyor. Yaklaşık bir buçuk yıldır çalışmıyor." dedi. Boru hattının çalışmamasının aslında Irak'a da büyük maddi gelir kaybı getirdiğini kaydeden Fidan, "İnşallah bunu çözerler" ifadesini kullandı.

'Suriye Kalkınma Yolu Projesi'ne katılabilir'

Fidan, "Suriye'nin Kalkınma Yolu Projesi'ne katılma ihtimalinden bahsediliyor. Bu mümkün mü?" sorusuna, "Bence mümkün. İyi de olur. Suriye belli formüllerle bu projenin parçası olabilir diye düşünüyorum." diye cevap verdi/sol

YORUMLAR

REKLAM