Dün İsrail'e yaptığı ziyareti tamamlayan Noem, Fox News'e
Netanyahu ile yaptığı görüşmelerin "açık sözlü ve doğrudan" olduğunu
söyledi. Noem'in bu yorumları, ABD ve İran yetkililerinin Roma'da beşinci tur
nükleer görüşmelerini gerçekleştirmesinden birkaç gün sonra geldi.
ABD'li Bakan, "Başkan Trump beni özellikle
Başbakanla bu müzakerelerin nasıl gittiği ve birlik içinde kalmamızın ve bu
sürecin ilerlemesine izin vermemizin ne kadar önemli olduğu hakkında bir
görüşme yapmam için buraya gönderdi" dedi.
Trump da önceki gün İran ile görüşmelerin iyi ilerlediğini
ima etmişti.
ABD Başkanı gazetecilere "İran ile çok, çok iyi
görüşmeler yaptık. Ve önümüzdeki iki gün içinde size iyi veya kötü bir şey
söyleyip söylemeyeceğimi bilmiyorum, ancak size iyi bir şey söyleyebileceğimi
hissediyorum."
Geçtiğimiz hafta CNN, ismini vermeyen ABD yetkililerine
atıfta bulunarak, ABD öncülüğündeki görüşmelere rağmen İsrail'in İran'ın
nükleer tesislerine saldırılar düzenlemeye hazırlandığını bildirmişti.
İran, buna karşılık herhangi bir İsrail saldırısına güçlü
bir şekilde yanıt vereceği taahhütünü vermiş ve Netanyahu'yu ABD diplomasisini
baltalamakla suçlamıştı.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi de, geçen hafta İsrail
Başbakanının "ABD'nin ne yapıp ne yapamayacağını dikte etme konusunda
çaresiz" olduğunu söylemişti.
İsrail nükleer müzakereler konusunda her zaman şüpheci bir
tavır sergiledi. Netanyahu yıllardır İran'ın nükleer bomba edinmenin eşiğinde
olduğunu iddia ediyordu.
Dün Noem, ABD'nin Netanyahu'nun İran'a güvenmemesini
anladığını ifade etti.
Noem, “Amerikan halkına mesajımız şu: Barış isteyen bir
başkanımız var, ancak gelecekte İran'ın nükleer kapasitesine tahammül etmeyecek
bir başkanımız da var. Nükleer silah elde edemeyecekler ve bu başkan buna izin
vermeyecek” dedi.
ABD'li Bakan “Ancak Trump aynı zamanda başbakan Binyamin
Netanyahu'nun da kendisiyle aynı fikirde olmasını istiyor” diye ekledi.
Nükleer program görüşmeleri neden yapılıyor, nerede
tıkanıyor?
Görüşmelerdeki en büyük anlaşmazlık noktası, İran'ın kendi
uranyumunu zenginleştirmesine izin verilip verilmeyeceğiydi.
ABD yetkilileri, İran'ın sadece nükleer programını
küçültmesini değil, aynı zamanda uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurmasını
istediklerini söylediler. Tahran ise bunu yapmayı reddedeceğini ifade ediyordu.
Uranyum zenginleştirme, nükleer yakıt yaratmak için uranyum
atomunu değiştirme sürecinin bir parçası.
İranlı yetkililer, sivil amaçlar için zenginleştirmenin
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) tarafından
yasaklanmayan bir egemenlik hak olduğunu vurguluyor.
Tahran nükleer silah üretmek istediği iddiasını reddediyor.
Diğer yandan, İsrail'in beyan edilmemiş bir nükleer cephaneliğe sahip olduğu
biliniyor.
Trump, 2018'deki ilk döneminde, İran'ın nükleer programını
küçültmesi karşılığında ekonomisine yönelik uluslararası yaptırımların
kaldırılmasını öngören Ortak Kapsamlı Eylem Planı'nı (JCPOA) tek taraflı iptal
etmişti.
O zamandan beri ABD, İran'a yaptırımları artırıyor. Tahran
ise, yaptırımlara nükleer programını büyüterek yanıt veriyor.